Süleyman Büyük, HDP önünde oturan Aysel Bozkurt’un oğlu Muhammet Bozkurt’un ifadeleriyle ‘PKK bağlantılı’ denilerek tutuklandı. Muhammet Bozkurt, daha sonra ifadesini değiştirse de savcı 25 yıl istedi
Çocuklarının dağa gönderildiğini ileri sürerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Binası önünde bekletilen ailelerden Aysel Bozkurt’un oğlu Muhamet Bozkurt’un (18) şikayeti üzerine tutuklanan Süleyman Büyük (19) hakkında “Örgüt üyesi olmak” ve “tehdit ve hakaret” iddiasıyla 25 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İfadesini geri çekmesine rağmen tutuklandı
Muhamet Bozkurt’un 31 Ağustos’ta kendisine atılan telefon mesajı ile 7 Eylül’de sokakta tehdit aldığı iddiasıyla yaptığı şikayet üzerine Süleyman Büyük, 10 Eylül’de gözaltına alındı, 2 gün sonra sevk edildiği adliyede serbest bırakıldı. Bozkurt ile Büyük’ün birlerini tanıdığı ve aralarında husumet bulunduğu belirtilirken, savcılığın mahkemenin serbest bırakılma kararına yaptığı itiraz sonucu 6 gün sonra tekrar gözaltına alındı. Büyük’ün ikinci kez gözaltına alındığı gün Bozkurt, sokakta kendisine yönelik sarf edildiğini ileri sürdüğü “Hiç sıkıntı yok. Merak etme PKK’nın eli kolu uzun, gereği neyse size yapılacaktır” yönündeki ifadesini geri çekti ve söz konusu kişi ile daha önceden kalma husumeti olduğunu itiraf etti. Bozkurt ifadesini geri çekmesine rağmen Büyük, “Örgüt üyesi olmak” ve “Tehdit ve hakaret” iddiasıyla tutuklandı ve Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Eyleme katıldığı tarih belirtilmedi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Büyük hakkında yürütülen soruşturma üzerine iddianame hazırlandı. Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, 3 Eylül tarihinde HDP önünde bekleyen ailelerin geliş tarihi 2 Eylül olarak belirtilirken, Aysel Bozkurt’un HDP önüne ne zaman geldiğine dair bilgiye yer verilmedi. İddianamede, Aysel Bozkurt’un kayıp olan amcasının oğlu için HDP önünde beklediği ve burada partililere üyelerine yönelik, “Başlarım sizin Kürdistan davanıza” şeklinde sarf ettiği sözlerin yazılı ve görsel medyada çokça yer aldığı hatırlatıldı. İddianamede, 31 Ağustos tarihinde Bozkurt’un oğlu Muhammet Bozkurt’un telefonuna, Büyük tarafından kullanılan GSM hattından hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderildiği ve 7 Eylül’de tehdit edildiği belirtilse de suç tarihi olarak 8 Eylül gösterildi.
Savcı değerlendirmesi
Savcı iddianamede, örgütün iradesi doğrultusunda şüphelinin, dağa kaçırıldığı belirtilen kuzeni için annesinin oturma eylemine katılmış olması sebebiyle müşteki Muhamet Bozkurt’a tehdit ve hakaret içerikli sözler sarf ettiği, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği, hakkında dava açılmasını gerektirecek nitelikle yeterli suç şüphesinin mevcut olduğu değerlendirmesi yaptı.
25 yıla kadar hapis cezası isteniyor
Büyük’ün 31 Ağustos’ta Bozkurt’u mesaj yoluyla, 7 Eylül’de ise sözlü olarak tehdit ettiği ileri sürülen iddianamede, Büyük hakkında “Örgüte üye olma” ve “tehdit ve hakaret” iddiasıyla 10 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Büyük hakkında açılan davanın duruşması ileri bir tarihe atıldı. Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
‘Süleyman Büyük’ün tam olarak ne dediğini hatırlamıyorum’
Büyük’ün tutuklandığı gün hakkında verdiği ifadeden vazgeçtiğine dair Bozkurt’un Diyarbakır 3’üncü Sulh Ceza Hakimliğine gönderdiği dilekçesinde, şu ifadeler aldı: “Benim Süleyman’la daha önce mesajlardan da görüleceği üzere bir husumetim vardı. Olay günü mahalledeki her zaman gittiğim berbere gittim. Berberde herkes beni annemin HDP İl Binası önünde oturması nedeniyle dışladı. Berberden çıktım, mahalleye gittim. Mahallede herkes beni dışladı. Başka bir berbere gittim, berberde işim bitince dışarı çıktım. O esnada Süleyman ile karşılaştım. Onunla önceki husumetimden dolayı tartıştık. Her ne kadar daha önceki ifademde tartışma sırasında Süleyman’ın bana, ‘PKK’nin eli kolu uzundur. Size gereken yapılacaktır’ dediğini söylemişsem de o anki psikolojimden dolayı, aslında tam olarak ne söylediğini algılayamadım. O gün herkes beni dışlayınca psikolojik olarak çok etkilendim. Aslında Süleyman Büyük’ün tam olarak ne dediğini hatırlamıyorum.”
Kaynak: MA
