Greta Thunberg 16 yaşında. Yaklaşık iki yıldır iklim değişikliği konusunda harekete geçmede kararlı ve “Bile bile kitlesel bir yok oluşa mı neden oluyoruz? Biz cani miyiz?” gibi temel bir soru soruyor ve bu konuda insanlığın kaderini değiştirmeye çalışıyor.
Greta iklim değişikliği ve küresel ısınma kavramlarıyla 8 yaşında karşılaşmış ve bu konuda filmler izleyip, kitaplar okudukça durumun aciliyetini daha da fark etmiş. İklim değişikliğine karşı herhangi somut bir eylem olmadığını görünce de 11 yaşında depresyona girmiş. Ancak depresyonu onu eylemsiz bırakmamış. Greta İsveç Genel Seçimleri öncesinde hükümeti iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye teşvik etmek amacıyla üç haftalık bir okul boykotu başlattı. İsveç Parlamento binasının önünde yaptığı eylemle ilgili de “Hiçbir şeyin olmadığını ve kimsenin bir şey yapmadığını düşündüm. Elimden geleni yapmak benim ahlaki görevim” şeklinde Kant benzerii bir açıklama yaptı. O günden beri Greta, Türkiye’de dahil dünyadaki binlerce çocuğa ve yüzlerce benzer okul boykotuna ilham verdi. Yaptığı eylemler uluslararası ödüller aldı. Polonya’daki iklim zirvesinde ABD Genel Sekreteri ile bir araya geldi.
İsveç iklim değişikliği ile ilgili Paris Anlaşması ile uyumlu hale gelene kadar Cuma günleri yaptığı boykotuna ve tüm insanlığı harekete geçirmek için farklı eylemlere devam ediyor. Temmuz ayında 1975 adlı müzik grubu ile ortak bir çalışma yaptı. Grubun yeni albümünde Greta, bir şarkıda dünyanın karşı karşıya olduğu büyük tehdidi anlatıyor.
Greta bugüne değin BM temsilcilerinden iş insanlarına, Avrupa Komisyonu’ndan devlet bakanlarına kadar pek çok karar verici ile bir araya gelerek iklim değişikliğine karşı sorumluluklarını hatırlattı, somut adımlar talep etti. Örneğin Avrupa Komisyonu’nun bu konuda daha fazla bütçe ayırmasını istedi. Komisyon Başkanı Jean-Claude Junkler da bu konuda söz verdi. Ancak karar vericilerin verdiği sözler Greta için yeterli olmuyor. O söz duymak değil, eyleme geçilmesini istiyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la birebir konuşmasında da bu konuda ısrarcı oldu. Kısacası son iki yıldır Greta’nın düşünceleri, talepleri küresel bir eyleme dönüşüyor. Sonuçlarını, etkilerini hep birlikte göreceğiz.
Bugün Greta’nın dünyanın her yerinden pek çok insan tarafından tanınıyor ve destekleniyor oluşunda, onun sesini yaygınlaştıran medyanın rolü elbette büyük.
Çünkü; medya yetişkinlerin kurguladığı bu dünyada; oy hakkı bulunmayan, devletlerin tüm politikalarından en çok etkilenen olmalarına karşın bu politikalara müdahale edemeyen, yetişkinler ve karar vericiler tarafından görüşleri dikkate alınmayan çocukların seslerini duyurmak için etkili bir araç. Çünkü medya çocukların seslerini, görüşlerini kamusal alana taşıyabiliyor. Zaten BM Çocuk Hakları Sözleşme’sine göre bu bir lütuf değil yükümlülük.
Ancak medya her zaman bu yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Hatta çocukların haklarını ihlal edebiliyor. Özellikle de Türkiye’de… Geçtiğimiz günlerde devlet televizyonu TRT bir çocuğun sesini, görüşünün talebini kamusal alana taşımak yerine sansürledi.
TRT Çocuk’ta yayınlanan bir programa telefonla katılan 9 yaşındaki Utku; telefon konuşmasının bir yerinde Kaz Dağları’nda yaşanan doğa katliamına dikkat çekmek istedi. Ancak Utku’nun sözü spiker Gözde Çevik tarafından kesildi ve Utku sadece “Kazdağları’na zarar veriliyor” diyebildi. Çünkü aynı anda sesi reji tarafından kısıldı. Yani Utku sansürlendi.
Olay duyulunca tepkiler büyüyüdü. Tepkiler üzerine TRT Çocuk; “Biz TRT Çocuk olarak bütün ailelerin çocuklarına güvenle emanet ettiği kanalımızı günlük tartışmaların hep uzağında tuttuk. Ailelerimiz ve bu konuda bize hep destek oldu. Bu tartışmaların bir canlı yayın üzerinden TRT çocuğa taşınmaması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı.
TRT çocukları günlük tartışmalardan, hayatta olup bitenlerden, bunların kamusal tartışmalarından ne kadar uzak tutarsa tutsun çocuklar tıpkı Greta ve ona destek olan binlerce çocuk gibi; yeryüzünde olan biten hiçbir şeye kayıtsız değiller. Bu durum tarih boyunca da böyle oldu, şimdi de böyle oluyor.
Bu sebeple bir kere daha hatırlatalım: Greta ve onun çağrısına karşılık veren 50 ülkeden binlerce çocuğun siyasilere yazdığı açık mektupta belirttiği gibi “çocuklar insanlığın kaderini değiştirecek”, Siz ister beğenin ister beğenmeyin… İsterseniz de sansürleyin…