Ankara Gar Katliamı firari sanıklarının yargılandığı davada ara kararını açıklayan mahkeme, kamplarda bulunan sanıklar hakkında Adalet Bakanlığı’na yeniden müzekkere yazılmasına karar verdi.
Ankara’da Garı’nda 10 Ekim 2015 gerçekleştirilen katliama ilişkin açılan ve sonrasında firari sanıklar yönünden tefrik edilen davanın 5’inci duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi adliye önünü bariyerle çeviren polisler, duruşmaya katılmak isteyen aileleri kimlik kontrolünün ardından binaya aldı. Duruşmaya, 10 Ekim Avukat Komisyonu’ndan avukatlar ve katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri katıldı.
‘Duruşma, dosyaya yeni gelen evrakların okunmasıyla başladı. 10 Ekim Avukatları Komisyonu’ndan avukatlar, evraklara ilişkin söz aldı.
‘Defalarca söyledik’
Avukatlardan Eylem Sarıoğlu, “Özellikle firari sanıkların yakalanmasına ilişkin emniyetten gelen yazıda, sanıklardan Mustafa Delibaşlar’ın DSG, Fadile Delibaşlar’ın Roj, Cebrail Kaya’nın DSG, İlhami Balı’nın ise adı bildirilmeyen X kampında yer aldığı aktarılıyor. Bu iddianamenin ne kadar düzensiz hazırlandığını ortaya koyuyor. Biz başından beri sanıkların Gaziantep İŞİD örgütlenmesindeki pozisyonlarının ortaya koymayan, sanıkların önceki eylemlerine dair bilgilerin yer almadığı bir iddianame olduğunu defalarca söyledik” dedi.
‘7 senedir boş sandalyelere konuşuyoruz’
Avukat Gamze Gökoğlu, “7 celsedir boş sanık sandalyelerine karşı konuşuyoruz” dedi. “Bu sandalyeye oturması gereken sanıklardan biri Ömer Deniz Dündar” diyen Av. Gökoğlu, “Ama Dündar ile ilgili sadece örgüt üyeliğinden ve sahte evrak hazırlamaktan yargılama isteniyor” diye belirtti. Sanık Dündar’ın başka katliamların düzenlenmesinde de rol aldığını ifade eden Gökoğlu, “Bu süreçlerin hiçbiri iddianamede yok. Bu kişilerin iddianamedeki pozisyonları doğru belirtilmemiş. Ömer Deniz Dündar yarın sınırda yakalanırsa ve aldığı maaş doğrultusunda suç işlediğini ve ‘etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum’ derse mahkemenin nasıl bir karar vereceği konusunda kuşkuluyuz. Sanıkların dosyaya sunduğunu pozisyonlarının da dikkate alınmasını istiyoruz” diye konuştu.
‘Daha fazlası olduğunu biliyorduk’
Avukat Gülşah Kaya, “Sanıkların kaldığı kamplara dair bilgiler geldi. Devlette bu bilgilerin tamamı hatta daha fazla olduğunu biliyorduk. Gelen evraklarla birlikte bunun doğru olduğunu da gördük. Mustafa Delibaşlar’ın DSG kampında olduğunu öğrenmiş olduk. İlhami Balı’nın yeri ise X olarak belirtilip hala söylenmiyor. Sözde esir kampı deniliyor. Bu sözde ibaresinden kampın HPG kampı olduğunu düşünüyoruz ancak belirtilmemiş” dedi. Kaya, kamplarda bulunan firari sanıkların Türkiye’ye iadesi için İçişleri Bakanlığı’na müzekkere yazılmasını talep etti.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 24 Mart tarihinde 81 ilin emniyet müdürlüklerine gönderdiği “gizli” ibareli yazıda, firari sanıkların bilgilerinin olduğu excel listesinin tamamının dosyaya gönderilmediğini ifade eden Kaya, şu soruların aydınlatılmasını talep etti: “Listenin tamamı neden mahkeme ile paylaşılmadı? İlhami Balı’nın kaldığı ama ‘x’ olarak isimlendirilerek gizlenen kamp nerede? Daha önce defalarca sorulmasına rağmen tespit edilemediğini söyleyen Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü, İlhami Balı’nın yerini nasıl tespit etti? DSG’nin kamplarında olduğu bildirilen Mustafa ve Fadile Delibaşlar ile Cebrail Kaya’nın Türkiye’ye getirilip yargılanması için herhangi bir girişimde bulunuldu mu?”
AB raporu sunuldu
Avukat Sinem Doğanoğlu ise, “Hayat belki bizim için 10 Ekim’de durdu, yargılama da yavaşladı ama dünyada yargılamalar durmuyor. AB Yargısal İşbirliği Ajansı’nın 23 Mayıs’ta AB üyesi olan ülkelerin hakim ve savcılarına yönelik yayınladığı rapor var. Türkiye AB üyesi olamayabilir ama raporun kapsamı açısından sanıkların insanlığa karşı suçtan yargılanması istemimize yönelik sunmak istiyoruz. Bizim için sanıkların insanlığa karşı suçtan yargılanmaları çok önemli” dedi.
‘Hepsi biliniyordu, yakalanmadılar’
Avukat İlke Işık de, “Firari sanıkların hepsi biliniyordu ve yakalamadılar. Bu nedenle bugün sanık sandalyeleri boş. Meğer bir emniyet yazısı varmış. Bu bilgileri istemeseydik gelmeyecekti. Suç duyurusu taleplerimizi dikkate alın artık. Suç işliyorlar ve mahkememin artık bu suça müsaade etmemesi lazım. Yine gelen cevaplardan gümrük ihbar sistemi denilen bir şey olduğunu gördük. Bu sistemden sanıklara dair bilgi belgelerin istenmesini istiyoruz. Bu dosyada tespit edilememiş kişiler var. Bu nedenle dosyaya dahil edilmesi gereken sanıklar, yargılanan sanıklara dair fotoğraf albümü kayıtların, parmak izlerinin istenmesini istiyoruz” diye konuştu.
Işık, ayrıca istedikleri belgeleri zamanında ve doğru şekilde göndermediği nedeniyle Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Avukatların konuşmalarının ardından, IŞİD yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezası alan ve “insanlığa karşı suçtan” yargılanan Erman Ekici dinlendi. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanan sanık Ekici, tutuklu kaldığı sürenin göz önüne alınarak serbest bırakılmasını talep etti.
İddia makamı, firari sanıkların infazı için yakalanmalarının beklenilmesine, sanık Ekici’nin tutukluluk halinin devamına ve müşteki avukatların Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü hakkında talep ettikleri suç duyurusunun reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme, duruşmaya saat 14.00’a kadar arar verdi.
10 Ekim Davası’nda karar: Firariler bakanlığa sorulacak
Mahkeme, 16 sanık hakkında İnterpol vasıtasıyla kırmızı bülten ile aralanmalarının sağlanması hususunda Adalet Bakanlığı’na müzekkere yazılmasına, Suriye’deki kamplarda bulunan sanıklardan Mustafa Delibaşlar, Fadile Delibaşlar, Cebrail Kaya ve İlhami Balı hakkında Adalet Bakanlığı’na yeniden müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme, ayrıca Ankara Katliamı planlayıcılarından İlhami Balı’nın bir dönem çalıştığı bilinen Hayır ve Ensar Derneği’yle ilişkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin İstanbul Dernekler Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına ve sanık Ekici’nin tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Duruşma 21 Eylül’e ertelendi.
Gerçek adalet sağlanana kadar
10 Ekim Avukatları Komisyonu’ndan avukat Eylem Sarıoğlu, dosyaya gelen belgelerden, uzun zamandır sınırda olan sanıkların kamplarda olduklarını öğrendiklerine değindi. Sarıoğlu, “Bu celse özellikle İlhami Balı’nın hangi kampta olduğunu ve Türkiye’ye iadesi ve burada yargılanmasının sağlanması açısından mahkemeden adım atmasını ve burada onları yargılama iradesini ortaya koymasını istedik. Fakat bu aşamada buna ilişkin taleplerimiz maalesef istediğimiz karşılığı bulamadı” dedi.
Dosyanın ve yargılamanın “göstermelik” olmadığını, her gelen belgenin sorumluları daha çok açığa çıkardığını dile getiren Sarıoğlu, “Bundan sonrada gerçek sorumluların yargılanması, firari olanların burada yargılanıp hesap vermesini sağlayana kadar mücadelemizi devam edip bunu dayanışma içerisinde sürdüreceğimiz beyan ediyoruz. 21 Eylül’de yine burada olacağız ve gerçek adalet sağlanana kadar sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” diye belirti.
ANKARA