Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, hak ihlallerine karşı 13 gündür açlık grevinde olan 30 tutuklu, sorumlu olarak cezaevi müdürünü işaret ederek, taleplerini karşılanıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini bildirdi
Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 30 tutuklu, maruz kaldıkları kötü muamele ve hak ihlalleri dolayısıyla 12 Kasım’dan bugüne süresiz dönüşümsüz açlık grevinde. Açlık grevinde olanlar arasında bulunan Mehmet Selim Süer, Mehmet Göz, Sabahattin Karasu, Nevaz Sakçak, Süleyman Saçal, Candan Yen, Zenar Demir, Abdullah Uçar, Kasım Balta, Sedat Karak, Adem Amaç, Mehmet Kazıcı, Mehmet Kılınç, Mikail Pelit, Abdullah Topaloğlu, Mehmet Emin Dal, Recep Yel, Akar İkbal, Veysi Baltaş, Mehmet İpek, Hasan Muhammet İbiş, Yıldırım Kış, Baver Başaran ve Halil İbrahim Karataş, çözüm bulunmazsa eylemlerini sürdüreceklerini iletti.
‘Hak ihlalleri yerinde tespit edildi’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAYDER) ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi’ne bağlı avukatlar, tutuklularla yaptıkları görüşmeleri raporlaştırıldı.
Açlık grevinde olan Mehmet İpek, Mehmet Kazıcı, Adem Amaç, Hasan Muhammet İbiş ve Sedat Kara adlı tutuklularla görüşüp, hak ihlallerini yerinde tespit eden hukukçular, çözüm bulunmaması halinde tutukluların ölüm orucuna başlayacaklarını söylediğini, kaydetti.
‘Doktorun ırkçı, faşizan yaklaşımı var’
Tutuklulardan Sedat Karak, cezaevinde toplam 50 kişi olduklarını, sağlık sorunu el vermeyen 20 tutuklunun dışındakilerin açlık grevine başladığını iletti. Cezaevinde en büyük sorunun ayakta sayım dayatması olduğunu vurgulayan Karak, bunu kabul etmeyenlerin tehdit, hakaret, darp ve disiplin soruşturmalarına maruz kaldıklarını, can güvenlikleri olmadıkları için de revire çıkamadıklarını aktardı. Revir doktoru Fatih Toz’un kendilerine “Dışarıda ne bok yediğinizi biliyorum. Ne haliniz varsa görün. S….. git” gibi küfür, hakaret ve ırkçı uygulamalarda bulunduğunu ifade eden Karak, hasta tutuklulara kelepçeli muayene dayatıldığı için tedavi haklarının engellendiğini dile getirdi.
‘İnfazlar yakılıyor’
Karak, devamla şunları aktardı: “3 ay önceki ayakta sayım uygulamasında çıkan arbededeki darplardan dolayı o günden beri sabah ve akşam 10’un üzerinde gardiyan kameralar ile koğuşlara giriyorlar. Sayımı istedikleri gibi vermek istemediğimiz, eskisi gibi oturarak vermek istediğimiz söylediğimizde kamera ile çekim yapıp koğuştan ayrılıyorlar. Sonrasında da düzenledikleri tutanaklarla haklarımızda pek çok disiplin soruşturmaları açılıyor. Son 3 ila 4 aydır her birimiz hakkında 15’e yakın disiplin soruşturması açıldı. Sadece benim şu an onaylanmış 3 adet görüş cezam var. İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi aldığımız cezaları hemen onaylıyor. Bunlar sonrasında hücre cezası şeklinde devam edecektir. Bu şekilde infazlarımız da yakılmak isteniyor. Bu şekilde disiplin cezalarıyla kendilerince bizi yıldırmaya çalışıyorlar.
Ayakta sayım verin
Kurum müdürü Hidayet Mülayim ile yapmış olduğumuz görüşmelerde bizlere, ‘Siz sayımı ayakta, nizami şekilde vermeyi kabul ederseniz tüm aktivitelerden yararlanırsınız, bütün haklarınızı kullanırsınız, disiplin soruşturmalarınızı da kaldırırım’ şeklinde söylemlerde bulunuyor. Sosyal ve kültürel faaliyetler kapsamında 2 yıldır yalnızca spor hakkından faydalanıyoruz. O da haftada 1 gün ve 1 saat şeklinde uygulanıyor. Ayrıca spora da sadece kendi koğuşumuzda bulunanlarla çıkıyoruz. Diğer koğuşlarda kalan arkadaşlarımızı göremiyoruz. Ayrıca tarafımıza ne Evrensel Gazetesi ne de Yeni Yaşam Gazetesi veriliyor. Tüm bu uygulamaları protesto etmek için açlık grevine girdik. 14 Kasım’dan itibaren de açlık grevindeyiz. Şu an için toplamda 30 kişi açlık grevindeyiz. Sadece infazı bitmeye yakın olanlar ve hasta olanlar açlık grevine girmediler.”
‘Sorumlu müdürdür’
Açlık grevinde olan bir diğer tutuklu Mehmet İpek de tüm yaşananların sorumlularının cezaevine yeni gelen cezaevi müdürü Hidayet Mülayim’den kaynaklandığını ifade etti. İlk olarak ayakta sayım dayatmasının 8 Ağustos’ta gerçekleştiğini ve dayatmayı kabul etmedikleri için darp edildiklerini belirten İpek, bu darp olayı nedeniyle doktorun kendilerine rapor vermediğini ve kendilerine kötü muamelede bulunduğunu kaydetti. İpek, şunları dile getirdi: “Mektuplar verilmiyor. Alınan radyolarımıza el konuldu. İaşe bedeli tam verilmiyor. Her gün soruşturma, açık görüş yasağı, hücre cezası veriliyor. Aşağılamak için provokasyonlar yapılıyor. Şikayetlere ilişkin herhangi bir cevap verilmiyor. Tüm bunların sorumlusu cezaevi müdürü Hidayet Mülayim ve Başgardiyan Ölker’dir. Sürekli olarak bunlar talimat veriyor. Açlık grevinde ki taleplerimiz yerine getirilmezse ölüm orucuna başlanacaktır. Cezaevine heyetin gelmesi gerekiyor. Gazete, sohbet gibi taleplerimiz için ayakta sayım dayatılıyor. Sayımın ortadan kaldırılması en önemli talebimizdir.”
‘Bize başka çare bırakmadılar’
Adem Amaç adındaki bir diğer tutuklu ise, koğuşunda kendisi dahil 4 kişinin 14 Kasım’da açlık grevine girdiklerini aktardı. Bütün siyasi tutukluların 15 disiplin cezasıyla yaklaşık 1,5 yıla yakın açık görüş ve hücre cezalarıyla cezalandırıldıklarını ve “Açlık grevinden sonra sadece ilk gün kontrol yapıldı. Daha sonrada herhangi bir sağlık kontrolü yapılmadı. Bugüne kadar 12 ameliyat geçirdim ve ben açlık grevinden dolayı sağlığımda ciddi sorunlar yaşıyorum. Cezaevi bize başka çare bırakmadı. Disiplin cezalarımızla ilgili hukuksuzluğun giderilmesini talep ediyoruz” diye belirtti.
‘Doktor hakaretler ediyor’
Mehmet Kazıcı ise tüm sorunun cezaevi müdürü olan Hidayet Mülayim olduğunun altını çizerek uzun zamandır sosyal aktivitelerinin ellerinden alındığını vurguladı. Revire çıkarılmadıklarını, çıkarılmaları halinde ise cezaevi DR. Fatih Toz’un kendilerine “Senin ne olduğun belli zaten” şeklinde yaklaşarak hakaretlerine maruz kaldıklarını ve şikayetlerinin dikkate dahi alınmadığını ifade etti.
Kaynak : MA