Türkiye’de enerji şirketlerine sınırsız destek verilirken, YEKDEM’in santral sayısı 755’e ulaştı. 269 adet Biokütle (Çimento fab. ve diğer tüm yakma tesisleri), 216 adet HES, 183 adet RES, 51 adet JES ve 36 adet GES destek kapsamına alındı
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Enerji şirketlerine destekler her türden üretim biçimi için geçerliyken ‘temiz enerji’ iddiasının arkasına sığınılarak sermaye kesimleri için genişletilmektedir. 5346 sayılı ‘Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanılmasına İlişkin Kanun’ (YEK Kanunu) çerçevesinde rüzgâr, güneş, jeotermal, biokütle, dalga, akıntı, gel-git ile kanal, nehir veya rezervuar alanı on beş kilometrekarenin altında olan hidroelektrik santralleri (HES) YEKDEM’den 10 yıl süre ile faydalanırken, yapılan değişiklikle destekler 31 Aralık 2030’a kadar uzatıldı. Uygulanan YEKDEM fiyatları ise şöyle: Biokütle Enerji 13,30 USD/CENT, Güneş Enerjisi 13,30 USD/CENT, Hidroelektrik Enerji 7,30 USD/CENT, Rüzgâr Enerjisi 7,30 USD/CENT, Jeotermal Enerji (JES) ise 10,50 USD/CENT.
2025 yılı soygun listesi
EPDK’nın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 5346 sayılı ‘Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik’ hükümleri çerçevesinde 2025 yılında YEK destekleme mekanizmasından yararlanacak lisans sahibi tüzel kişiler Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 31/12/2024 tarihli ve 13185-3 sayılı Kararı ile belirlenerek 2025 Yılı Nihai YEK Listesi düzenlendi.
755 santrale destek
Bu kapsamda EPDK’nın listesinde 755 ‘yenilenebilir’ enerji santrali bulunuyor. Listede yer alan santrallerin 216 adedi hidroelektrik santral, 183 adedi rüzgâr enerji santrali, 51 adedi jeotermal santral, 269 adedi biokütle santrali ve 36 adedi de güneş enerji santralinden oluşuyor. Ayrıca, 7 hidroelektrik santral de sadece yerli katkı ilave fiyatından faydalanacak. YEKDEM kapsamındaki şirketlerin ürettiği elektriğe, piyasa fiyatının üzerinde sabit bir fiyat garantisi verilir. Diğer teşvikler ise vergi indirimleri, gümrük muafiyetleri ve diğer finansal teşvikler de destekleme mekanizması içinde yer almaktadır. YEKDEM, rüzgâr, güneş, hidroelektrik, biokütle ve jeotermal gibi santralleri kapsarken, bu santraller için farklı tarifeler uygulanmaktadır.
Şirketlere servet aktarılıyor
AKP İktidarı tarafından sağlanan alım garantilerinin ve kurdaki artışların da etkisiyle YEKDEM kapsamındaki garantili dolar alım fiyatlardan yararlanmak isteyen enerji santrallerinin sayısında önemli artışlar yaşanırken destek verilen santral sayısı 755’e ulaştı. YEKDEM kapsamında desteklenen şirketlerin iktidarın kanatları altında büyüyen şirketler olması ise dikkat çekerken, bu şirketler içinde başı çekenler; Cengiz İnşaat, Özaltın İnşaat, EnerjiSa, Kolin Enerji, Limak Enerji, Bereket Enerji, Doğuş Enerji ve Sanko Enerji vd. şirketler olması halkın cebinden çalınıp bu şirketlere servetler aktarılmakta.
Bedava arazi tahsisleri
Diğer yandan Enerji Bakanlığı ‘yenilenebilir’ enerji bağlamında güneş ve rüzgâr santrallerinin depolamalı yatırımlar için toplam 250 bin MW başvuru aldıklarını ve 15 bin MW’ına lisans verdiklerini açıklamıştı. Devasa miktara ulaşan başvuruların adresi ise rüzgâr, güneş vd. YEKDEM kapsamındaki enerjisi yatırımlarında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti ile arazilerin bedava verildiği Kürt coğrafyasıydı. Halkın kullandığı meralar ile yurttaşların tapulu tarım arazilerine de ‘acele kamulaştırma’ ile el konularak şirketlere peşkeş çekilmekte. İktidarın açıkladığı ‘Yeni Teşvik Sistemi’ 6 bölgeden oluşurken, en büyük destekler ise 6. Bölge olarak belirlenen Kürt coğrafyasındaki 15 ili kapsıyor. 6. bölge teşviklerinde gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisi yer alıyor.
Termik santrallere milyarlar döküldü
Piyasa şartlarına uygun maliyetten elektrik üretemediği veya ihtiyaç olmaması nedeniyle şirketlerin beklentisi altında kalan enerji alımları gerekçesiyle yılın büyük bölümünde çalışmayan, çalıştırılmayan ya da çok düşük kapasitede çalışan santrallere verilen destek kamu geliri üzerinden yapılıyor. 115 bin MW’ı aşan enerji üretim kapasitesine rağmen bu kapasitenin 1/3’ünün piyasalaştığı Türkiye’de, yapılan ödemlerin gerekçesini enerji arz güvenliğine bağlamaları inandırıcı olmaktan çok uzak. Olası anlık pik enerji çekimleri koşullarında bile kullanılan gücün 50 bin MW’ı aşmıyor olması iddialarını çürütmeye yetmektedir.
Kasım ayı desteği 1,74 milyar
2025 yılında 25’i kömür, 21’i doğal gaz santralleri olmak üzere toplamda 46 santral, kapasite mekanizması uygulaması kapsamında verilen destekten yararlanacağı açıklandı. Diğer yandan Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), ‘Kapasite mekanizması’ içinde yer alan termik santrallere her ay milyarlar ödemeye devam ederken, en son açıklanan Kasım 2024 dönemi için 37 termik santrale 1 milyar 738 milyon 82 bin 945 lira kapasite ödemesini bu ay içinde yapacak. Kapasite mekanizması çerçevesinde 131 milyon 116 bin 853 lirayla en yüksek ödeme Hidro-Gen Enerji İthalat İhracat Dağıtım ve Ticaret AŞ’ye yapılırken, bu şirketi 121 milyon 665 bin 806 lirayla Gebze Elektrik Üretim Limited Şirketi izledi.
Her şey şirketler için
Bakan Bayraktar, Ekim ayında yaptığı açıklamada, yeni ‘YEKA modeli’ ile kurulacak RES’lere ilk 72 ay süresince üretecekleri elektriği serbest piyasa fiyatlarından sisteme satabilme imkânı tanınacağını belirterek, “Serbest piyasada kilovatsaat fiyatı 4.95 cent’in altına gelirse bunu koruyacağız diyoruz. Elbette bu biraz sistemin santrallerin hızlı şekilde devreye alınmasıyla bazı projelerde üç dört yılda, yatırım döneminde biraz daha gelir arttırıcı bir model öngördük. Sonraki 20 yıllık süreçte, ihalede oluşan fiyat neyse, o fiyattan alım garantisini vermiş olacağız” sözleri ise dikkat çekiciydi.
‘Acele kamulaştırma’
YEKA’larda döviz bazlı fiyat garantisi ve asgari yerlilik şartları koyulacağını aktaran Bakan, uluslararası yatırımcıları da çekebilmek için ‘uluslararası tahkim’ olacağını söyledi. YEKA projelerinde yarışmacılardan iletim bedeli istenmeyeceğini söyleyen Bayraktar, bunun baştan kamu eliyle ödenip daha sonra YEKDEM’den geri alınacağını iddia etti. Terli-yabancı sermayeye izin süreçleriyle ilgili müjde de veren Bakan Bayraktar, 48 ay olan ön lisans başvuru süresini 15 ila 18 aya, ÇED sürecini üç ila altı aya, orman izin sürelerini sadeleştirerek dört aya düşürmek için çalıştıklarını belirtti. İmar ve ruhsat sürelerinde de üç ay gibi bir süre öngördüklerini kaydeden Bakan Bayraktar, ‘acele kamulaştırma’ uygulamasını devreye alacaklarını ekledi.
Özelleştirme hazırlıkları
Diğer yandan piyasayla ilgili reform süreci devam ederken kurumları da dönüştürmek gerektiğini ifade eden Alparslan Bayraktar, “Özellikle KİT’ler, EÜAŞ, TEİAŞ, BOTAŞ. Şimdi buradan hemen bir özelleştirme hikâyesi çıkmasın. TEİAŞ, BOTAŞ, TPAO, Eti Maden ve EÜAŞ bu beş şirketimizin 2023 yılı cirosu 50 milyar dolar. Bu şirketleri, modern bir anlayışla klasik kamu işletmeciliği mantığından çıkartmamız gerekiyor. Bunları biz bölgesel milli şampiyonlar haline getirmek istiyoruz” sözleri ise ‘hikâyenin’ aslında bir gerçeğe dönüştürüleceğinin işaretini verdi.
Halka yoksulluk dayatılıyor
Yeni giriş yaptığımız 2025 yılı itibariyle yurttaşlar evlerinde 417 KW’ı aşan miktarda elektrik tüketmesi halinde elektik faturaları ikiye katlanacak ve sermest piyasada oluşan fiyatların sürekli güncelleneceği bir döneme girdik. Bu soygunda Hidroelektrik (HES), jeotermal (JES), biyokütle (BES), rüzgâr (RS) ve güneş (GES) santrallerinin elektrik üretimi arttıkça yurttaşa yansıyan faturalarda YEKDEM bedeli artmaktadır. Aynı zamanda Amerikan Doları üzerinden verilen alım garantileri nedeniyle dolar yükseldikçe YEKDEM birim maliyeti de yükseldiği için halkın cebinden çıkan bedel de sürekli olarak artış göstermektedir. Her fatura dönemi için hesaplanan toplam net YEKDEM maliyeti ‘Enerji Piyasaları İşletme A.Ş’ (EPİAŞ) tarafından her bir tedarikçiye ve dolayısıyla nihai tüketiciye yani halka ödeme yükümlülüğü oranında fatura edilecek.
Evlere sanayi fiyatı
Elektrik Müh. Odası yaptığı açıklamada, “Yıllardır 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standartları için aylık 230 kWh enerji tüketeceği varsayılmaktadır. Bu değer, hesaplama kolaylığı nedeniyle EPDK tarafından da aylık 240 kWh denk gelecek şekilde günlük 30 kWh olarak kabul görmüş ve düşük kademe için bu tüketim değeri kullanılmaya başlanmıştır. Bahsi geçen 417 kWh ise yeni bir kademe haline gelecektir. Aylık ortalama tüketimi 417 kWh`in üstünde kalan milyonlarca haneye yüksek tüketimli sanayi kuruluşları gibi fatura kesilecektir” diye belirtilmişti. Bu durumda, şirketlerin çıkarları uğruna halka büyük bir yoksulluk dayatılmakta.