• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Kasım 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

28’inde girdi 58’inde çıktı: Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim

13 Ekim 2022 Perşembe - 09:39
Kategori: Güncel, Manşet
28’inde girdi 58’inde çıktı: Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim

Cezaevine 28 yaşındayken giren ve 58 yaşında çıkan Balık, ‘Kendimi cezaevinde tanıdım’ diyerek komünal yaşamın kendilerine güç verdiğini söyledi. Balık, 30 yıl sonra ‘dışarısının’ kendisine neler hissettirdiğini de anlattı

Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) yargılamaları sonucu 30 yıl cezaevinde kalan Abdülhamit Balık, 58 yaşında özgürlüğüne kavuştu. Örgüt üyesi gerekçesiyle 1992 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde tutuklana ve müebbet hapis cezası alan Balık, bu süreçte sırasıyla Diyarbakır E Tipi Cezaevi, Bartın Cezaevi ve Kocaeli Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kaldı. 29 Eylül’de tahliye olan Balık, Bismil İlçesine bağlı Haciya Kurmancan (Kazancı) köyünde duygularını MA’dan Mahmut Altıntaş ‘a anlattı.

Tahliyesini öğrendikten sonra arkadaşlarının kendisine “Dışarı çıktıktan sonra kendini yere at ve toprağa uzan” dediğini dile getiren Balık, “Dışarıdaki kitleyi görünce çok duygulandım. Beni karşılamaya gelenler arasında bir de 11 yaşındaki torunum vardı. Etrafımdakiler konuşuyor ama ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Beni karşılamaya gelenler arasında 95 yılında birlikte tutuklu kaldığım arkadaşlarım bile vardı. Yani 30 yıl geçmiş ve insan değişiyor ister istemez. Yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettim” dedi.

‘Her şey değişmiş’

Tutuklandığı dönemde kendi köylerinde tek bir beton evin dahi olmadığını ancak arada geçen 30 yıldan sonra neredeyse kerpiç evlerin kalmadığına dikkati çeken Balık, söz konusu değişimin olumsuz olduğunu, ilişkilerin toplumsallıktan ekonomik temele kaydığını ifade etti. Ancak köy yaşamında toplumsal değerlerin hala var olduğunu dile getiren Balık, “Ama yine de halen daha o toplumsallık var. Köye geldikten sonra, yaşlısından gencine herkes ziyaretime geldi. Ziyaretlerden dolayı henüz daha köyde dolaşamadım” diye konuştu.

İnsanın cezaevinde her şeyin en güzel şekilde özlemini yaşadığını söyleyen Balık, “Gözümüz bir kediye iliştiğinde hayran hayran bakıyorduk; ne tatlı bir kedi diye. Sürekli ağaçların, toprağın ve akarsuların hayalini kuruyordum. Köyümüzün çöllerini bile özlüyordum. İnsan her şeyi ve herkesi özlüyor” ifadelerinde bulundu.

‘Kendimi cezaevinde tanıdım’

Balık, duygularını şöyle dile getirdi: “Eskiden sadece adımı biliyordum ancak cezaevinde birçok şeyi okuma ve araştırma fırsatı buldum. Bu nedenle; diyebilirim ki kendimi tanımam cezaevinde gerçekleşti. Eskiden, kendimi ve ailemi biliyordum ancak cezaevinde, tarihimi, kültürümü, kim olduğumu ve ne yapmam gerektiğini öğrendim. Cezaevinde tamamen paylaşmaya dayalı bir yaşam vardı.”

‘Komünal yaşam sürdürüyorduk’

Cezaevine girdiği ilk yıllarda belli zorluklar yaşadığını ancak, yaşadığı zorlukları komünal yaşamla aştığını sözlerine ekleyen Balık, şunları söyledi: “Cezaevine ilk girdiğimde farklı bir sistem vardı. Ancak sonraları F Tipi cezaevleri açıldı. Bunların açılmasıyla birlikte cezaevi koşulları ağırlaştı. Zaten F tiplerinin amacı, cezaevlerindeki birlik ve beraberlik kültürünü yıkıp, yerine bireyselliği inşa etmektir. Buna rağmen komünal yaşamı sürdürdük. Cezaevindeki birlik ve dayanışmamız sayesinde bu baskıların da üstesinden gelebiliyorduk. F Tiplerinin amacı komünal yaşam yerine bireysel bir yaşamın içerisine girmemizdi. Ancak her türlü baskı ve zorluğa rağmen komünal yaşamımızı sürdürüyorduk. Bunun önünü alamıyorlardı. Tek kişi de olsak, 3 kişi de olsak bu birlik ve dayanışmaya göre yaşıyorduk.”

DİYARBAKIR

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çabuk’un cenazesi Diyarbakır’a gönderildi

Sonraki Haber

Cezaevindeyken patlamadan sorumlu tutuldu!

Sonraki Haber
Cezaevindeyken patlamadan sorumlu tutuldu!

Cezaevindeyken patlamadan sorumlu tutuldu!

SON HABERLER

Gazeteciler Oğhan ve Sevinç’e gözaltı

Gazeteciler Oğhan ve Sevinç’e gözaltı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
6 Kasım 2025

Kendini bilmeden başkasını anlamak

Kendini bilmeden başkasını anlamak

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
6 Kasım 2025

‘Asırları etkileyecek fırtınanın önüne geçilemez’

‘Asırları etkileyecek fırtınanın önüne geçilemez’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
6 Kasım 2025

‘New York, New York’

‘New York, New York’

Yazar: Bedri Adanır
6 Kasım 2025

Halkın sanatçısı olmak

Medya dili süreci bulandırıyor

Yazar: Heval Elçi
6 Kasım 2025

Seçim, geçim ve huzur

Hanedanlık devrede

Yazar: Heval Elçi
6 Kasım 2025

Finlandiya’da üç Kürt aktivist gözaltına alındı

Finlandiya’da üç Kürt aktivist gözaltına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır