Geçtiğimiz hafta bir video dolaştı sosyal medyada. Bu görüntülerde, bir adam iki kadına bir evin bahçesinde şiddet uyguluyordu. Kadınlara cebinden çıkardığı bıçakla da saldıran bu adamın, bir başkasının telefonu ile çekilen şiddet görüntüleri sosyal medyada hızlıca yayıldı ve adamın biri resmi, ikisi imam nikahlı eşlerine ve 11 çocuğuna uzun süredir şiddet uyguladığı ortaya çıktı böylelikle. Bu adam, AKP’li Siverek Belediyesi çalışanı Veysi Gençer idi.
Sonra öğrendik ki, Veysi Gençer gözaltına alınıp, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış. Veysi Gençer’in resmi nikahlı olan eşiyse, “Bizi bu adamın elinden kurtarın, artık dayanacak gücümüz kalmadı” diyerek yardım istemiş.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan resmi nikahlı eş, “bu adam sadece bana ve diğer karılarına değil, 1 çocuğumuza da şiddet uyguluyor” demiş. Kadının aktarımına göre adam polise haber verilmesi üzerine gözaltına alınmış ama ifadesinin ardından serbest bırakılmış. Ayrıca kadın daha önce de şikayetçi olduklarını ve Veysi Gençer aleyhine 1 ay süre ile uzaklaştırma kararının da mahkemece verildiğini ifade etmiş. Kadın olaydan sonra oturdukları evden çıkarıldıklarını, 3 kadın ve 11 çocuk olarak bir süre sokakta kaldıklarını, şimdi ise başka yere geçtiklerini de eklemiş. “Çocuklarımın ve diğer kadınların can güvenlikleri yok. Daha önce defalarca şikayette bulunduk ancak bir sonuç çıkmadı. Bir şekilde polisleri ikna edip, yeniden eve geldi. Bizi bu adamın elinden kurtarın, artık dayanacak gücümüz kalmadı” diye yardım istemiş.
Belediyeden elde edinilen bilgiye göre ise bu adam hakkında herhangi bir işlemin başlatılmadığı ortaya çıkıyor. Üstelik adam yıllık izne ayrılmış.
Bu adam elini kolunu sallayarak gezebiliyor ise bunun tek sorumlusu kadınları erkek şiddetine karşı korumayan ve şiddeti önleme yükümlülüğüne uymayan devletin kurumlarıdır.
6284 sayılı yasanın ‘tanımlar’ başlıklı 2.maddesinin g bendi tedbir kararını tanımlar ve şöyle der: Bu kanun kapsamında, şiddet mağdurları ve şiddet uygulayanlar hakkında hâkim, kolluk görevlileri ve mülkî amirler tarafından, istem üzerine veya resen verilecek tedbir kararlarını, ifade eder.
Kadının da ifade ettiği üzere daha önce de polise gidiliyor, adamın ifadesi alınıyor ama adam serbest bırakılıyor. Yani adam şiddet uyguladığı halde şiddet önlenmiyor, kadınlar ve çocukları korunmuyor, yukarıdaki maddede ifade edilen tedbir kararı, bırakalım resen verilmesini kadınların talebi üzerine dahi uygulanmıyor. Özetle, polis şiddet uygulayan adamı yeniden şiddet uygulayacağını bildiği halde serbest bırakıyor ve kadınları öylece işkenceye maruz kaldıkları eve yolluyor.
Daha önce defalarca yazdım, ifade etmeye çalıştım. Kadınlar yardım istemeden dahi onları korumakla görevli ve yetkili şahıs ve kurumlar, onlar yardım istediklerinde de bu yardım talebini bilerek ve isteyerek ‘görmezden’ geliyorlar, hatta onları o eve geri gönderiyorlar ya da şiddeti uygulayan adamı ‘önlemiyorlar’, kontrol etmiyorlar ise, kadınların şiddet görmesinin, kadın cinayetlerinin sorumlusudurlar. Kadınları korumakla görevli devlet, koruma görevini yerine getirmediği gibi, şiddetin failini de önlemediğinden kadınların şiddet görmesine yol vermiş ve kadınların, adına kadın cinayeti dediğimiz olay ile ölmelerini sağlamış olmuyorsa nedir? Yukarıda aktardığım olayın açıklaması nedir?
Öncelikle erkek şiddetinin, şiddeti önleme yükümlüğü olan devletçe ÖNLENMESİ gerekir. İlgili devlet kurumları şiddeti önlese idi kadınları bu şiddetten korumak ve onların hayatlarını altüst etmek zorunda kalmazdık. Hayatlarını, çevrelerini, tüm ilişkilerini ve hatta kimlik bilgilerini değiştirmek zorunda kalmazlardı kadınlar. Siverek’teki adam 14 kişinin hayatını cehenneme çevirebiliyorsa, burada bile isteye o adam lehine icrai bir hareket vardır diyebiliriz rahatlıkla. Bu icrai hareketin sahibi ise 6284 sayılı yasanın 2.md g bendinden sayılanlardır. İşte bu nedenle geçtiğimiz hafta Konya Selçuk’ta 2, Balıkesir Havran’da 1, İstanbul Sancaktepe’de 1, Çorum’da 1 kadın erkeklerce öldürüldü.