AYM, Bolu Cezaevi’nde tutulan Orhan Bingöl’ün bir sivil toplum örgütüne gönderdiği mektuba cezaevi idaresi tarafından el konulmasını haberleşme hürriyetine aykırı buldu
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde müebbet hapis cezası alan Orhan Bingöl adlı hükümlünün bir sivil toplum örgütüne gönderdiği mektuba cezaevi idaresi tarafından el konulmasını görüşen Anayasa Mahkemesi uygulamanın “haberleşme hakkı ihlali” olduğuna karar verdi.
Mektup’ta ne yazılmıştı?
Orhan Bingöl, 13 Ekim 2016 tarihinde bir sivil toplum örgütüne cezaevinde yaşanan sıkıntıları içeren 4 sayfalık bir mektup gönderdi. Bingöl’ün mektubuna; “…Hukuk fakültesi öğrencisiyken tutuklandım, müebbet hapis cezası aldım… bu günlerde kendimi iyi hissetmiyorum… şehirler yıkılıyor, bombalanıyor, buna dur diyen insanlar bodrumlarda feryat ederken yanmış bedenlerle karşılaşıyoruz… Devlet üyeleri orada sivillerin öldürülmediğini, şehirlerin yeniden inşa edileceğini söylüyorlar…bedeni sahile vuran bebek ve bunun gibi böyle bir dönemde kendini iyi hissetmek mümkün olmuyor…İçeride ağır hastalığı olan çok kişi var, yasa çerçevesinde rahatsızlığı nedeniyle başvuru yapanlar oldu, ölüm riski olanları bırakın tahliye etmeyi doğru dürüst tedavileri yapılmadı…Tam on yıl alerjiürtiker deri hastalığı yaşadım…alerji birimleri var bunlardan birine götürülseydim onca sıkıntıyı yaşamazdım…şimdi yine var ama aşırı değil…ilerlemiş varis var…böbrekte arıza var…burada sürekli doktor bulunmaması ayrı sıkıntı…hastanelerdeki doktorların bazısının gelen hastanın tutuklu, siyasi olunca tavır alması…kelepçeleri açmadan tedavi yapılması…” ifadeleri içerdiği için cezaevi idaresince el konuldu.
AYM’ye başvurdu
Bingöl ardından, İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın “sakıncalı” olduğu gerekçesiyle el koyulan mektupla ilgili Cezaevi İnfaz Hakimliği’ne itiraz etti. Hakimlik bu itirazı da “mektubun kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış ifadeler içerdiği, bu hâliyle örgüt mensuplarının mektuplaşması niteliğini taşıdığı” gerekçesiyle reddetti. Bingöl son olarak ise haberleşme hakkının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı.
Bakanlıktan görüş istendi
Yapılan başvuruyu değerlendiren AYM, ilk olarak Adalet Bakanlığı’ndan konu ile ilgili görüş istedi. Bakanlık cevap yazısında; “Başvurucu tarafından gönderilen mektubun kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan-yanlış beyan içerdiği değerlendirilerek alıkonulmasına karar verilmesinin Anayasa’nın 22’nci maddesi anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için ihtiyaç duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla orantılı olduğu değerlendirilmesine yer verilmiştir. Bu kapsamda Disiplin Kurulu, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi kararlarının ilgili ve yeterli gerekçeler içerdiği kararlardaki tespit ve sonuçların yasanın uygulanması niteliğinde olduğu ve Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükleri ihlal eder nitelikte olmadığı” cevabı verdi.
AYM ‘ihlal’ dedi
Ardından önceki gün kararını açıklayan AYM, İnfaz Kurumu kararının “Haberleşme hürriyeti ihlali” olduğuna karar verdi. Herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğu ve haberleşmenin gizliliğinin esas olduğunu açıklayan AYM, “Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz” ifadelerine yer verdi.
Tazminat
AYM, kararında başvurucunun mektubunun İnfaz Kurumunda bizzat yaşadığı veya tanık olduğu sağlık sorunları ve maruz kaldığı durumlarla ilgili belirlemeler olduğunu kaydetti. AYM, Bingöl’ün “Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine” ilişkin iddianın kabulüne, haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ve başvurucuya bin TL manevi tazminat ödenmesine karar vererek dosyayı İnfaz Hakimliği’ne gönderdi.
ANKARA