Üst sütunlarda detaylarını okuyacağınız PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 7 Ağustos günü gerçekleşen avukat görüşmesinde eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal için söyledikleri dikkat çekiciydi. Avukatlar, Öcalan’ın, “Kendisinin demokratik çözüm çabalarının Özal döneminden bugüne kontrgerilla tarafından sabote edildiğinin bilindiğini; çözüm karşıtı bu güçlerin bugün de aynı olmasa da savaş çıkaracak düzeyde bir potansiyeli taşıdıklarını söylemektedir. Özal’ın 1993 yılında ‘savaşla çözüm olmaz’ sözüne atıfla; aynı durumun geçerliliğini korumasına rağmen bugün Özal’ın kararlığını gösterecek bir iradenin varlığını sorguladığını vurgulamıştır” dediğini aktardı. Peki Öcalan’ın atıf yaptığı Özal ile yürütülen süreç nasıl bir süreçti?
Özal ve barış
PKK’nin 20 Mart 1993 tarihinde ilan ettiği ateşkes, bir yanı ile Turgut Özal projesiydi. Öcalan ve Özal’ın girişimleri sonucu ateşkes ilan edilmiş ve silahlar susmuştu. Bu ateşkes, Türkiye’nin Kürt siyasetini askerin vesayetinden kurtarma planının bir parçasıydı. Ancak Özal’ın ömrü bu projeyi sonuna kadar götürmeye yetmedi. PKK, 15 Nisan 1993 tarihinde ateşkesin süresini iki ay daha uzattı. Ancak iki gün sonra Cumhurbaşkanı Özal’ın ölüm haberi geldi. Öldü veya öldürüldü. Şimdi geriye dönüp baktığımızda ateşkesin de bu ölümle birlikte öldüğünü görüyoruz. Ama fiilen bitmesi için bir provokasyon daha gerekiyordu. Bunun gelmesi de gecikmedi. 24 Mayıs günü Elazığ-Bingöl karayolunu kesen PKK’liler, 90 kişiyi yanlarına alıp uzaklaştılar. Daha sonra ajanslar, 33 silahsız askerin PKK’liler tarafında kurşuna dizildiğini duyurdu. Kürtler arasında da büyük şaşkınlık yaratan bu olayın hangi koşullarda ve nasıl meydana geldiğine bakmadan önce, ateşkesin hangi koşullarda ilan edildiğine ve etkilerine göz atmak gerek. Lübnan’ın Bar Elias kasabasında bir basın toplantısı düzenleyen PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan, 20 Mart ile 15 Nisan tarihleri arasında ateşkes ilan edeceklerini açıklamıştı. Öcalan, “Biz, ordu birlikleri üzerimize gelmedikçe ve çok zorunlu bir meşru savunma durumuna düşmedikçe, 20 Mart’tan 15 Nisan’a kadar ateş etmeyeceğiz. […] gelişecek saldırılar kesinlikle bizden kaynaklanmayacaktır. Böylelikle uluslararası, Türkiye ve Kürdistan kamuoyunun barışa imkan sunmak biçimindeki dileğine de karşılık vermeye çalışıyoruz. Olası bir siyasi çözüme kendimizi hazır tuttuğumuzu belirtmek istiyoruz” diyordu.
Ankara’daki gelişmeler
Ateşkesin bitiş tarihi olan 15 Nisan yaklaşırken, yine Turgut Özal’in çabalarına tanık oluyoruz. Özal’ın girişimiyle Celal Talabani tekrar Ankara’ya davet edildi. Mesafeli durmasına rağmen, Demirel de Talabani ile görüştü. Celal Talabani, sonrasında Ankara’dan Şam’a uçtu. Öcalan, Lübnan’da yaptığı ikinci basın toplantısında ateşkesin süresini uzattıklarını açıkladı. Bu basın toplantısına Celal Talabani’nin yanı sıra, HEP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Türkiyeli başka Kürt siyasetçiler de katıldı. Özal’ın çabaları ve ateşkes, ABD ve AB nezdinde de dikkatle izleniyor, çözüm için destek verileceği çeşitli kanallarla Ankara’ya iletiliyordu. İç ve dış koşullar, hiç olmadığı kadar siyasi bir çözüme elverişliydi. Bu atmosferi dağıtmak için büyük veya birkaç karanlık tertip gerekiyordu. Onlar da peş peşe geldi.
Barışa komplo
Elazığ-Bingöl karayolunu kesen PKK’liler, iki midibüsle birliklerine giden askerleri indirdikten sonra yanlarına alıp bilinmedik bir yöne doğru götürdüler. Yaralı kurtulan askerlerin anlattığına göre bazı köylerden geçtiler, içlerinde komando olup olmadığını sordular, askerlerin nereli olduklarını tespit etmeye çalıştılar, ama askerlere herhangi bir zarar vermediler. “Kurtarma operasyonu” başlayana kadar kaçırılan tek bir askerin burnu bile kanamadı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan olayla ilgili açıklamasından eylemin merkezi bir kararla yapılmadığını, olayla ilgili soruşturma başlattıklarını ve bölgeye parti müfettişi gönderdiklerini söylüyordu. Olan olmuştu. Ya da olması planlanan olmuştu, bu açıklamaları kimse dikkate almadı ve çatışmalar tekrar başladı. Öcalan bu olayla ilgi açıklamalarını İmralı sürecinde de sürdürdü, bu olayın kendisine ve barış sürecine karşı düzenlenen bir komplo olduğunu söyledi.