Bolu F Tipi Cezaevi’ne dair hazırlanan raporda, 33 tutsağın tahliyesinin ortak kitap okumak, Kürtçe TV izlemek gibi bahanelerle engellendiği belirtilirken, İGK kurullarının kapatılması çağrısı yapıldı
Cezaevlerinde tutsaklara dönük hak ihlalleri sürüyor. Yüzlerce tutsağın tahliyeleri, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları tarafından çeşitli bahanelerle engelleniyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi üyesi avukat Berivan Barin, Bolu F Tipi Cezaevi’nde tahliyesi engellenen tutsaklara dair bir rapor hazırladı.
Rapora göre; cezaevinde tutulan 33 tutsağın tahliyesi kurulun “keyfi” ve “soyut” gerekçeleriyle engellendi. Raporda, tutsakların tahliyelerinin engellenmesinin ikinci kez cezalandırma olduğunun altı çizildi.
Erteleme gerekçeleri
Gazete bulundurmak, kitap okumak, belli radyo programlarını takip etmek gibi gerekçelerle “iyi halli” olunmadığı yönünde kararlar verildiği belirtilen raporda, gerekçeler ise şöyle sıralandı:
- Örgüt mensuplarının bulunduğu odalarda kalmak, örgüt ortamından ayrılmamak için bir çaba içinde olmamak, pişman olduğunu göstermemek ve örgütsel düşünce içinde kalmak, kendini değiştirme çabası içinde olmamak,
- İyileşmek, kendini değiştirmek, pişman olduğunu ispatlamak için bir çaba göstermemek, servislerde bulunmamak, bayramlaşmalara katılmamak, aramalarda personelle yardımlaşmamak, suyu tasarruflu kullanmamak, oda ve kısım temizliğine dikkat etmemek,
‘Birden fazla gazete bulundurmak’
- Kitap okumamak, odasında fazla gazete bulundurmak, odasında fazla kağıt bulundurmak, odasında habersizce toplanılarak sohbet etmek, örgüt ideolojisi ile fikirlerini savunmak, yazılar yazmak, defter tutmak, notlar hazırlamak, topluma bildiriler sunmak için çaba göstermek
- Servislerde görüşlere ilişkin sözlü söylemde bulunmak, cezaevi kütüphanesinden az kitap almak, görüşlerine ilişkin düşüncelerini açıkça belirtmek, radyoda belli programları takip etmek, dış basınla ilgili kupürler kesmek.
- Kürtçe kitap ve yayınlar bulundurmak, oda arkadaşlarıyla birlikte ortak kitap okuma faaliyeti yürütmek, idareye verdiği dilekçelerde örgüt diline yer vermek, bireysel tutum göstermemek, müdürlükçe yürütülen ideolojik inşa programlarına katılmamak, bireysel farklılaşma belirtmemek, ortak tutum içinde olmak,
- Eğitim öğretim faaliyetine katılmamak, eğitim personelinin (imam, öğretmen, rehberlik öğretmeni, eğitimci) birinci taraf olarak yapılan konuşma ve eğitim alma çağrılarına icabet etmemek, rehberlik birimiyle görüşmeyi reddetmek, mahkeme ve savcılık ifadelerinde örgütsel jargon kullanmak.
Kürtçe konuşmak, TV programlarını takip etmek
- TV’deki belirli programları takip etmek, Kürtçe TV kanallarını izlemek, Kürtçe konuşmak, suç işleme veya kaçma eğilimi taşıdığı izlenimi vermek, nöbette kantine gitmemek, dergi bulundurmak, gazeteye abone olmak, telefon etmemek, telefon konuşmasında hukuki sürece dair konuşmak,
- Resmi kurumlara pozitif bir değerlendirme sunmamak, ayda en az bir dilekçe yazmamak, tüm resmi kurumlara aynı içerikte dilekçe vermek, şikayet ve değerlendirme dilekçeleri sunmak, koğuş temizliğine katılmamak, kantinden alışveriş yapmamak,
- Müzik dinlememek, radyoda belli haberleri takip etmek, radyo dinlemek, akşamları geç saatlere kadar ışığı söndürmemek, koğuş yatma planına uymamak, aktif öğrenci olmamak, aile görüş gününü nöbetçi personele söylememek, görüş gününü örgütle birlikte planlama eğilimi içinde olmak.”
Tahliyesi engellenen tutsaklar
Tahliyeleri engellenen 33 tutsağın isimleri şöyle: “Nedim Yılmaz, Abdullah Çelik, Şahap Elbasan, Deniz Öztürk, Nurettin Ataman, Keyfo Başak, Sinan Türkmen, Muhammed İsmail, Halil Dağ, Ataş Göbe, Suat Gökalp, Ramazan Vural (engelli ağır hasta), Ali Murat Çalık, Hacı Ekinci, Bülent Güneş, Muzaffer Ateş, (70 yaşında ağır hasta), Ahmet Mustafa, Sabit Kaya, A. Abdi İbrahim, Aydın Adıyaman, Hasan İnci, Serhat Öztürk, Abdulhamit Ahras, Tuncay Doğan, Maruf Türkan, Mehmet Şirin Bozçalı, Mehmet Deniz Güzel, Özgür Sincar, Ömer Okul, Zeki Eşin, Murat Çetinkaya, Refik Sünkür (engelli hasta) ve Ramazan Kıran.”
Ağır hasta tutsaklar
Tutsakların hastaneye götürülürken ağız içi ve kulak araması, çıplak arama gibi uygulamalara da maruz kaldığı belirtilen raporda, buna dair başvurular yapıldığı ancak soruşturmaların sonuçsuz kaldığı vurgulandı. Bolu Cezaevi’ndeki ağır hasta tutsakların isimleri şöyle sıralandı: “Muzaffer Akış, Bahhattin Salhan, Abdullahvahap Kavak, Hayati Deniz Kaytan, Civan Boltan, Refik Sünkür, Hikmet Akbaş, Ramazan Vural.”
Çözüm önerileri
Raporun çözüm önerileri kısmında ise, kurulların kaldırılıp yerine bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulması gerektiği ifade edilerek, “Ağırlaştırılmış müebbet rejimi, uluslararası insan hakları normları ile uyumlu hale getirilmelidir. Tüm mahpuslara insan onuruna yaraşır koşullar sağlanmalı; eşitlik ilkesi doğrultusunda açık cezaevi ve koşullu salıverme hakları objektif kriterlere bağlanmalıdır. Mahpusların sağlık, iletişim ve aile görüşme hakları genişletilmeli; tüm uygulamalar mahkeme kararına ve somut gerekçelere dayandırılmalıdır. Sivil toplum, barolar, insan hakları kurumları ve bağımsız izleme kurulları cezaevlerini düzenli olarak denetlemelidir” denildi.
Haber: Ömer İbrahimoğlu / MA