Mêrdîn’de Federe Kürdistan Bölgesi’nden gelen 5 kişinin öldürülmesi davasına dair gerekçeli kararda, sanıkların MİT ve JİTEM ile ilgili beyanlarına yer verilmeyerek, dosya adli bir vaka olarak kapatıldı
Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ve Qoser (Kızıltepe) ilçeleri arasında 19 Ocak 2023’te Federe Kürdistan Bölgesi’nin Duhok kenti nüfusuna kayıtlı Hindirin Abdullah Salih (39), Waheda Haydar Casim (63), Abdullah Saleh Mustafa (69), Çimen Şahin Halid (75) ve Ahmed Celaleddin İbrahim’in (45) öldürülmesine ilişkin davada 14 Kasım’da karar verildi. Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Abdullah Kaplan ve Faris Akseven için “Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme” suçundan 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma” suçundan 15 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme “ateşli silah bulundurma” suçundan da iki sanığa, 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, İbrahim Doğan’ın “seri muhakemeye tutulduğu” gerekçesiyle dosyasının ayrılmasına, Murat Yiğit’in beraatına karar verirken, Ç.B. hakkında da “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 6 ay 20 gün hapis cezası vererek, “Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)” kararı verdi.
‘İştirak halinde gerçekleştirdiler’
Mahkeme, gerekçeli kararını da açıkladı. Sanıklar Kaplan ve Akseven’in tabanca ile öldürdükleri maktullerin üzerini aradıktan sonra 350 lirayı alıp olay yerini terk ettikleri kaydedildiği gerekçeli kararda şunlara yer verildi: “Arkada bulunan aracın kapılarının açık olduğu, öndeki araçtan bir kişinin koşarak arkada bulunan aracın arka kısmına doğru geldiği, elinde çanta gibi bir malzeme olduğu, çanta ya da poşet olduğu tahmin edilen malzemeyi ağzına koyduğu ve aracın sağ arkasında bulunan ikinci kişiyle yol üstünde yatmakta olan bir kişiyi yerde sürükleyerek aracın arka kısmına yol kenarına doğru getirdiği belirlenmiştir. 2 kişinin yaklaşık 10 saniye kadar sürükleyerek getirdikleri kişinin üzerinde bir şeyler aradıkları, sonra birinin kendi aracına doğru koşarak gittiği ve tekrar geri geldiği, diğer kişinin aynı yerde eğilmiş vaziyette bir şeyler yaptığı görülmüştür. Kendi aracına koşarak gelen kişinin kapıları açık olan aracın ön ve arka kısmında bir şeyler aradığı, yolun kenarına doğru bir malzeme attığı, aracın ön ve arka kısmına doğru hareketlerinin görüldüğü için araçta bir şeyler aradığı değerlendirilmiştir. Sürükleyerek getirilen kişinin yanında çömelen ikinci kişinin daha sonra kalkarak aracın ön ve arkasına doğru hareketlendiği (bir şeyler arar gibi), bir kişinin koşarak önde şoför yerine oturduğu, aracın içerisinde bir müddet daha oyalandıktan sonra arkadan kamyon geldiğini fark etmesine müteakip elinde bir malzeme ile koşarak geldikleri aracın sağ kısmına oturduğu ve aracın Kızıltepe ilçesi istikametine doğru hareket ettiğinin görüldüğü, diğer aracın kapılarının açık yolun sağında durduğu tespit edildi.”
Olayda kullanılan silahın Ç.B.’nin üzerinde ele geçirildiği belirtilen gerekçeli kararda, “Olayda sanıklar Kaplan ve Akseven’in birlikte hareket ettikleri, takip ve öldürme sırasında birbirlerinden haberdar oldukları, eylemlerinin aynı amaca yöneldiği dikkate alındığında birlikte suç işleme kararına sahip oldukları ve suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurdukları belirlendi. Böylece aktif eylemi bulunan sanıkların ‘kasten öldürme’ ve ‘nitelikli yağma’ suçunu TCK’nın 37/1’inci maddesinde yer aldığı haliyle ‘iştirak’ içinde gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır. Sanıkların kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürme suçunun manevi unsurunun gerçekleşeceği konusunda tereddüt yoktur. Sanıkların tabanca ile maktullerin hayati bölgelerine yakın mesafeden ateş etmeleri ‘kasten öldürme’ suçunun maddi unsuruna vücut verdiği sabittir. Olayda ayrı ayrı ‘kasten öldürme’ suçunun oluştuğu değerlendirilmiştir. Olayda kullanılan tabancayı sanıkların, tutuksuz sanık İbrahim D’den satın aldığı ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçunu oluşturduğuna kanaat getirilmiştir. Hem silah hem de fişek bulundurmaları da bir teşdit (bir suçun cezasının bazı nedenlerle ağırlaştırılması) sebebi olarak değerlendirilmiştir. Sanıkların pişmanlığını gösteren davranışlarının mahkeme heyetince gözlemlenmediği için takdiri indirim nedenlerinin koşullarının oluşmadığına kanaat getirilmiştir” denildi.
MİT ve JİTEM beyanları dikkate alınmadı
Ancak sanıklardan Faris Akseven’in ifadesinde dile getirdiği beyanlar gerekçeli kararda dikkate alınmadı. Faris Akseven’in kendisinin MİT ve JİTEM ile tehdit edildiği beyanları yer almazken, Duhok’ta Türkiye TEM şubesi adına çalışmak zorunda bırakıldığı, Tolga ismindeki kişinden talimatlar aldığını, sürekli ailesinin “yok edilmesiyle” tehdit edildiği iddialarına yer verilmedi. Faris Akseven, ifadesinin ilgili kısmında “Tolga aradı; ‘Abdullah daha önce bu işleri çok yaptı, sizden 2’ye 5 istiyorum’ dedi. Abdullah’a kimseyi öldürmeyeceğimi söyledim ama o emir geldiğini ve kabul etmesek aileme zarar vereceklerini söyledi. Bunun üzerine kabul ettim. Abdullah da Tolga’nın söylediği gibi Irak’tan gelen bir aileyi öldürmemiz gerektiğini söyledi” ifadelerini kullanmıştı.
Yine sanıklardan Abdullah Kaplan’ın Faris Akseven için, “Faris Irak’tan biri ile konuşuyordu. Faris’in kullandığı Irak numarası bulunursa her şey ortaya çıkar” beyanları da dikkate alınmadı.
MÊRDÎN