Rabia Naz’ın şüpheli ölümünü araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nda yer alan HDP’li Kerestecioğlu, soruşturmada ciddi eksiklikler olduğunun altını çizerek, ‘Sistem kendi açığını görmek istemediği zaman olayı kapatıyor’ dedi
Giresun’un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018 tarihinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Rabia Naz Vatan’ın ölümü için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon Eynesil’de olay yeri incelemesi yaparken, dosyadaki sır perdesi hala kalkmış değil. Komisyonda yer alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Rabia Naz dosyasının geldiği aşamayı değerlendirdi.
Deliller aileden saklandı
Bir yıl sonra yapılan olay yeri incelemesinde Rabia Naz’a ait toka bulunmazken, Rabia Naz’a ait ve üzerinde bulunan kanlı çorap ise ailesine gösterilmedi. Çorabın kanlı olup olmadığı sorusuna ise soruşturmayı yürüten başsavcı, olayın üzerinden bir yıl geçtiğinden DNA izlerine rastlanmadığını kaydetti. Rabia Naz için Trabzon Adli Tıp’ın hazırladığı rapora dair gelen itirazlar üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu ihtisas Dairesi’nden rapor istenildi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu ihtisas Dairesi’nden gelen raporda, “Ölümün trafik kazasına bağlı olmadığı, yüksekten düşmeye bağlı olduğu, beden taramasında, omur pelvis ve ekstremite kemik kırıklarıyla birlikte gelişen komplikasyonlar ve pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edilmiştir” denildi.
Talepler reddedildi
Komisyon üyeleri ayrıca, araştırmaları sırasında gözaltına alınan gazeteci Canan Coşkun ve belgesel yönetmeni Kazım Kızıl’ın da komisyona çağırılıp dinlenilmesini, soruşturma sürecinde savcılık tarafından takibe alınan üç kişinin kim olduğunun öğrenilmesini istedi. Ayrıca, Rabia Naz’a ilişkin hazırlanan Adli Tıp Kurumu tarafından verilen bilgilerin Trabzon’dan gelen bilgilerle hazırlandığını belirtilerek, Rabia Naz’a ait mezarın yeniden açılmasıyla bir inceleme imkanı varsa yapılmasını talep etti. Talepler ise reddedildi.
‘Kamu vicdanını rahatsız edince komisyon kuruldu’
Komisyonda yer alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, komisyonun sadece Rabia Naz Vatan için değil, şüpheli bütün çocuk ölümlerin araştırılması için kurulduğunu vurguladı. Filiz, “Bize başka çocuk ölümleri de ulaşıyor. Komisyonun bu ölümleri araştırmaya devam etmesi gerekiyor. Fakat Rabia Naz olayında özellikle babanın, gazeteci Metin Cihan’ın çabaları ve ondan sonrası da bizlere intikal etme durumu ve bizim mecliste araştırma önergeleri vermemiz, bunların reddedilmesi ve sürecin kamuoyuna ciddi olarak yayılıp vicdanları rahatsız etme durumuna gelmesi üzerine bu komisyon kurulmak zorunda kaldı” dedi. 5 yıldır mecliste komisyon kurulması taleplerinin sürekli olarak reddedildiğini aktaran Filiz, “Bir kez çocuklara yönelik istismar olayında Ensar Vakfı’na yönelik komisyon kuruldu. Ben yine o komisyondaydım. Onun dışında çölyak hastaları, otizmli çocuklara eğitim araştırması gibi komisyon kurulması teklifleri ara ara kabul ediliyordu” dedi.
‘Yargıya olan güven kaybedildi’
“Ülkedeki intiharların bile artık şüpheli olması adalete olan güvensizlikten” diyen Filiz, “İster Rabia Naz olsun, ister Nadira Kadirova olayı olsun bütün bu olaylarda en temel sorun insanların adalete olan güvenin kaybetmiş olması. Bir şeyleri çabalayarak ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Bu olaylarda gerçekten intihar olsa insanlar yeniden inanmayacak. Türkiye’de en vahim nokta adaletin ve yürütülen soruşturmaların sarsılmış olması. Bu olaylarda ‘siyasiler bu olayı çok fazla karartabilir ve yargıya müdahale edebilir’ endişesi ile birlikte ‘yargı da gereğini yapmaz’ diyorlar” diye belirtti.
‘Kararlara uyulmuyor’
Filiz, Rabia Naz Komisyonu’nda genelde uyumlu çalışmaya dikkat edildiğini, Eynesil’in küçük bir yer olması dolayısıyla komisyonda konuşulanların dışarıya aktarılmaması için karar alındığını ama bu karara çok fazla uyulmadığını söyledi. Komisyonun toplanma günlerine yakın zamanlarda Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde komisyona ilişkin haberler gördüklerini kaydeden Filiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu komisyonda dile getiriyoruz. En başından beri, dosyanın bize açık olmasını ve gazetecilere açık olmasını istiyordum. Eğer özel konuşmalar varsa, onlar çizilebilir daha sonra açılabilir. Bu şekilde açıkça kabul etmiyoruz. Muhalif basın buna ulaşamıyor ama birileri ulaşıyor. Bunu yapmamalarını belirttik. Ya komisyon tamamen açılır ya da açılmaz ve bizde gazetelerde bunu görmeyiz.”
‘Eksiklikler sebebiyle soruşturma yetersiz kalıyor’
Etik değerlerden kaynaklı Rabia Naz araştırması hakkında bilgi veremeyeceğinin altını çizen Filiz, ancak soruşturmada ciddi eksiklikler olduğunu ve bu anlamda soruşturmanın yetersiz kaldığını kaydetti. Soruşturmada ‘düşme ya da trafik kazası var mı’ sorusunun cevabının verilemediğine dikkat çeken Filiz, önümüzdeki günlerde Adli tıp ve Hacettepe Üniversitesi’nde duruma ilişkin farklı rapor verenlerin dinleneceğini aktardı.
Gazetecilerin dinlenilmesi talebi reddedildi
Türkiye’de yaşanılan katliamların sosyal medyaya düşmeden ve kamuoyu oluşturmadan gündem olmadığını vurgulayan Filiz, şüpheli ölümleri araştıran gazetecilerin de alanlarının daraltıldığını ve olayı aydınlatmalarının engellendiğine işaret etti. Bu durumu “çürüme” olarak değerlendiren Filiz, “Gazeteciler olaylara şüpheyle yaklaştıkları için farklı gözle bakabiliyorlar. Bu olayı araştıranlar, gazeteciler geri püskürtüldü. Bizler onları da dinlemek istedik ama kabul edilmedi. Türkiye’de çok iyi gazeteciler var, onların da dinlenilmesi lazım” şeklinde konuştu.
‘Sistem kendi açığını görmek istemediği zaman olayı kapatıyor’
Rabia Naz’ın ve Nadir Kadirova’nın ölümlerinin üzerinin kapatılmasının bir sistem olayı olduğunu söyleyen Filiz konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Biri düşmüş, intihar etmiş sorunu değil, bu bir sistem sorunudur. Roboski’de nasıl adalete erişim sağlanmadıysa, burada da sisteme dâhil olan bir durum mevcut. Kadın cinayetlerinde ‘sahibi benim, benim değilse kara toprağındır’ anlayışı mevcut. Buna karşı çok güçlü mücadelede var. Bu sistem kendi açıklarını görmek istemediği zaman kapatacaktır. Bütün devletler bunu yapar ve her dönem yapmıştır. Buna çomak sokmak da bizlere muhaliflere, kadınlara ve gazetecilere düşüyor. Buradan hapis tehdidiyle, ülkeyi terk etmeye kadar karışılacağız ama başka bir yolu yok. Bu yolun, kamuoyu vicdanına seslendiğini ve insanlarda tepki yarattığını, bu tepkinin de gerçeklere ulaşmanın da yolu olduğunu düşünüyorum.”
Dilan Babat / JinNews