Meclis’teki 2020 bütçe görüşmelerinde emekçilerin ve yurttaşların bütçeden payını alamadığına dikkat çeken KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, savaşa ayrılan bütçe teklifine karşı mücadele programını açıkladı
Yadigar Aygün / İstanbul
KESK, Meclis’te görüşmeleri devam eden bütçe teklifine karşı mücadele programını açıkladı. “Halk için bütçe, demokratik bir Türkiye istiyoruz” diyen KESK, mücadele programı kapsamında bir ay boyunca çeşitli etkinlikler düzenleyecek. 4 ilde bölge mitingleri yapacak. Gazetemize konuşan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ve KESK İstanbul Şube Başkanı Erdal Güzel “Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye” mücadele programını anlattılar
‘Kriz giderek artıyor’
KESK Eşbaşkanı Bozgeyik, Türkiye’de ekonomik krizin giderek derinleştiğine dikkat çekti. AKP’nin hem siyasi hem de ekonomik krizi yönetemediğini söyledi. Bozgeyik, “Giderek krizin etkileri artmaya devam ediyor. Bir kaos süreci yaşıyoruz. Yoksulluğun, işsizliğin, baskıların arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumun 9 kat arttığı bir süreçten geçiyoruz. Açıklanan enflasyon rakamlar gerçeği yansıtmıyor. İşsizlik sürekli artıyor” dedi.
Savaşa ve yandaşa bütçe
2020 bütçesinin savaşa ve güvenlik harcamalarına ayrıldığına dikkat çeken Bozgeyik, savaş harcamalarının her yıl arttığını söyledi. Bozgeyik, “2020 bütçesinde istihdama, sağlığa, eğitime, emekçilere bütçeden yeterince pay ayrılmadığını görüyoruz. AKP-MHP iktidar bloğu 2020 bütçe tercihini savaştan yana, yandaş şirketlerden yana kullandığını ifade edebiliriz. Savaştan yana değil barıştan yana bütçe istiyoruz. Bu savaş politikası ve vergiler emekçilerin maaşlarının daha fazla erimesine, giderlerinin artmasına sebep olacak. Maaşlarımızdaki ücret kesintilerimiz artacak” diye konuştu.
‘Sokaklarda olacağız’
Bozgeyik, hayata geçirdikleri “Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye” mücadele programı hakkında bilgi verdi. Bozgeyik, “Bu baskı politikalarının ortadan kaldırılması hem de 2020 bütçesinde ortaya çıkan savaş bütçesine karşı ortak birleşik bir mücadele yürüteceğiz. Krize karşı bütçe talebi ile sokakta olacağız. Bu bağlamda da hem emekçilerle buluşuyoruz hem de bildirilerimizi dağıtıyoruz. İstanbul’un yanı sıra 21 Aralık’ta Mersin’de, 22 Aralık’ta Diyarbakır’da ve 11 Ocak 2020 tarihinde İzmir’de bölge mitinglerini hayata geçireceğiz. 2 Aralık-10 Ocak tarihleri arasında il il gezip bir çalışma yürüteceğiz” diye belirtti.
‘Başlangıç olacak’
KESK İstanbul Şube Başkanı Erdal Güzel ise yaşanan zamlar, artan vergiler, enflasyon, artan baskılara karşı tepkiler için 8 Aralık’ta Bakırköy’de gerçekleşecek mitingini bir başlangıç olarak tanımladıklarını belirtti. Güzel, 8 Aralık’ı bir başlangıç olarak tanımlıyoruz. Bu etki ve tepkiyi örgütleyip, insanların insanca yaşayabileceği, demokratik barışçıl bir ortam yaratmak istiyoruz. Bu krizi yönetebilmesi için gerekçe sunuyor. Türkiye’de sadece emek ve demokrasi güçleri partiler, farklı inançlar, kadınlar, gençler olarak çıkış yapmak istiyoruz. İnsanlar evine ekmek götüremiyor. Ev kirasını ödeyemiyor, temel gıda ürünlerini alamıyor. Ciddi anlamda yoksullaşma var. İktidar tarafından tamamen sıkıştırılmış bir toplum var. Tüm bu baskıların ortadan kaldırılması ve insanların insanca yaşayabileceği bir ücret için herkesi bu mitinge davet ediyoruz” dedi.
Savunma ve Güvenliğe harcanan para her yıl arttı 2016: 28 milyar 702 milyon 119 bin TL 2017: 64 milyar 306 milyon 50 bin TL 2018: 92 milyar TL 2019: 102.8 milyar TL 2020: 141.1 milyar TL
KESK’in Talepleri
* Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılması için; kamu kaynaklarının kimlerden toplanacağına ve hangi alanlara yönlendirileceğine halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin katılımı ile karar verilmesini, bütçe süreçlerinin açık, şeffaf ve katılımcılığa açık hale getirilmesini, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nin temel alınmasını istiyoruz.
* Vergide adaletin sağlanması ve emekçiler üzerindeki vergi yükünün azaltılması için; kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, temel tüketim maddelerinden alınan KDV’nin sıfırlanmasını, birinci vergi diliminin yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergilerin gelir vergisi matrahından mahsup edilmesini istiyoruz.
* Toplanan vergilerin halka ve emekçilere dönmesi için; özelleştirme soygununa ve kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilmesini, herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini, savunmanın ve güvenliğin yolunun daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesis edilmesinden geçtiği gerçeğinden hareketle kaynaklarımızın barış ve demokrasi için kullanılmasını istiyoruz.”