Medyanın kadın cinayetlerini nasıl ele alması gerektiğine yönelik konuşan gazeteci Sibel Hürtaş, şiddet ile istismarın reyting uğruna tüm detaylarıyla verilmemesi gerektiğini söyledi
Kadın katliamları, cinsel saldırı ve istismar suçlarındaki artış dikkatlerden kaçmazken, bu artışa neden olan en büyük nedenlerden biri de medyanın kullandığı dil olarak karşımıza çıkıyor. Artı Gerçek Ankara Temsilcisi Gazeteci Sibel Hürtaş, kadın katliamları, cinsel saldırı ve çocuk istismarlarında medyanın dilinin nasıl olması gerektiğini Jinnews’ten Şehriban Aslan’a değerlendirdi. Hürtaş, kadın katliamlarını yazdıklarında, ‘Kadınlar da erkekleri öldürüyor’ diye bir savunma mekanizması ile karşılaştıklarını belirterek, “Yazdığım, ‘canına tak eden kadınlar’ kitabının da çıkış noktası tam buydu. Kadın cinayetlerini ayrı bir şekilde ele almaya gerek var mı yok mu? Karşımızda buna direnen bir bakış açısı vardı. Bununla ilgili uzun süren bir tartışmamız var” dedi.
‘İyi hal’ indirimleri
Kadın katliamlarının bir temeli olduğuna dikkat çeken Hürtaş, yargı kararlarının da bu temeli okumalarına neden olduğunu ifade etti. “Mahkemelerde bunun devamını görüyoruz, ‘o bunu yapmadı o yüzden erkeği tahrik etti ve indirime gidiyorum’ diyordu” diyen Hürtaş, şöyle devam etti: “İşte kadın cinayetlerinin politik olduğunu hep buradan çizdik. Mesela Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin verdiği bir karar vardı ve bu çok tartışıldı. Eşini katleden erkek, ‘benimle cinsel ilişkiye girmedi’ savunmasıyla ceza indirimi almıştı. Eşlerini öldüren kadınlarla konuştuğumuzda da boşanmak, hayatını kurmak, çalışmak istedikleri için, evde erkeğin kölesi gibi çalıştırılıp şiddet gören kadınlar olduğu cevabını aldık. İki tarafın da öldürme nedenlerinin kadının duruşuna izin vermeyen sistemden kaynaklandığı aşikârdı” ifadelerine yer verdi.
‘Hepsi yayınlanmamalı’
Medyanın bir cinayet ya da istismar dosyasına ulaştığı andan itibaren ifadeleri çarşaf çarşaf yayınladığını kaydeden Sibel Hürtaş, “Özellikle istismar dosyalarındaki her ifade yazılmamalıdır. Mahkemede bile olmaması gereken bir şeyden bahsediyoruz. İfadeleri bütün ayrıntıları ile yazmayacak, hatta sadece istismara uğradığı iddiası ile bunu burada bırakacağız. Bu şiddetin, travmanın tekrar edilmesine neden olabilir” diyerek medyanın gereken özeni göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
‘Yargı nasıl tavır koydu?’
Son olarak medyanın diline dair bir örnek veren gazeteci Hürtaş, “Mesela Hüseyin Üzmez’in bir çocuğu istismar ettiği dava vardı. Burada Zaman, Hürriyet ve Sözcü gazetelerini inceledik. Bir tanesi muhafazakâr gazete; Bu kız o evde ne arıyordu? Bu kızın annesi o evde niye çalışıyordu? Ne kadar para alıyordu? Ona karşı yayın yapacağım diyerek aynı dili kullanan gazetelerle de karşılaştık. Burada etik ve evrensel ilkeler çok önemlidir. Asıl dikkat çekmemiz gereken şey, yargı, polis nasıl bir tavır koydu. Kadın neden korunmadı olmalı” diye vurguladı.
DİYARBAKIR