Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ölümün ardından konuşan, Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz, Büyükanıt’ın ‘son 20 yılın kara kutusu’ olduğu söyledi ve ‘hakkımızı helal etmiyoruz’ dedi
Üç gün önce yaşamını yitiren Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye siyasi tarihine kazınan yüzlerce olayla anılacak. Büyükanıt, “27 Nisan e-muhtıra bildirisi”, Kandil’e yönelik hava saldırılarında vurulan siviller için söylediği “Burada sayılara takılmayın, kaç kişinin vurulduğuna takılmayın” sözleri, PKK’ye yönelik 200 bin askerin katılımıyla başlatılan ancak 9 gün süren “Güneş operasyonu” için söylediği “havalar soğuktu geri döndük” açıklamaları, 2005 yılının Newroz’unda yaşanan bayrak olayının ardından yaptığı “Sözde vatandaş” açıklaması, “DEP milletvekillerinin maaş alması zoruma gidiyor” söylemi, Özgür Gündem Gazetesi için sarf ettiği “Onlar PKK’li” sözü ve son olarak dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile yaptığı ve halen sır olan kalan “Dolmabahçe görüşmesi” gibi Türkiye tarihinde önemli birçok olayın merkezinde yer aldı.
‘Son 20 yılın kara kutusu’
Büyükanıt’ın en çok hatırlanacağı olay ise, kuşkusuz Şemdinli’de Umut Kitapevi’nin bombalanması sonrası yaptığı açıklama oldu. 9 Kasım 2005 yılında Şemdinli’de Umut Kitapevi’ni bombalayan ve suçüstü yakalanan Astsubay Ali Kaya için söylediği; “Tanırım, iyi çocuktur” sözü davanın seyrini belirleyerek, davasının cezasızlıkla sonuçlanmasının ilk adımı oldu. Büyükanıt’ın ölümünün ardından Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Umut Kitapevi Sahibi Seferi Yılmaz, Büyükanıt’ın sadece Şemdinli olayı ile değil bölgede yaşanan yüzlerce olayla anıldığını hatırlattı. Büyükanıt’ın sadece Genelkurmay Başkanlığı dönemde değil, Kara Kuvvetleri Komutanı ve hatta 7. Kolordu Komutanlığı dönemindeki birçok olayın da karanlıkta kaldığını ifade eden Yılmaz, Büyükanıt’ı Türkiye’deki son 20 yılın “Kara kutusu” olarak tanımladı.
‘Umarım yaşananları yazmıştır’
Susurluk, Şemdinli ve sonrasında gelişen olaylarla Büyükanıt’ın ülke siyasetinde ne kadar etkili olduğunun görülebileceğini vurgulayan Yılmaz, “Hatta ‘Tanırım, iyi çocuktur’ ve sonrasında Şemdinli davasının uğradığı akıbet açısından bile bakıldığında Büyükanıt’ın ne kadar etkili olduğu görülebilir. Çünkü sonrasında Şemdinli davası ile ilgili tüm süreç onun o sözü üzerinden şekillendi. Karar Kuvvetleri Komutanı’nın bir JİTEM’ciyi bu kadar yakından tanıması dikkati çekiyor. Hatta Büyükanıt, Ali Kaya ile birlikte Diyarbakır’da, Irak Federal Kürdistan bölgesinde görev yapmıştı. Şemdinli’de sanıklar suçüstü yakalanmalarına, binlerce belge, bilgi ve kamuoyu baskısına rağmen dava Büyükanıt’ın o sözü üzerine çok farklı bir yere götürüldü. Hakkında iddianame hazırlanmasına rağmen bu kişi yargılanmadı ve Dolmabahçe’de Erdoğan ile yapılan görüşme sonrası bu dosya tamamen kapatılmak istendi. Bu görüşmenin sır olarak kalmaması gerekiyordu. Eğer mezara kadar gitmeseydi bugün Türkiye’de çok farklı bir durum yaşanacaktı. Umarım Büyükanıt gitmeden Türkiye’de yaşananları yazmıştır” dedi.
‘Cumartesi Anneleri şuan çocuklarını aramazdı’
AKP iktidarı ile Büyütanıt’ın ‘anlaşmaması’ durumunda Türkiye’nin karanlık yapılarının büyük bölümünün ortaya çıkarılacağını ifade eden Yılmaz, “Biz Ergenekon’un Türkiye hiyerarşisi içerisinde çok güçlü olduğunu ve kolay kolay dokunulamayacağını biliyorduk. Ama eğer bu anlaşma olmamış olsaydı bu yapı da tüm detaylarıyla ortaya çıkardı. 90’lardaki faili meçhul cinayetlerden Şemdinli’ye kadar olan dönemde yaşananlar çok önemlidir. O dönem öyle bir müdahale olmamış ve Dolmabahçe mutabakatı olmasıydı Şemdinli aydınlanır hatta Cumartesi Anneleri’nin büyük bir bölümü şuan çocuklarını aramazdı” diye konuştu.
Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Ölmüş bir kişinin arkasında bazı şeyler söylemek doğru olmaz. Bazı kişiler halkın vicdanında mahkum olur. Bu ülkenin bugün karanlıkta olmasında onun büyük bir payı var. Son sözüm ise biz ona hakkımızı helal etmiyoruz.”
VAN