Bilim insanları, iki nötron yıldızının çarpışması sonucunda demirden daha ağır bir element ortaya çıktığını tespit etti. 1950’lerden bu yana, Büyük Patlama sırasında hidrojen ve helyumun oluştuğu, demir gibi daha ağır elementlerin yıldızlardaki nükleer füzyon yoluyla ve yıldızlar süpernova olarak patladığında oluştuğunu biliyoruz. Bu şekilde sadece demir oluşmuyor. Ancak demirden daha ağır olan elementlerin nereden geldiği uzun zamandır bir gizem konusu. Araştırmacılar, iki nötron yıldızı çarpıştığında meydana gelen patlamanın ağır elementler yarattığını gösteren spektroskopik kanıt buldular. Bilim insanları, 2017 yılında gözlemlenen bir nötron yıldızı çarpışmasının spektrumunda stronsiyum metali tanımladılar.
Bulmacanın son parçası Kopenhag Üniversitesi Niels Bohr Enstitüsü’nden astrofizikçi Darach Watson, “Bundan önce, bir nötron yıldızı çarpışmasından belirli bir unsuru tanımlayamadık. Bu olaylarda ağır elementlerin yaratıldığına dair güçlü göstergeler ve iyi kanıtlar vardı. Ancak kesin kanıt şu ana kadar yoktu. Evrenle ilgili en temel sorulardan biri, periyodik tablonun elementleri nereden geliyor? Bunun, elementlerin oluşumu bulmacasının son parçasının olduğunu söyleyebilirsiniz” dedi.
Nötron yıldız çarpışması Son yıllarda bilim insanları, fikir birliği ile iki nötron yıldızı çarpıştığı zaman ‘r’ işleminin gerçekleştiğinde ortaklaştı. Ancak bu işlem ile ilgili kesin bir kanıt bugüne kadar eksik kaldı. Nötron yıldız çarpışması, nötron yıldızlarının birleşik kütlelerinin bir kısmının devasa bir patlamada serbest bırakıldığı ve evrene yayıldığı kilonova denilen bir fenomeni tetikler. Şili’deki Atacama çölündeki ESO gözlemevinde gerçekleştirilen çalışmada Dünya’dan 140 milyon ışık yılı uzaktaki bir galakside iki nötron yıldızının çarpışması gözlemlendi. Astrofizikçi Jonatan Selsing, “Nötron yıldızı çarpışmalarında sadece uranyum ve altın gibi en ağır elementlerin oluştuğu düşünülüyordu. Artık biliyoruz ki ağır elementlerin öncüleri de bu çarpışmalarda oluştu. Elimizdeki veriler, nötron yıldızı çarpışmalarının, en hafiflerden en ağırlarına kadar geniş bir ağır element yelpazesi ürettiğini söylüyor” dedi.
EKOLOJİ SERVİSİ