Oğlunun Rojava’da yaşamını yitirdiğini televizyondan duyan ve bir daha haber alamayan Gülistan Önver, iki yıldır polisler tarafından taciz ve tehdide maruz bırakılıyor
Wan’da yaşayan ve oğlunun Rojava’da DAİŞ’e karşı savaşırken yaşamını yitirdiğini televizyonda gören ancak kendisinden başka bir haber alamayan Gülistan Önver ve ailesi aylardır polis tacizine maruz kalıyor. Defalarca cep telefonundan aranarak karakola davet edilen Gülistan Önver, maruz kaldığı emniyet tacizi sonucunda Ağustos ayında İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi’ne de başvuruda bulunmuştu. Ancak başvuruya rağmen emniyetin taciz ve tehditlerinin devam ettiğini kaydeden Gülistan Önver, yaşadığı süreci JINNEWS’e anlattı.
‘Gelmezsen seni zorla getiririz’
İki yıldır belirli aralıklarla eşinin polisler tarafından telefonla aranarak rahatsız edildiğini ve sıklıkla oğlu ile ilgili sorular sorulduğunu anlatan Gülistan Önver, “Eşim de oğlumdan haberi olmadığını söylüyor. 9 Ağustos’ta Yüksekova Jandarma Komutanlığı’ndan aradığını söyleyen bir kişi, oğlumun mahkemesi olduğunu ve benim gelmem gerektiğini söyledi. Ben de 2014 yılından bu yana oğlumdan haber alamadığımı, zaten o dönem kayıp başvurusunda da bulunduğumu söyledim. O da ısrarla oğlum gelmezse benim gelmem gerektiğini söyledi. Ben de ısrarla gelmeyeceğimi söyledim. ‘Herkes kendinden sorumlu, ben oğlum adına konuşamam’ dedim. Onlar da ‘Gelmezsen seni zorla getiririz’ dediler. Ben de ‘İstediğinizi yapın’ dedim” dedi.
‘2-3 ayda bir eşimi arıyorlar’
Geçtiğimiz hafta içerisinde eşinin yeniden polisler tarafından arandığını belirten Gülistan Önver, “Eşime, oğlumun yurt dışında olduğunu ve gelip bir evraka imza atması gerektiğini söylemişler. Eşim de oğlumdan haberi olmadığını, herhangi bir evraka da imza atmayacağını söylemiş. 2-3 ayda bir eşimi arıyorlar. Ardından Yüksekova’da yaşayan kaynımı da arayıp aynı şeyleri söylemişler” ifadelerini kullandı.
‘Avukata gerek yok, yalnız gel’
20 Ekim’de ise kendisinin Van Emniyeti tarafından telefonla arandığını söyleyen Gülistan Önver, “Oğlumu yurt dışında gördüklerini ve gelip bir evrak imzalamamı söylediler. Oğlumdan haberimin olup olmadığını sordular. Ben de haberimin olmadığını söyledim. Israrla emniyete gelmem gerektiğini, gelmemem halinde ise kendilerinin gelip beni alacaklarını söylediler. Ben de avukatım eşliğinde emniyete geleceğimi söyledim. Onlar ise avukata gerek olmadığını, yalnız gelmemi söylediler. Ben de yalnız gelmeyeceğimi söyledim” diye belirtti.
‘İmzalamazsan her gün gelir, evini basarız’
Birkaç gün sonrasında avukatıyla birlikte emniyete gittiğini dile getiren Gülistan Önver orada da tehdit edildiğini söyledi:
“Sürekli beni ve eşimi arayarak rahatsız ettiklerini söyledim. Ancak bana ‘Hayır, arayanlar biz değiliz, onlar dolandırıcılardır’ dediler. Bizi bununla kandırabileceklerini sandılar. Ardından bir dilekçe yazdılar. Dilekçede bana ait olmayan sözlere yer vermişlerdi ve oğlum hakkında bilgiler içeriyordu. Bana ait olmayan, kendilerinin yazdığı dilekçeyi bana zorla imzalatmaya çalıştılar. O sırada avukatım başka bir müvekkilinin ifadesine girmek için birkaç dakikalığına yanımızdan ayrılmıştı. Ben de dilekçenin bana ait olmadığını, belirtilen sözleri kesinlikle söylemediğimi, oğlumdan haberim olmadığını ve kesinlikle imza atmayacağımı belirttim. Bunun üzerine beni tehdit etmeye başladılar. ‘İmzalamazsan her gün gelir, evini basarız’ dediler. Ben de istediklerini yapabileceklerini söyledim. Bize boyun eğdirmeye ve diz çöktürmeye çalıştılar.”
‘Yarın başımıza ne geleceğini bilmiyoruz’
Oğlunun 2014 yılında kaybolduğunu ve 2016 yılında ise televizyonda, YPG’de yaşamını yitirdiğini gördüğünü, Rojava’da cenaze töreni düzenlendiğini ancak onun oğlu olup olmadığını bilmediğini sözlerine ekleyen Gülistan Önver, oğlundan hiçbir haber alamadığının altını çizdi. Maruz kaldığı polis tacizlerine ve tehditlerine karşı daha önce İHD’ye de başvuruda bulunduklarını kaydeden Gülistan Önver son olarak şunları söyledi:
“Yarın başımıza ne geleceğini bilmiyoruz çünkü tehdit ediliyoruz. Bu uygulamalara asla boyun eğmeyeceğiz. Bu politikalara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Haber: Öznur Değer / JINNEWS









