Artık böyle. Yeni uygulama infial yaratacak düzeyde ama artık böyle: Mezara kadar kelepçe. Kefenlenip tabuta girince artık özgür bir ölü oluyorsunuz. Özgürlüklere fena halde yepyeni tanımlar geliyor burada. Özgür insan amaçtı zaten ama özgür ölü artık bir retorik değil, bir hakikat. Çünkü artık böyle.
Ya da bir mezarlığa gidiyorsunuz. Ölen birini yad edecek, ruhuna bir Fatiha okuyacak, dualar edeceksiniz. Sonra bir bakıyorsunuz bir mezar taşı. Dikildiği yerden örgüt propagandası yapıyor. Anında ihbar. Mezar taşları propaganda yaptığı için hemen yerle bir edilebiliyor. Bazen bir ölü mezarda da propaganda yapabiliyor ve bu yüzden uzak şehirlerin kimsesiz mezarlıklarına kaçırılıyor. Ölünce rahat etmek rafa kalktı. Artık böyle.
Cezaevinde ölüme terk edilmek sıradan. Tedavi edilmek son birkaç yıldır tedavülden kalktı neredeyse. Kimi cezaevleri mesela revire çıkma hakkını on beş günde bir olarak belirliyor. Revir gününe kadar hastalanmak yasak. Mahpuslar hastalıklarına takvim belirlemeli. Hastalığı tedavi etmek değil zamanlamak önemli. Tabi biraz kamuoyu gücünüz varsa ya da etkili bir siyasi şahsiyetseniz birkaç gün gündem olabiliyorsunuz. Tuhaf ama diğer taraftan da sevindirici bir gerçek. Sonuç alıcı yepyeni bir yaptırım dünyası fakat bunda da istikrar gerekiyor. Yok öyle birkaç saat sosyal medyada gündem olup unutulmak. İstikrar önemli. Gündem olunca, çok retweet alınca mesela cezaevinden hastaneye sevkiniz yapılıyor. Aksi durumda bazı gazetelerin bir sayfasında ‘haber’ oluyorsunuz. Bu da yeni sosyal medya uygulaması. İndirin, paylaşın ve beğenin. Artık böyle.
Geçtiğimiz günlerde HDP’de aktif siyaset yapmış bir kadın öldü. 64 yaşında bir kadındı. Defalarca tahliye edilmesi yönünde başvuru yapılmış ama hiçbiri olumlu neticelenmemiş. Çünkü uygulama böyle. Cenaze nakil aracı yasaklanmış, imam mezarlığa alınmamış gibi sonrasındaki uygulamalar ise bambaşka değil aynı düşmanlığın artçıları. Siyasi tutuklulara ne olursa olsun, ne hastalığı olursa olsun ceza erteleme gibi bir durum söz konusu değil. Mezara kadar kelepçeli olacak. Geçtiğimiz sene hasta tutuklu Koçer Özdal da son nefesine kadar hastanede yatağa kelepçelenmişti. Son nefesini verene kadar kelepçeliydi yani. Artık böyle.
Zaten Adli Tıp Kurumu tutuklularla dalga geçen bir kurum halini aldı. Örneğin bir cezaevindesiniz ve hastasınız. Adli Tıp’tan rapor almanız gerekiyor. O kadar yolu ring aracıyla, resmen işkence çeke çeke, gidiyorsunuz. Sonra bir umut belki “cezaevinde kalamaz” raporu verilir diye bekliyorsunuz. Aylar sonra bir cevap geliyor: Raporlar kayboldu! Daha garantili bir gerekçe ise toplum tarafından tehlike arz ettiğiniz için hastalığınız, sayılı günleriniz hiç mi hiç önemli değil. Bırakılamazsınız. Artık böyle.
Ama geçen kasım ayında mesela Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan 3 kişinin cezasını kaldırdı. Tabi şaşırmaya mahal yok. Sakin olalım. Siyasi tutuklu değiller. Adli tutuklu onlar. Yaşları 43 ile 47 arasında 3 kişi, biri kasten öldürme, biri kasten yaralama, diğeri de nitelikli yağma suçlarından ceza almış. Adli Tıp Kurumu’ndan “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali” kapsamında raporları bulunuyor. Cumhurbaşkanı da anında cezalarını erteliyor. 64 yaşında ölen kadın bir siyasetçi hem de Kürt siyasetçi. Tahliye, rapor veya ceza erteleme mevzu bile değil. Artık böyle.
Tecavüz edene kelepçe takılmıyor, alenen tehdit eden mafya bozuntuları ifadeye davet ediliyor, evladının katilini arayana “deli” etiketi vurulmaya çalışılıyor. Ama Kürt siyasi hareketinde görev yapmış 64 yaşındaki bir insan hiçbir şekilde tahliye edilmiyor. Sürekli hastalık ve kocama hali geçersiz bir bahane. Artık böyle.
Devlet dersinde katledilen çocuklar da kusurlu olabiliyor. Zırhlı bir araç gereğinden fazla hızlı ve acemi ilerliyor ve size çarpıyor. Olsun, suçu şoförde bulmak ayrıca bir kabahat. Mahkeme zabıtlarına da zaten öyle bir ibare geçmeyecek. Onun yerine 5 yaşındaki bir çocuk 12 yaşındaki bir çocuğun boyunda değil diye suçlanıyor. Mahkeme kararı mealen şöyle yazılıyor: 5 yaşındaki çocuk zırhlı araç şoförünün görüş açısına girecek kadar uzamalıydı. Yani yaşından daha uzun olmadığın için kusurlu bir ölüsün. Erken büyümek bir trajedi hatta çoğu defa travmatiktir ama bu detay önemli değil. Daha önemli bir aciliyet var: Depar atarak uzamak gerekiyor. Artık böyle.
Tabi bunlar kamuoyuna yansıyanlar. Bilmediklerimiz de var. Mezara kadar kelepçe hukuku, 5 yaşındaki çocuğu asli kusurlu ölü ilan etme kararı bir düşman hukukudur ve bunun başka da açıklaması yoktur. Böyledir ama hep böyle kalacak diye bir kaide de yoktur.