Tek parti iktidar dönemini yaşamış olan annem, gazdan şekere, ekmekten beze kadar her şeyin karneye bağlandığı 2. Dünya Savaşı yıllarında CHP’nin kasabada halka uyguladığı ayrıcalıklardan söz ederdi. Mahallenin muhtarı gazı önce memurlara, sonra CHP’liler ile onların hısım ve akrabalarına, geriye kalanı da (tabi ki kalırsa) yoksul ve kimsesiz halka dağıtırmış. Bir keresinde kuyrukta bekleyenlere “gaz bitti, gelince size de vereceğim” diyerek kapıyı kapatmaya çalışan muhtara, “Osmanlı kadın” denilen anneannemin öncülüğünde tepki gösteren kadınlar evi basıp arka bahçede variller içindeki gaz bulunca, muhtar “o seferberlik için ayrıldı” demesine rağmen dağıtmak zorunda kalmış, ama emniyete şikayet etmekten de geri kalmamış.
Bu ve benzeri ayrıcalıklar, CHP, DP, AP, ANAP tek parti iktidar dönemlerinde yaşandı, şimdi daha yoğun bir şekilde AKP döneminde yaşanıyor. İktidarlarını, ülkenin yağma ve talanı için kullanan bu partilerin özniteliklerinin bilincinde olarak halkla ilişkileri ve kitlelerin bir iktidarı neden ve nasıl desteklediklerini sorgulamamız gerekiyor.
Bir rejim ve sistem değişikliği içermeyen ve esas olarak statükoyu sürdürmek olan bu partilerin olağan veya olağanüstü koşullarda iyi bir gelecek vaadiyle halkı en kolay yoldan etkilemeleri, iktidarın olanaklarından nemalanma ve nemalandırma amacından kaynaklanıyor. Egemen ulus ve devlet refleksiyle ulusal, sınıfsal, etnik, kültürel, inançsal farklılıkları da kullanmaları partilerin işlerini kolaylaştırıyor.
İktidarda olmak, partinin yönetici kadrolarından devletin bürokratik ve askeri elitine, partinin aktif üyeleri ile hısım ve akrabalarından partiye destek veren iş insanlarına kadar tüm yandaşlar için olağanüstü ayrılacaklar iktidarları tahkim ediyor. Yandaş olmak için eğitim, kültür ve liyakat gerekmiyor, sadece parti politikalarına ve partinin liderine bağlı olmak yeterli oluyor. Bu bağlamda AKP’de üyelik sıradan bir prosedüre dayanıyor: Partiyle iltisaklı olan herkes üye yapılıyor. Üyeler partinin ve devletin tüm olanaklarından yararlanıyor. Hiçbir üye aidat ödemiyor ve ödemeye de zorlanmıyor. Üyeler istenildiğinde hazır kıta gibi liderin toplantılarına, meydanlarda yaptığı güç gösterilerine ve kongrelere katılıyor. Bu etkinliklerde yol, yemek ve konaklama paralarının parti tarafından ödenmesi AKP üyeliğinin cazibesini oluşturuyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resmi kayıtlarına göre 16.12.2019 tarihi itibariyle partilerin üye sayıları AKP, 10.211.596, CHP, 1.253.523, HDP, 38.922, MHP, 468.585, İP, 223.907’dir. Bu partilerin 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde partilerin aldıkları oylar, AKP, 21.335.581, CHP, 11.348.878, HDP, 5.865.977, MHP, 5.564.514, İP, 4.990.710’dur. Partilerin üye sayıları ile aldıkları oylar arasında bir orantı kurulursa, AKP, 2 katı, CHP, 9 katı, HDP, 150 katı, MHP, 11 katı, İP, 22 katı oy almış. Diğer partilere göre üye bazında en düşük oyu alan AKP’nin avantajlı olması, 1+1, yani 1 üye 1 oy hesabıyla oylarını konsolide etmesi ve üye sayısı kadar bir seçmenin iktidardan nemalandığını göstermesi bakımından önem kazanıyor.
AKP’ye üye olmak, herhangi bir şekilde işe girmek, tayin ve nakillerde torpilli olmak, ticari kredi ve teşviklerden yararlanmak ve toplumda ayrıcalıklı olmak anlamına geliyor. AKP’nin üye sayısının Türkiye tarihinde görülmedik biçimde 10 milyonda seyretmesi, partinin seçmenlerle kurduğu maddi ve manevi çıkarlara dayalı üyelik ilişkisini gösteriyor. AKP’li ya da iktidardan yana olmak, devlet ve hükümet olanaklarından nemalanmak, milliyetçi ve mukaddesatçı kesimlerde aidiyet duygusunu geliştiriyor ve güçlendiriyor. İnsanların manevi duygularını esas alan ve onlara eski güzel günleri vaat ederek bir beka sorun yaratan AKP, İslami geleneklerden daha çok milliyetçiliğin gelişmesini sağlıyor. Yandaşlara sunulan muazzam toplumsal ayrıcalıklar ise AKP’yi ve iktidarını desteklemeyi güce ve kişiye tapınma boyutuna kadar yüceltiyor. Ümmet söylemi buradan kaynaklanıyor.
Sıradan AKP’lere, İmam Hatip çıkışlılara, İslami cemaatlere, Tarikatlara, eski MHP’li, DYP’li, ANAP’lı, RP’li sağcılara tanınan olağanüstü ayrıcalıklar, bu kesimlerin maddi hayat şartlarındaki değişiklikler ve sistemle bütünleşmede gösterdikleri olağanüstü çabalar AKP’nin üye profilini gösteriyor. Bu kesimler için AKP’li olmak rant işidir, rant için iktidar bir araçtır, İslami dönüşüm ve milli değerlerden önce cüzdanların dolması önemlidir.