Ilısu Barajı’nın açılmasıyla sular altında kalacak 199 köyden biri olan Oymataş (Bêdia) köyü sakinleri,’ Verimli topraklarımız su altında kalacak, atalarımızı burada bırakıp gidiyoruz. Topraklarımız su altında kalsın istemiyoruz.’ diyerek tepki gösterdiler.
Ilısu Barajı’nda su tutma işlemleri devam ederken, 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf, projeden vazgeçilmediği takdirde sular altında kalacak. Dicle Vadisi boyunca sular altında bırakılacak köylerde yaşam tüm canlılığı ile sürerken, su altında kalacak 199 yerleşim yerlerinden biri de Oymataş (Bêdia) köyü. Batman Çayı ve Dicle Nehri’nin birleştiği nokta civarında bulunan köy, tarihi yapıları ve doğal güzelliğiyle tanınıyor. Eski kilise ve dev mağaralarıyla tanınan tarihi köyün, bir kısmı su altında kalacak. Su altında köyün tarihi alanları olduğu ifade ediliyor.
Tarihi ve doğal güzelliğiyle tanınan Oymataş köyü sakinleri, bugünlerde evlerinin ve arazilerinin su altında kalacak olmasının tedirginliğini yaşıyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Metin Yoksu’ya konuşan köy sakinlerinden Adnan Taner, köylerinin 35 haneden oluştuğu ve çoğu evlerin su altında kalacağını dile getirdi. Köylerinin tarihinin net olarak bilinmediğini ve bölge köylerinden en çok tanınan köyler arasında olduğunu ifade eden Taner, köylerinin su altında kalmasını istemediğini kaydetti. Büyüklerinin su ve mağalar için buraya yerleştiğine dikkat çeken Taner, “Bizi buralardan kovuyorlar. Bizi mağdur ettiler. Evlerimizin bedelini dahi ödemediler. En verimli topraklarımızı bugün devlet su altında bırakıyor. Tüm atalarımızın mezarları da su altında kalacak. Biz tüm atalarımızı burada bırakıp gidiyoruz. Devletten bir beklentimiz yok, sadece hakkımız olanı istiyoruz” diye konuştu.
‘Hasankeyf tarihi ile eşdeğer’
İsmail Taner ise yetkililerin kendilerini evsiz bırakacağını hatırlatarak, “Uzmanlar buranın Hasankeyf tarihi ile eş değer olabileceğini söylüyor. Tüm tarih ile birlikte bizim de anılarımız su altında kalıyor. Yurdumuzu terk etmek istemiyoruz. Buradan ayrılmak istemiyoruz, hepimiz akrabayız” dedi.
Baraj projesinin iptal edilmesini isteyen Taner, turizm, hayvancılık ve tarımla daha fazla ülke ekonomisinin kalkınacağını ifade etti. “Siz bu toprakları su altında bırakırsanız ekonomi de çökecektir” diyen Taner, topraklarımızı bırakıp göç etmek istemediklerini kaydetti.
‘Su altında kalmasını istemiyoruz’
Köy sakinlerinden İlaf Yıldız, köylerinin su altında kalması ile birlikte mera alanlarının da yok olacağına ve hayvanlarını otlatacak sahalarının kalmayacağına dikkat çekti. Köyde yaklaşık bin 500 küçükbaş hayvanın bulunduğunu dile getiren Yıldız, “Her gün köyümüzden dört beş kilometre uzaklıktaki bu alana gelerek hayvanlarımızın sütünü sağıyoruz. Bu bereketli toprakların su altında kalmasını istemiyoruz. Dicle’nin bereketinden burada herkes faydalanıyor. Topraklarımız su altında kalsın istemiyoruz” diye konuştu.
‘Dicle olmazsa Mezopotamya olmaz’
Çocukluğundan bu yana berivanlık yaptığını söyleyen Aynur Taner (21) ise “Bereketli içme suyu kaynakları da su altında kalacak. Suyu su ile öldürüyorlar burada. Mezopotamya zenginliği Dicle’ydi. Dicle’miz Mezopotamya’nın yaşam kaynağıdır. Dicle olmazsa Mezopotamya diye bir yer olmaz ki…” diyerek barajın yıkıcı etkisine dikkat çekti.