Termik santrallere filtre özgürlüğü hem iktidar hem de havuz medyası tarafından çarpıtılıyor
Geçtiğimiz günlerde Meclis’te onaylanan ‘torba yasa’nın içerisindeki 50. maddeyle çevresini zehirleyen termik santrallere kirletme özgürlüğü, 2013’ten bu yana 4. kez uzatıldı. Kanun teklifine son anda eklenen 50. maddeyle kömürlü termik santrallere çevre mevzuatına uyum için verilen süre 31 Aralık 2019’dan 30 Haziran 2022’ye uzatıldı. Bu uzatmaya karşı tepkiler büyürken, iktidar ve onun CNN gibi havuz medyası halkı yanıltmaya çalıştığı görülüyor.
Bakan çarpıtma peşinde
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Altı ay içinde atılmayan adımları Bakanlık olarak resmen bu tedbiri kendimiz alıp, doğayı koruyacak adımı atacağız” sözleri anlaşılmaz bulundu. Kurum yaptığı açıklamanın devamında, “2022’ye kadar bekleme gibi bir durum söz konusu değil. İlave bir altı ay vermiş olacağız” sözleri gerçeği yansıtmaktan çok uzak. Çıkan torba yasada termik santrallere 6 ay içinde filtre takma sürecini içeren projelerini sunması istenirken filter takılmasını 2022 yılı sonuna kadar gerçekleştirmeleri isteniyor. Bu gerçekler açıkça ortada dururken Bakan’ın 6 ay içinde sanki filtre takılacakmış gibi açıklama yapması manidar bulunuyor.
Filtre faturası halka yıkılacak
Sanayi Bakanlığı’nın bütçesinden günde 30 bin ton kömür yakıp, 7.5 ton kül çıkaran ve zehirli gazlarını çevreye saçan bir termik santralle 76 milyon lira teşvik verileceği açıklandı. Bu açıklama filtre imalat maliyetinin halkın sırtına yıkılmaya çalışıldığına işaret ediyor. Kapasite bedeli adı altında üretmediği enerji için şirketlere ödeme yapılma uygulaması filtresiz santralleri de içeriyor. Bu santrallerden biri olan Zonguldak’taki Çatalağzı Termik Santrali 2018 yılında 35 milyon kapasite bedeli ödenirken 2019 yılı içinde 41 milyon lira daha ödeneceği Enerji Bakanlığı açıklamalarında yer aldı.
Yaşama ihanet ediliyor
Türkiye’de enerji üretim kapasitesi 90 bin megawatı aşarken bu kapasitenin sadece yüzde 40 civarında güç kullanılıyor. Bu nedenle hükümet şirketlere üretemedikleri enerji kapasiteleri için kilowat başına ücret ödüyor. Oysa, 15 termik santralin kapatılması halinde, diğer santrallerin yüzde 30- 40 bandında olan üretim kapasitelerini yüzde 50’ye çıkarmaları sorunu çözmeye yetecek. CNN’nin ve Uyanık’ın yaptığı yayın gazetecilik değil şirketler adına tetikçilik olduğu anlaşılıyor. Kaldı ki elektriksiz kalmak; binlerce insanın, hayvanın, bitkinin kanser ve benzer hastalıklara yakalanmasıyla kıyaslanamaz. Dünya üzerinde yaşanan iklim krizi nedeniyle termik santrallerin kapatılma çağrıları yapılırken, Türkiye kapatmak şöyle dursun var olanlara yenilerini eklemeye çalışması ve çalışan santralere filtre takma zorunluluğunu bile kaldırması yaşama ihanettir. Ekolojik yıkım projesi olan Y
EKOLOJİ SERVİSİ