Harvard Üniversitesi’nden araştırmacılar, Rüzgar Enerji Santralleri’nin (RES) küresel ısınmaya fosil yakıtlardan daha fazla etki yaptığını açıkladılar. Büyük rüzgar çiftliklerinin geleceğin “yenilenebilir” enerji kaynağı olduğu söylenirken, iki Harvard bilimcisi, bu devasa metal yığınlarının bıçak kanatları, kömür santrallerinden daha fazla küresel ısınmaya neden olduğunu keşfettiler.
Temiz enerji iddiasının sadece bir efsane olduğunu belirten araştırmacıların Joule dergisinde yayınlanan makalelerinde, ABD’nin tüm elektrik talebinin bugün için RES’lerle karşılanması halinde 0.24 santigrat derece daha yüksek olacağını belirttiler. Araştırmada ABD’nin fosil yakıtları düşürerek yüzyılın sonuna kadar mevcut ısıyı 0.1 derece aşağıya çekmeye çalışması karşısında ortaya çıkan veri şok edici düzeyde olduğu ifade ediliyor.
RES’lerin etkisi bin yıl sonra
Harvard’da uygulamalı fizik ve kamu politikası profesörü David Keith, “Hedefiniz önümüzdeki 10 yıl ise RES’lerin ‘bazı açılardan’ kömür veya gazdan, küresel ısınmaya etkisi daha fazla” diyor. Keith devam ediyor ve “Eğer perspektifiniz gelecek 1000 yıl ise, o zaman RES’ler kömür veya gazdan çok daha temiz” olacaktır diye belirtiyor. RES’lerle bir değişim hedefleniyorsa bunun en az 100 yıl sonra hissedilmeye başlanabileceğini söyleyen Keith, ABD’li çevreci ve demokrat kimliği ile tanınan Ocasio Cortez’in 12 yıl içinde küresel ısınma süreci durdurulamaz ise dünya yok oluşa sürüklenecek iddiasına göre RES’lerin iklim değişimini olumlu anlamda etkilemesinin olanaksız olduğunu söyleniyor. Yapılan çalışmada, RES’ler havadan enerjiyi çaldığında, “yüzey ve atmosfer arasındaki ısı, nem ve momentum ilişkisinin bozulduğu ve bu durumun meydana gelme düzeyi sürekli değişen hava ve iklim şartlarına bağlı olsa da, RES’ler iddia edildiği gibi küresel ısınmaya çare olamayacağının kesinlikle söylenebileceği belirtiliyor.
Kapitalizm öldürür
Harvard Üniversitesi yaptığı araştırmada verilere ulaşırken, mevcut ekonomik büyüme yani kapitalizm için bir zorunluluk olan aşırı üretim süreçleri bağlamından yola çıkılıyor. Araştırmada, üretim ilişkilerinin bugünkü koşullarında dünyanın ne yaparsak yapalım yok oluştan kurtulamayacağı noktasına ulaşılıyor. Açık bir biçimde belirtilmemiş olsa da yapılan araştırma, kapitalizm koşullarında iklim değişimi ve küresel ısınma süreçlerinin durdurulamayacağını gösteriyor. Dünyada insan ve diğer binlerce tür canlının yaşamı kapitalizmin yok olmasına bağlı. Kapitalizm tarihin çöplüğüne atılamazsa ne yazık ki insan dahil tüm canlıların hiçbir geleceği olmayacak. Biz sıradan insanlar olarak, kapitalizmin dünyayı yok oluşa sürükleyecek olan ‘sürdürülebilir üretim’ süreçlerine yardımcı olmak değil ondan kurtulmanın yollarını tartışıp kendi cevaplarımızı bulmamız gerekiyor.
EKOLOJİ SERVİSİ