Ankara merkezli olarak 14 ilde yapılan operasyonlarda emek ve demokrasi mücadelesi veren pek çok ismin gözaltına alınması protesto edildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, yapılan gözaltılara ilişkin Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenlendi.
“Düşünce ve ifade özgürlüğü engellenemez” yazılı pankartın asıldığı açıklamaya, Hakların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Yazar Fikret Başkaya, Şair Ahmet Telli ve Gazeteci-yazar Hüseyin Aykol’un yanı sıra çok sayıda sendika, parti ve kurum temsilcisi katıldı.
Toplantıda konuşan İHD Ankara Şube Üyesi Sevil Turgut, yapılan gözaltıların gerekçesine dair avukatlara herhangi bir bilgi verilmediğini paylaştı.
Turgut, “Uzun zamandır yasal bir hak olan düşüme ve ifade özgürlüğü kapsamında, toplanma haklarına dönük eski faaliyetler gerekçe gösterilerek, periyodik hale getirilen gözaltı işlemleri yapılmaktadır” dedi.
450 bin kişi adli kontrol tedbiri uygulandı
Gözaltı uygulamalarındaki amacın topluma korku yaymak ve endişeleri çoğaltmak olduğunu kaydeden Turgut, “Bu uygulamalar belirsizliği de beraberinde getirmektedir. Serbest bırakılanların çoğuna adli kontrol şartı getirilmekte; imza ve yurtdışı yasağı ile bir başka şekilde özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında tutuklanmayıp adli kontrol tedbiri uygulanan kişi sayısının ise 450 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir” ifadelerini kulandı.
Korku uyandırılarak gözaltına alınmaların kabul edilemez olduğunu belirten Turgut, “Anayasal bir hak olan ve uluslararası sözleşmelerle de garanti altına alınmış olan düşünce ve ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ortadan kaldırılamaz. Bu haklar suç değildir, suç sayılamaz. Siyasal iktidar bu yasa ve sözleşmelere uymakla yükümlüdür” dedi.
Kerestecioğlu’da tepki gösterdi
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Gözaltılarla bizleri yıldırmaya çalışıyorlar. Ama bizler bugün burada hep birlikteysek korkmadığımız içindir. Bu yolun sonu onar için çok açık değil. Bizim yolumuz ise hep birlikte oldukça açık ve umutlu. Bu ülke mutlaka bir gün hepimiz için yaşanabilir bir hale geleceğine inanıyoruz.”
‘İslam soslu neoliberal faşizm’
“Rejim kapsamlı bir saldırı yöneltiyor” diyerek, yaşananların sadece Türkiye’ye mahsus olmadığını belirten gazetemiz yazarı Fikret Başkaya ise, “Kapitalist dünya sistemi potansiyelini tüketti. Meşruiyet üretme yeteneğini kaybetti. Ellerinde şiddeti, baskıyı ve terörü araçsallaştırmaktan başka bir koz kalmadı. Yalnız bu ülkedeki neoliberal faşizmin ayrı bir yanı var. Bu İslam soslu bir neoliberal faşizm. Ama devrimlerin sebebi bardağı taşıran son damla değildir. Bardağın dolu olmasıdır. Ve bardak dolmakta, burada da orada da dolmakta” diye konuştu.
İstanbul
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu üyeleri de, gözaltılara Taksim’de bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 6 Nolu Üniversiteler Şubesi’nde yapılan açıklama ile tepki gösterdi. Toplantı öncesinde “Sendikamız SES’e emek ve demokrasi güçlerine yönelik gözaltılara son verilsin” pankartı açıldı.
Basın açıklamasını Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi Eşbaşkanı Ferdane Çakır yaptı.
Gözaltılar Cizre ile ilgili
Türkiye’de neredeyse her gün farklı bir kentte emek ve demokrasi alanında faaliyet yürüten kurumlarının yönetici ve üyelerine yönelik polis baskını, gözaltı ve tutuklamaların yaşandığını belirten Çakır, “Özellikle Ankara’da uzun zamandır benzer hukuksuz yöntemler geliştirilmektedir. Üç yıl önce yani 12 Şubat 2016 günü Sakarya Caddesi’nde gerçekleştirilen ve kamuoyunda ;’Beyaz Bayrak’ olarak bilinen basın açıklaması ile ilgili olduğunu düşünüyoruz. O tarihte başta Cizre olmak üzere çok sayıda ilçede sokağa çıkma yasakları devam etmekte ve çok sayıda sivil yaşamları tehlikede olduğu için yardım çağrıları yapmaktaydı” dedi.
“Dün de Ankara’da yapılan bu gözaltı operasyonunun iktidarlarını sürdürmek ve faşizan politikalarına meşruiyet kazandırmak için demokratik eylem ve etkinliklere katılmamız yasa dışı faaliyetlermiş gibi sunuluyor” diyen Çakır, toplantı ve gösteri haklarının kullanımının vali ve idarecilerin insafında olmadığını söyledi.
‘Arkadaşlarımızı bırakın’
İktidarın gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğini söyleyen Çakır, “Bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır. Hukuk hiçbir dönemde bu kadar ayaklar altına alınmadı, temel hak ve özgürlükler hiçbir dönemde bu denli ihlal edilmedi. Siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz; göz altılarla, tutuklamalarla bizleri emek, demokrasi ve barış mücadelesinden alıkoyamayacaksınız. Arkadaşlarımızın gözaltına alınmasını kınıyoruz. Hukuk tanımaz saldırılara son verilmelidir. Gözaltına alınanların biran önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.
Van
Yapılan gözaltılar Van’da da protesto edildi. Şube binalarında düzenledikleri açıklamada konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şube Eşbaşkanı Sezer Örenç, yürütülen soruşturmaya dair alınan “gizlilik” kararı nedeniyle arkadaşlarının gözaltına alınma gerekçe hakkında bilgi verilmese de, gözaltıların 12 Şubat 2016 günü Ankara Sakarya Caddesi’nde gerçekleştirilen ve kamuoyunda ‘Beyaz Bayrak’ olarak bilinen basın açıklaması ile ilgili olduğunu ifade etti.
O tarihte, başta Cizre olmak üzere sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği çok sayıda ilçede yaşayan sivil yurttaşların yaşamları tehlikede olduğu için yardım çağrıları yapıldığını hatırlatan Örenç, “Günlerce, haftalarca, aylarca süren sokağa çıkma yasaklarıyla yüz binlerce insanın, tüm insan haklarının ihlal edildiği bir süreç yaşanmaktaydı. Isınma, su ve gıda gibi en temel ihtiyaçların karşılanamadığı, sağlık hizmetlerine ulaşımın engellendiği, hastanelerin karargâha dönüştürüldüğü, sağlık çalışanlarının yaralıya müdahale ederken, ambulans kullanırken yani yaşatmaya uğraşırken, öldürüldüğü bir ortamdaydık” dedi.
‘Saldırılara son verilmeli’
O dönemde Ankara Şubelerinin de ‘Beyaz Bayrak’ eylemleri ile yaşam hakkına vurgu yapan açıklamalar gerçekleştirdiğini söyleyen Örenç, “Ankara’da yapılan bu gözaltı operasyonunun tahminen bu açıklamalar ile ilişkili olduğunu belirtmek isteriz. İktidarlarını sürdürmek ve faşizan politikalarına meşruiyet kazandırmak için demokratik eylem ve etkinliklere katılmamız yasa dışı faaliyetlermiş gibi sunuluyor. Bir kez daha ifade ediyoruz ki toplantı ve gösteri hakkımızın kullanımı, valiliklerin ya da idarecilerin insafına bağlı değildir. Siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz; göz altılarla, tutuklamalarla bizleri emek, demokrasi ve barış mücadelesinden alıkoyamayacaksınız. Arkadaşlarımızın gözaltına alınmasını kınıyoruz. Hukuk tanımaz saldırılara son verilmelidir” diyerek, gözaltına alınanların biran önce serbest bırakılmasını talep etti.
Kaynak: MA