İş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerinin ailelerinin yıllardır verdiği adalet mücadelesine odaklanan ‘Kaza Değil Cinayet’ ilk gösterimini yaptı. Yönetmen Pınar, ‘davalarda yargı, işçiyi değil sermaye güçlerini koruyor’ dedi
Yadigar Aygün/İstanbul
Türkiye’de iş cinayetleri her geçen gün artıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayınladığı rapora göre, 2019’un ilk on ayında en az 1477 işçi, 2018 yılında 1923 işçi, 2017 yılında 2006 işçi, 2016 yılında 1970 işçi, 2015 yılında ise 1730 işçi yaşamını yitirmiş. Yaşamını yitirenler arasında çocuk ve mülteci işçiler de buluyor. İş cinayetlerinde ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, ticaret/büro, belediye/genel işler, metal, madencilik, tekstil/deri, gıda ve konaklama/eğlence işkollarında gerçekleşiyor. Bütün işkollarında ölümlerin ana gövdesini mevsimlik, taşeron ve yevmiyeli çalışan güvencesiz işçiler oluşturuyor. İş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerinin aileleri mahkemelerde yıllarca adalet mücadelesi veriyor. Açılan davalar ya patronlar lehine sonuçlanıyor yada yıllarca devam ediyor. Yönetmen Fatih Pınar, 2008 yılından bu yana iş cinayetlerinde kaybettikleri yakınları için adalet mücadelesi veren ailelere ‘Kaza Değil Cinayet’ belgeseli ile dikkat çekiyor. Belgesel ilk gösterimini geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Büyük beğeni ile karşılanan yapım, ulusal ve uluslararası pek çok festivalde izleyiciyle buluşacak.
Yönetmen Fatih Pınar ile Norveç’in Bergen şehrinde üç yılda bir düzenlenen Bergen Assembly uluslararası sanat etkinliğinde Murat Deha Boduroğlu ve Banu Cennetoğlu’nun önerisi üzerine çektiği ‘Kaza Değil Cinayet’i konuştuk.
‘Yıllardır adalet arıyorlar’
Türkiye’de iş cinayetlerin her geçen yıl arttığına dikkat çeken Pınar, yakınlarını kaybeden ailelerin uzun yıllardır adalet aradığını söyledi. Ailelerin adalet mücadelesini ve seslerini duyurmak için belgeseli çektiğini dile getiren Pınar, “Belgeselin yapımına 7 Ocak’ta Vicdan ve Adalet Nöbeti ile başladım. Her iş cinayeti davasında, Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde bir aileyi ön plana çıkardık. Filmde süreç içinde belirdi. Belgeselde kurguyu karakterleri kağıt üzerinde çıkarmanız önceden belli olmuyor. Vicdan Nöbetleri’nde, karar duruşmalarında adliye önündeki basın açıklamalarında, anmalarda, en çok katılımı olan, söz alan aileler ön plana çıkmış oldu. Evlerine gidip röportajlar da yaptık. Oğlunu kaybeden bir anne, baba, eşini kaybeden biri, kardeşini kaybeden biri her biri aslında başka bir davayı temsil ediyor. Davutpaşa’da kaçak maytap atölyesinde 2008’de yaşanan patlamada hayatını kaybeden 20 işçinin ölmesiyle başlayan bir süreç adalet arayan aileler. Bunları belgeselde anlatmış olduk “dedi.
‘3. Havaalanı işçi mezarlığı’
Pınar, iş cinayetlerinde yakınları kaybeden aileler yakınlarının yasını tutarken aradıkları en önemli şeyin adalet olduğunu dikkat çekiyor. Ailelerin başka iş cinayetlerinin yaşanmaması için de mücadele ettiğini söyleyen Pınar, “İş cinayetleri davalarında yargı, işçiyi değil sermaye güçlerini koruyor. Belgeselde en çok aklımda kalan aileler biz bir yakınımızı kaybettik ama başkası yakınını kaybetmesin diyorlar. İş kazası değil iş cinayeti olarak ele alınması gerekiyor. Davalarda caydırıcı yaptırımları olan kararlar çıksa davalardan eminin sermaye sahipleri buna daha dikkat edecek. İş cinayetleri azalacak. Önlemleri almaları demek iş cinayetlerinin önlenmesi demek ama iktidarda devlet eliyle bunu organik düzenli bir şekilde bu kararların çıkmasının önüne geçerek aslında her zaman olduğu gibi işçisinin, yurttaşının yanında değil sermayenin yanında olduğunu gösteriyor. Aslında belgeselde bunun altını çizmeye çalışıyoruz. Cezanın verilmemesi işçileri öldürebilirsin anlamına geliyor. 3. Havalimanı’nda yaşanan iş cinayeti rakamlarını bile bilmiyoruz. Orası havalimanı değil bir işçi mezarlığı ” diye belirtti.
Vicdan ve Adalet Nöbetleri
Adalet Arayan İşçi Aileleri 2012 yılından beri iş cinayetlerine dikkat çekmek için İstanbul Galatasaray Meydanı’nda Vicdan ve Adalet Nöbeti tutuyorlar. Her ayın ilk pazar günü buluştukları 75. nöbet “milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleriyle yasaklandı. İstiklal Caddesi’ndeki bir ara sokağa sıkıştırılan aileler başka iş cinayetleri yaşanmasın diye nöbet tutmaya devam ediyorlar.