• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
9 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hüseyin Bul

2024: İnkâr yılı

1 Ocak 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Hüseyin Bul, Yazarlar
Sus!

İnkârımı sürdüler önüme, geleneklerini bozmadan. Gelenekleri batsın. Sen, dediler, öyle kolay kolay var olamazsın. Bak burada geniş kapısı olan ışıklı bir oda var, gir içeri, bırak kendini, rahatla; bu stres sana yanlış yaptırır. Odanın çıkışında gözlerimin kamaşacağından o kadar eminler ki, şimdiden  kapının arkasına sakladıkları renkli elbiseleri görebiliyorum; akılları sıra renkli elbiselerle ayartacaklar beni. Işık bir ilizyon değil mi, ışıkta her şey rengini kaybetmiyor muydu, ışığınız size kalsın. İçeri açılan oda kapısından içeri girilir mi, ben dışa açılan kapıları seviyorum; sokağa, bulvara, caddeye… hiç mi düşünmezsiniz bunca işçi dışa açılan vardiya kapılarından neden akıyor hayata, sizin bana vaadettiğiniz ışıklı oda bir fabrika, günışığının girmediği bir yer; insan fabrikası. Geniş, içe açılan kapıdan giriyorsun rektefe edilmiş başka biri olarak çıkıyorsun, sağol, almayayım. Bana reva gördüğünü yaşarsın umarım. Yaşattığını yaşamadan gidersen ahım kalır.

Sivri kalemler

İnkârımı sürdüler önüme, geleneklerini bozmadan, gelenekleri batsın. Geçen sene, önceki sene, evvelki sene de aynı istekleri sürdüler önüme. İnadı benden mi öğrendiler ne? Kalemimi istediler, daha doğrusu kalemimi başka bir kalemle değiştirmemi istediler. Neymiş efendim onların teklif ettiği kalem daha güzel yazıyormuş. Hani o köşeleri olmayan insanları yazan kalemlerden. Oysa bilmezler ki ben kendime tutunmazsam düşeceğim, yoksa bunu bildikleri için mi her seferinde böyle bir teklifte bulunuyorlar? Kendimi kaybedersem düşeceğimi bildikleri için mi? Bilmez misiniz ey gafletler, ben, benden öncekilerin kalemi yere düşmesin diye sivriltiyorum kalemimi.

Yerel kalemler

İnkârımı sürdüler önüme, geleneklerini bozmadan. Ben, dedim, ‘kanlı beşiğim Mezopotamya’mın elleri sadece göğe yakarmaya yarayan insanların içinde büyüdüm. O mübarek, tertemiz ellerle rahmet diye avuç avuç keder sürüyorlar her gün yüzlerine; umutlarını nasırlı ellerine bağlayalı çok oldu. Umudu ekmek peynir gibi kutsal sayan ben, nasırlı ellerimle yaratan ben, nasıl imzalarım inkarımı. Bu eller evelallah daha önce hiç utandırmadı beni. Munzur’u saklayan dağ yamaçlarından günlerce, aylarca, yıllarca sesime ses verilsin diye bağırmışım, sesim üşümüş, yetim kalmış; yankısını alamamış. Şimdi nasıl terk ederim annemin her sabah Ey Xwedê diye yakararak sesini kaybettiği yeri. Sesime ses ver.

Renkli kalemler

İnkârımı sürdüler önüme, geleneklerini bozmadan. Gelenekleri batsın! Bilmesem eskiden saraylarında nasıl ‘oğlancılık’ oynadıklarını, derim ki evet, haklısınız, geçmişinizde ne eşçinsellik ne iç oğlanı, ne hiz oğlanı ne de civelek taburu varmış. Şimdi de kalkmış bana hasta olduğum üzerine brifing veriyorsun, hasta sensin. Bundan böyle brifing vereceksen, ‘bayanlar baylar’ diyerek kısa kesemezsin. Bayanlar baylar ve sevgili eşcinseller grizgahıyla başlayacaksın. Ben buradayım; renkli şemsiyenin altında. Burada herkese yer var. Kimse kimseyi cinsiyetiyle yargılamıyor.

Feminist kalemler

Sesiyle inkarımı sürdü önüme; sesini devletinden alıyordu, bağırıyordu. Bağırdıkça haklı olduğunu düşünmüş olacak ki güçlü hissediyordu, gördüm gözlerinde. İstanbul Sözleşmesi rafa kalktığından bu yana daha fazla bağırıyor. Senin sesin benimkini sindiremez, azıcık küçük harflerle, yumuşak kelimelerle konuşursan sesimiz daha gür çıkabilir, gürültüden arınarak. Gel sen hele böyle, diyerek beni balkona çekmeye çalıştı. Bir tek kendisi uyanık! Ulan erkek müsveddesi, genetik diye bir şey var, genlerin aktarımıyla ilgili senin bilgin var mı? Ben kız kardeşlerimin balkonlarda, uçurumlarda düşerkenki bedensel hafızasıyla büyüdüm. Beni bunlar büyüttü, kime ne anlatıyorsun? Erkek uzantısı, ne olacak. Ama sanıyorum o genetik süreklilik onda da devam ediyor olmalı ki zayıflığını örtbas telaşını kontrol edemiyordu.

Erkek olanlanlarınız bilir

balkonlar can simidir zayıflıklarınıza

bir gece ansızın atıverirsiniz

ortalığa saçılmaktan korktuğunuz ne varsa

Erkek olanlanlarınız bilir

korktukça erkekliğiniz düşer

balkondan aşağı

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İlk gün izlenimleri…

Sonraki Haber

Yeni bir yıla girerken

Sonraki Haber
‘Kaypakkaya’laşan Mayıs!

Yeni bir yıla girerken

SON HABERLER

Zulme Karşı Direnmek

Kaos aralığı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Daralan zaman, büyüyen tehlike

Daralan zaman, büyüyen tehlike

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Kürdistan’da eko kırım var!

Kürdistan’da eko kırım var!

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Barış elçisi yazıma ilham kaynağı

Barış elçisi yazıma ilham kaynağı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Muhalefet mi dediniz?

Darbe sürüyor!

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Özgürlüğün toplumsal anlamı

Özgürlüğün toplumsal anlamı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Salgado’nun Vizörü: Toprağın Tuzu

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır