• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Kasım 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

31 Mart korkusu-İbrahim Sinemillioğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
13 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Eskiden kullandığımız Rumi takvimle bugün Şubat’ın son günü ve yarın Mart ayına giriyoruz. Martla ilgili çok atasözü ve deyim var.

En meşhuru: “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.” Martın havasına güvenilmezliğini, yazı anımsatan bir havadan çıkıp fırtınaya yakalanabilineceğini yani sol gösterip sağ vurabileciğini anlatır. Siyasi tarihimizde ise mart, en netameli aylardandır. O kadar çok sabıkası var ki yıldönümlerini izlemekte artık epeyce zorlanıyoruz. 31 Mart olayı, 12 Mart Muhtırası/müdahalesi, Gazi Mahallesi olayları…

Önümüzdeki 31 martta yapılacak yerel yönetim seçimleri nedeniyle içine girdiğimiz yakıcı atmosferin bizi neredeyse bir iç savaş havasına sokması nedeniyle, bu üç önemli olayı ve olası sonuçlarını irdelemeden önce, Gezi olayları sırasında ekmek almaya giderken 16 Haziran 2013’te polisin plastik mermisiyle başından yaralanıp dokuz aylık bir yaşam mücadelesinden sonra 11 Mart 2014’te hayatını kaybeden çocuk yaştaki Berkin Elvan’ı anmak isterim. Hani o annesi meydanlarda iktidarın başı tarafından yuhalatılan güzel çocuk. Ölmeseydi bir delikanlıydı şimdi. Kalplerde yaşayacak.

31 Mart olayı, 33 yıllık Abdülhamid despotluğuna karşı girişilmiş ve Abdülhamd’in tahttan indirilmesi ile son bulan bir harekettir. İttihat ve Terakki Partisi bu olayla iş başına gelmiş, ulus devlet temelleri bundan sonra atılmıştır. Sözde “hürriyet, adalet, musavat” getiren meşruti bir devlet yapılanması amaçlanmış, ancak Ermeni ve Süryani kırımları bu dönemde olmuş, aynı fikri temeller üzerinde kurulan Cumhuriyet, otuza yakın Kürt kalkışmasını, onlarca özgürlük hareketini kanla bastırmıştır.

12 Mart 1971’de ordu, Süleyman Demirel hükümetine verdiği muhtıra ile hükümeti devirmiş, Nihat Erim başbakanlığında kurulan hükümetle 1961 Anayasası’nın Türk milletine geniş geldiğini söylemiş, kabak yine Kürtlerin ve Alevilerin başına patlamıştır. 12 Mart 1995’te Kürt ve Türk Alevilerin yaşadığı İstanbul Gazi Mahallesi’nde Alevilerin devamlı gittiği bir kahvehaneye yapılan saldırıdan sonra üç gün süren olaylar sonunda kimi yürüyüş sırasında polis karakolundan yapılan ateş sonucu, kimi karanlık güçlerce yapılan saldırılar sonucu olmak üzere toplam 22 kişi ölmüş, 155 kişi de yaralanmıştı.

Sonradan istihbaratın çok önemli isimlerinden biri olan Hanefi Avcı, PKK ve sol örgütlere mal edilmek istenen bu olayların ve kahvehane baskınının “devlet içindeki güçler” tarafından yapıldığına inandığını söylemiştir. Bunun da “bin yıl süreceği” söylenen 28 Şubat Muhtırası’ndan hemen sonra olması manidardır. Bütün bunları neden anlattık? Yukarıda da belirttiğimiz gibi önümüzdeki seçimler, olası sonuçları itibariyle iktidar cenahını çok korkutmaktadır. Her şey Kürt bölgelerindeki gibi olsa işleri kolay.

Kürtlerin hiçbir baskıya pabuç bırakmayacaklarını bile bile sandık başlarına kimseyi yaklaştırmazlar, taşıma sandık yoluyla kritik yerlerde istedikleri sonuçları elde etmek için her yola başvururlar. Ne var ki batı illerinde ve büyük şehirlerde mızrak çuvala sığmıyor, her oyunu çok rahat oynayamıyorlar. Kürt illerinde yapılanları ağız birliğiyle susarak onaylayan muhalefet, batıda susmuyor. Bu da bir şey. Böyle olunca Erdoğa-Bahçeli ikilisi çareyi, toplumu bölmekte arıyor.

Sayın Erdoğan’ın MHP’lilerin konsolidasyonuna o kadar çok önem vermesi, kendi tabanındaki çatlakları ve erimeyi görmesinin de yarattığı korkunun sonucudur. AKP’yi birlikte kuduklarında hiç kimsenin yanında kalmaması ve AKP içindeki önemli bir kesimin de yer alacağı yeni parti ya da partiler kurulacağı söylentilerinin yayılması sarayın uykularını kaçırmaktadır. Birlikte parti kurduğu yetmişi aşkın kişiden yanında hiç kimse kalmayan Erdoğan, ayrılanları davaya ihanetle suçluyor.

Yetmişten fazla kimse davaya ihanet etmiş, davayı güden bir tek sayın Erdoğan kalmış. Yani dava, sayın Erdoğan’ın şahsıdır sonucuyla karşı karşıya kalıyoruz. Toplumda Cumhur İttifakı’na karşı kullanılan her oyu ihanet olarak gören ve bunların hepsini terörist ilan eden bir düşünce yapısı, ister istemez toplumu bölmekle kalmayıp iki ya da daha çok düşman kampa ayırıyor.

Son günlerde 8 Mart Kadın Yürüyüşü’nde polisin baskısını protesto edenlerin ezanı ıslıkladığı yolundaki bir yalanla kitleleri tahrik etmenin sonucunda silahlı bir güruhun HDP binasına yaptıkları yürüyüş, CHP binasına yapılan silahlı saldırı ve polisin HDP Diyarbakır il binasının kapısını kırarak partilileri gözaltına alması, milletvekillerine karşı şiddet uygulaması, iktidarın toplumu getirdiği ve belki de getirmek istediği noktayı açıkça göstermektedir. Bir 31 Mart’ta, Abdülhamit istibdadı son buldu, bu 31 Mart da tek adam rejiminin sonunun başlangıcı olacaktır.

Şimdiden “seçimi kaybetsek bile daha dört buçuk sene ben yöneteceğim” diyerek para musluklarının kendinde olduğu, seçilenlerin yerine kayyım atayacağı tehditleri ile oy toplama çabalarının sonuçsuz kalacağını görmesi, umarım ülkeyi içinden çıkılması imkansız badirelere atmaz. Zorlama tedbirlerle ayakta tutulmaya çalışılan ekonominin dibe vurması sonucunda uğrayacağı oy kaybı karşısında kaosu daha da derinleştirerek seçimlere yönelik bir erteleme veya iptal, emrindeki yargı tarafından kabul edilse bile, Türküyle, Kürdüyle bu ülke halkları tarafından kabul edilemez, sevinçlerini kursaklarda bırakır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Meclis komisyonunun anlamı

Meclis komisyonunun anlamı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
14 Kasım 2025

Türkiye'deki ulus devletçi yapılanma Kürtlerin de devleti haline gelebilecek mi? Bu enerjiyi kendi bünyesine alabilecek mi? Meclis'teki Milli dayanışma, kardeşlik...

Teke düşüyoruz

Somut programın başarısı: Mamdani

Yazar: Heval Elçi
14 Kasım 2025

New York Belediye Başkanlığı’na sosyalist Zohran Mamdani seçildi. Yorgun demokratların hepsine kötü haber, demek ki olabiliyormuş. İlk önce bunu hissetmemiz...

Türkiye ateşle oynuyor

Anayasa yoksa

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
13 Kasım 2025

Adalet ve hukuk olmazsa demokratik bir toplum da olmaz. İnsanlar haksızlıklar karşısında haklarını aramak için mahkemelere başvuru yapar. Yargı sistemi...

Halkın sanatçısı olmak

Süreç karşıtlığı ve bilişsel çelişki

Yazar: Heval Elçi
13 Kasım 2025

Barış süreçleri, uzun süreli ve derin çatışmalardan sonra toplumlar için hem büyük bir umut hem de ciddi bir zihinsel gerilim...

Otokrasiden çıkış dersleri

‘Barış’ ve ‘demokrasi’: Ekonomik ve sosyal kalkınmanın alt yapısı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Türkiye ekonomisinin birçok yapısal problemi var. Bunların başında onlarca yıldır ekonominin yılda ortalama %4-5 büyümesine rağmen, ülkenin ekonomik ve sosyal...

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Bugün yapılması gereken, 'barışı olmalı mı olmamalı mı?' sorusu etrafında demagoji yapmayı bırakıp 'barışı kim inşa ediyor?' sorusunu sormaktır. Çünkü...

Sonraki Haber

Tanzim, tanzim eder mi?

SON HABERLER

Komisyonun Öcalan’la görüşmesi ve CHP’nin önündeki tuzak

Komisyonun Öcalan’la görüşmesi ve CHP’nin önündeki tuzak

Yazar: Heval Elçi
14 Kasım 2025

Türkiye yüzyılı Kürtlerle yükselecek

Türkiye yüzyılı Kürtlerle yükselecek

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
14 Kasım 2025

Meclis komisyonunun anlamı

Meclis komisyonunun anlamı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
14 Kasım 2025

Amûdê Sineması: Yanan sadece bir film değildi

Amûdê Sineması: Yanan sadece bir film değildi

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
14 Kasım 2025

Teke düşüyoruz

Somut programın başarısı: Mamdani

Yazar: Heval Elçi
14 Kasım 2025

İsrail ordusu Batı Şeria’da Filistinli 2 çocuğu öldürdü

İsrail ordusu Batı Şeria’da Filistinli 2 çocuğu öldürdü

Yazar: Yeni Yaşam
13 Kasım 2025

Hatay Arsuz’da orman yangını

Hatay Arsuz’da orman yangını

Yazar: Yeni Yaşam
13 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır