9 Ekim 1998 tarihi uluslararası komplonun başlangıç tarihidir. O zaman ne olmuştu? PKK Lideri Abdullah Öcalan, 20 yıldır yaşadığı Suriye’yi terk etti, uçak Atina’ya indi. Yunan yetkilileri güvence vermesine rağmen Öcalan’ın Yunanistan’a girişine izin verilmedi. Havaalanında saatlerce bekletildikten sonra özel bir uçakla Rusya’ya gitti. Dört aylık bir kovalamaca sonucu Öcalan, başta ABD olmak üzere NATO’nun operasyonuyla Kenya’dan Türkiye’ye kaçırıldı. Yirmi bir yıldır İmralı Adası’nda ara sıra gevşetilse de mutlak tecrit altında tutuluyor.
Komplonun amaç ve hedefleri vardı. Bu günden bakıldığında onların hangileri olduğu daha iyi anlaşılıyor. 1990’ların başında sosyalist sistem çözülüp dağıldı. Soğuk Savaş dönemi kapandı. ABD kendini muzaffer ilan edip, liderliğinde yenidünya düzenini kurma hevesine girdi. Dünyanın yeni dizaynının başında da Ortadoğu geliyordu. 1991 Körfez Savaşı bu kapsamda gerçekleşti. Saddam’ın Irak’ı sınırlandırıldı. İkinci hamle ise Öcalan’a dönük gerçekleştirildi. Onunla Kürt dinamiği dağıtılıp ortadan kaldırılmak hedeflendi.
Ortadoğu’da ulus-devlet sistemi 1. Dünya Savaşı akabinde kuruldu. Sistemde Kürt halkına yer verilmemiş; ret ve inkâr edilmiş ve ülkesi dört parçaya bölünmüştü. Yani “yok” denilmiş; Kürtlerin yok olacağı var sayılmıştır. Yüzyıllık acılı tarihi de başlamış oldu Kürtlerin. ABD öncülüğünde kurulmak istenen yeni Ortadoğu’da yüzyıl önce alınan “Kürtler yoktur” uluslararası hükmü aynen geçerliliğini koruyacak ve varlıkları görülmeyecektir. Ancak Öcalan’ın mealen “beklenmedik, oyunu bozan konumunun” sonlandırılmak istenmesidir. Komplo bu hedef ve amacı gerçekleştirmek için uluslararası bir karakterde planlanıp uygulanmıştır. Çünkü Kürt varlığının kabul edilmesi durumunda, ABD’nin bölgeye biçtiği Yeni Ortadoğu Düzeni yapılanmasının gerçekleşmesi olanaklı görülmüyor. Yeni düzen denen mesele bölge halkları üzerine kâbus gibi çöken ulus-devlet yapısını restore etme şansı tanımamaktadır. Yeni düzenin perspektifi restorasyon ile sömürü ve baskıyı devam etttirmektir; bundan öte bir paradigma bulunmamaktadır. Yani çözümsüz olan ve bölgeyi kaos-kriz girdabına sokan restore edilmiş ulus-devlet ile götürmek; toplumsal krizlerin daha derinleşmesi ve içinden çıkılmaz hal almasından öte sonuç vermeyecektir. Durum böyle olsa da kapitalizm derinleşen yapısal krizini böyle aşmayı hedeflemiştir.
Ancak “evdeki hesap çarşıya uymadı.” Öcalan faktörü oyunu bozan temel faktör olarak öne çıktı. Komplo ile Öcalan ortadan kaldırılarak; temel engelin bertaraf edilmesi tasarlandı. “Baş ezilerek, gövdenin lime lime dağılacağı” hesaplandı. Zamanın ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright komplo gerçekleştikten sonra yaptığı açıklamada, “PKK altı ayda dağılacak” dedi.
Bugünden bakıldığında evdeki hesap çarşıya uymadı; emperyalist oyun bozulmak üzere yol almaktadır. Yirmi yıl öncesine göre Kürt dinamiği daha derinlikli ve yaygın bir seyir halindedir. Başta sömürgeciler olmak üzere emperyalistlerin oyunlarını bozan, adeta onları kendisine muhtaç hale getiren işlevsellik kazanmıştır. Kürtsüz bir Ortadoğu’nun olanaklı olmayacağı her geçen gün daha fazla açığa çıkmakta ve küresel çapta halkların bilincinde yer edinmektedir. Dolayısıyla komplo esas anlamda boşa düşürülmüştür.
Komplo zamanında Suriye yönetimi emperyalistlere karşı doğru tutum alamadı. Kürtlerle demokratik ve özgürlükler temelinde ilişkilenme ve ittifak yapmış olsaydı; günümüzdeki yıkımı ve vahşet sarmalının içine düşmeyebilirdi. İnsanlık karşısında halklara rol model olabilecek bir yapıda olurdu. Yine bölgenin diğer ülkelerinde yaşanan savaşların da komplo ile doğrudan ilişkisi vardır. Ortadoğu kan revan içindedir. Nedeni açık değil mi? Elli milyon Kürdü yok sayar, hakları gasp edilirse; emperyalizm cirit atma zemini buluyor ve irademize, özgürlüğümüze en büyük saldırıyı yapıyor, yapmaya da devam edecektir. Ulus-devlet zihniyetin kaynağı kapitalist moderniteye dayanıyor ve yüzyıldır hiçbir ulusa kan-revan dışında bir sonuç yaratmıyor.
Öcalan’a dönük uluslararası komplo gerçekleştiğinde Türkiye’de bayram yapılmıştı. Bugün durum nedir? O inkârcı zihniyet aşılamadığından; bir Putin’e, bir Trump’a koşuluyor. Gerekçe de, “terörizm” adı altında Kürt kazanımlarını ortadan kaldırmak. Onların yerine Kürtlerle doğal hakların iadesi bağlamında demokratik bir Türkiye’nin inşası temelinde emperyalistler rahatlıkla gereksizleştirilir. Türkiye bütün sorunlarını çözer ve bölgenin en çekici ülkesi olur. Bölgeye örnek demokratik modeli sunmuş olur. Gücünü sertliğinde değil, yumuşak ve çözüm yeteneğinden alır. Emperyalistler de çekip ülkelerine gitmek zorunda kalırlar.