Erdoğan’ın BM konuşmasına yanıt veren Jeffrey,Türkiye’ye her düzeyde tek taraflı bir operasyonun hiç kimsenin güvenliğinde iyileşme sağlamayacağını Ankara’ya ilettiklerini söyledi.Yunanistan Başbakanı da tepki gösterdi
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Suriye rejimi, “Güvenli Bölge”, YPG, DSG vb konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunurken “YPG/PYD’li yerel güçlere destek vermek için Suriye’ye girdik, buraya daha sonra Arap savaşçıların da katıldığı DSG de dahil oldu ve çok etkiliydi… tek taraflı bir operasyonun hiç kimsenin güvenliğinde bir iyileşme sağlamayacağını açıkça belirttik. Anayasa Komitesi’nde Suriye’nin kuzeydoğusu temsil edilecek” dedi. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, New York’ta düzenlediği basın toplantısında Suriye ve Kuzey Suriye’deki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Kuzey Suriye’de oluşturmayı planladığı “Güvenli Bölge” derinliğine ilişkin değerlendirmede bulunan Jeffrey, şunları söyledi: “Türkiye ile bu konuda bir süredir çalışıyoruz. Birçoğunuzun bildiği gibi 2014’te IŞİD karşıtı koalisyonun parçası olarak temelde PKK bağlantılı birçoğu YPG/PYD’li yerel güçlere destek vermek için Suriye’ye girdik, buraya daha sonra Arap savaşçıların da katıldığı DSG de dahil oldu ve çok etkiliydi. 2018’de ilkbaharın sonlarına doğru Türker ile Menbiç konusunda anlaşmaya çalıştık çünkü Türkler haklı olarak PKK yüzünden 1984’ten beri binlerce kişiyi kaybettiği ve PKK ile bağları olan güçler konusunda endişeleri var. Suriye’nin kuzeydoğusundaki insanlarla konuştuk, birçok grup var ve hepsi de öyle ya da böyle Türklerin endişelenmek için bir nedeni olduğunu anlıyor. Türklerin elbette askeri seçeneği var. Bunu, Afrin’de Cerablus’ta ve el-Bab’da PKK unsurlarına ve PKK ve DEAŞ’lı olduğunu düşündükleri unsulara karşı yaptılar. Her ikisine de saldırı düzenlediler.”
‘Tüm taraflarla görüşüyoruz’
Erdoğan’ın BM kürsüsünde Suriye haritası gösterip, Kuzey Suriye’ye dair “Güvenli bölge ilan edildiğinde bu bölgeye biz 1 ila 2 milyon arasında mülteciyi göçmeni yerleştirme şansına sahibiz” sözlerine isim vermeden yanıt veren Jeffrey, Kuzey Suriye’de güvenliği ve istikrarı sağmak, IŞİD’e karşı mücadeleyi devam ettirmek ve Türkiye’nin ve ‘yerel güçlerin’ endişelerini gidermek için “tüm taraflarla Güvenli bölge teklifini görüştüklerini” ve buna YPG güçlerinin ve ağır silahların konum ve faaliyetlerine göre farklı mesafelere çekilmesinin de dahil olduğunu aktardı. 4 ortak helikopter devriyesine işarete den Jeffrey, “Elbette Türkler bu konuda daha hızlı hareket etmemizi istiyor, çünkü onların güvenlik çıkarları söz konusu ama sonuçta bence herkes iyi bir iş yapıyor” dedi. Erdoğan’ın “İki hafta içinde buradan (güvenli bölge) bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız” açıklaması sorulan Jeffrey, şunları kaydetti: “Türklerle siyasi yönleri de olan askeri bir anlaşmamız var. Mültecilerin dönüşü dahil daha fazla konuyu konuşmaya hazırız. Bu askeri anlaşmayı mümkün olduğunca dürüstçe ve hızlı bir şekilde uyguluyoruz…Türklerin endişelerini dinliyoruz. Türkiye’ye her düzeyde tek taraflı bir operasyonun hiç kimsenin güvenliğinde bir iyileşme sağlamayacağını açıkça belirttik.” “Güvenli Bölge”nin hangi alanları kapsayacağı sorulan Jeffrey detayları görüşmeye devam ettiklerini söyledi. Jeffrey, Minbiç’te ise Türkiye ile farklı bir anlaşmaları olduğunu ve buna mültecilerin geri dönüşünün de dahil olduğunu söyledi.
‘Kuzeyden temsilci olacak’
Anayasa Komitesi’yle ilgili de konuşan Jeffrey, DSG’nin kontrolündeki Kuzey Suriye’nin temsilcilerinin de yer alacağını belirterek, ancak bu katılımın diğer bölgelere göre daha düşük oranla olacağını söyledi. “Suriye’nin kuzeydoğusu temsil edilecek. Zaten şimdilik Birleşmiş Milletler tarafından seçilen 50 kişilik kısımda Suriye’nin kuzeydoğusundan katılımcılar var. Diğer bölgelerden daha az temsil ediliyorlar” diyen Jeffrey, yayımlanan isimlerin doğru olduğunu doğrulayamayacağını söyledi.
Planın ne hedeflediği açık!
Erdoğan’ın BM’de anlattığı planının ayrıntılarını TRT yayınladı. Buan göre Suriye’nin kuzeyinde, 5 bin nüfuslu 140 adet köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçeden oluşan yerleşim alanı oluşturulacak. İlçelerin her birinde konutlar, merkez camiler, mahalle camileri, okullar, yönetim merkezi vb yapılacak, 200 bin konut yabancı fonlarla oluşturulacak. Suriye savaşı uzun süre Suudi, Katar, BAE sponsorluğuyla finanse ediliyordu.
Miçotakis: Avrupa onay vermez
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Suriye haritası göstermesi “Güvenli Bölge” önerisi yapmasını eleştiren Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, “Türkiye’nin Kürtleri ile Suriye’nin Kürtleri arasında Sünnilerin yaşayacağı bir güvenli bölge istiyor. ABD’nin veya Avrupa’nın bu öneriyi kabul etmesi son derece düşük bir ihtimal” dedi. Washington Post’a konuşan Miçotakis, geçen hafta Afganistan’dan ve Afrika’dan 3 bin kadar mülteci için “Onlar Erdoğan tarafından mı gönderildi?” sorusu üzerine Erdoğan’ın “Kapıları açarız” çıkışını hatırlattı ve “yüz binlerce mülteciyi göndermekle tehdit etmenin iyi yol olmadığını” vurguladı: “Tehditler oyununa ve masum insanları kullanmaya dönüşmemeli.” Miçotakis şu anda 70 bin mülteciye ev sahipliği yaptıklarını da söyledi. Söyleşide, Yunan adaları üzerinde uçuş yapan Türkiye’ye ait F-16 jetlerinin hava sahasını ve egemenliğini ihlali ettiğini kaydeden Miçotakis, “Bu, uzun süredir oynanan tehlikeli bir oyun” dedi.
Muslim: Çöktürme planından vazgeçin
Ankara’nın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlerinin “Çöktürme planı”nın devamı olduğunu ifade eden PYD Sözcüsü Salih Muslim, Türkiye’nin artık yok etme siyasetinden vazgeçmesi gerektiğini söyledi. ETHA’dan Welat Deniz’e konuşan PYD Sözcüsü Salih Muslim, Ortadoğu’da değişim planlarının ortaya atılmasıyla Türkiye’nin bu sürecin içerisinde yerini aldığını söyledi. Muslim Türkiye’nin siyasetiyle ilgili özetle şöyle konuştu: “Kendi planları vardı, bu planları da çöktürme planının bir devamıydı. Kürt halkı başta olmak üzere azınlıkları ve ulusları yok etme planı üzerine kendi içlerinde anlaşmaya vardılar. Süryaniler olsun, Asuriler olsun, Kürtler olsun onları yok etmek için buradaydılar, demokratik sistemi inşa etmek için değil. Bu bölgede yaşananlar Türkiye’de ortaya çıkan Kürt halkı başta olmak üzere halklara karşı uygulamaya sokulan ‘Çöktürme planı’nın bir devamı olarak karşımıza çıkıyor. ‘30 km gireceğim, kendi planlarım var onları uygulayacağım. Demografik değişimi gerçekleştireceğim.’ Bu çöktürme planın devamıdır, bunun bir parçasıdır. Bizim düşüncemiz, Türkiye’nin artık bundan vazgeçmesidir… Demokrasiyi savunmak için güçlü kalmak gerekir.’’
NEW YORK