“Serê Salê / binê salê
Pîr qurbane / xortê malê”
Serê salê binê salê,
Xadê kurekî bide kewanîya malê.
!!!
Bu ve benzer dörtlüklerle başlar Gaxan ya da Gağan… Özellikle karlı kış aylarında her evin kapısı çalındığında yinelenen bu sözler, aynı zamanda yeni yıla katılma daveti de içerir. Ev halkı ve içindekiler selamlanır, verimlilik, sağlık ve sıhhat dilenir. Ev sahipleri de bu temennilere karşılık, misafirleri ya eve buyurup ikramlarda bulunur, ya da gıda olarak gönlünden ne koparsa kapıda bekleyen ziyaretçi topluluğuna verir.
Onu sembolize eden, daha çok da gençler arasındaki adı bu kutlamalara damgasını vuran Kalik-Fatik (Kalo-Fatik) oyunudur. Kal ya da Khalek; beyaz sakallı elinde bastonu olan bir yaşlı bir erkek, Fatik ise genellikle Kalik’tan çok genç ve daha uzun boylu genç bir kadın olur. Bu kadın bir erkek tarafından temsil edilir. Kimi yörelerde, Kalik ve Fatik’in yanında yüzü kurumla siyaha boyanmış bir kişi de yer alır. Oyun bir tür yenilenmeyi, çoğalmayı bereketi sembolize eder. Kalık ve Fatık, tefler ve maniler eşliğinde peşlerine takılan onlarca genç ve çocuktan oluşan bir neşeli bir kalabalıkla kapı kapı dolaşır.
Mitolojik çağrışımlar yapan Gaxan/Gağan, 90’lar öncesi Dersim, Koçgiri, Varto, Erzurum, Erzincan, Bingöl, Varto, Malatya, Maraş, Adıyaman Elazığ’ın kırsal kesimlerinde, özellikle köylerde, kış mevsiminin de en eğlenceli bayramıydı. 1990’lardan itibaren yaşanan köy boşaltmaları, OHAL uygulamaları sonrası kırsalda neredeyse kutlanamaz hale geldi.
Tam unutuldu derken özverili çabalar sonucu kentlerde yeniden canlanmaya başladı. İstanbul’da özellikle KAYYDER’in katkılarına vurgu yapmak gerekir. Onu Civarık/Civraklılar Derneği izliyor. Yeni yıl arifesinde olduğumuz bugünlerde bu ilgi sonucu İstanbul’un farklı noktalarında Gaxan etkinlikleri yapıldı. KAYYDER’inki ise 13 Ocak’ta.
Gaxan ismi kadar, kutlama biçimi ve içeriği konusunda da üzerinde durulmayı hak eden bir mihrigan/mihrican; yani bayram.
Birçok ritüelin iç içe geçtiği Gaxan öncesi evler süpürülür, bacalar temizlenir içerisi havalandırılırken, evin her tarafına sembolik olarak su serpilir. Aynı zamanda ölenleri yad etmek için niyazlar pişirilip temsili mezar ziyaretleri yapılır, hazırlanan klorlar kapı komşuya dağıtılır. Zorunlu olmamakla birlikte bir ile üç gün arasında oruç tutulur. Çıra/Çılalar yakılır.
Dikkat çeken bir nokta da Kürtçe “zeyi” denen evlenip aileden ayrılan kadınların hatırlanması olayıdır. Bir tür değerli hissettirme ve ahde vefa ifadesi olarak “zeyi”ler ziyaret edilir. Onlara hediyeler götürülür. Gönülleri alınır. Sanırım en az bilineni hayvanlara ilişkin olan yanıdır. Yeni yıl nedeniyle evlerde yiyecekler hazırlanırken, özellikle “dani” denilen daha önce özel olarak seçilmiş buğday ile nohutun haşlanması ile oluşan bir yiyecek, eve ait öküz, inek, koyu, keçi, at eşek vb… hayvanların yemliklerine konulur. Evin hayvanlarının daha çok çoğalması temennisinde bulunulur bir de çira yakılır. Tüm bu seremoniler, “kalık-fatik” eşliğinde evlerden toplanan yiyeceklerin ortak bir yerde toplu ziyafete dönüştürülmesi ile doruğa çıkar. Şarkılar eşliğinde çekilen halaylar, çeşitli oyunlar ve temsiller sonrası kutlama, birbirine en içten temennilerde bulunma ile son bulur.
Tüm bunlara karşın Gaxan’ın kaynağı tam bilinmiyor. Farklı söylemler var. Kürtçe’nin Kırmanckî/Dimilkî ya da son dönemlerdeki söylemle Zazakide Aralık ayı olan olan Gaxan, kimi yayınlarda, Hristiyanların Nikolausu ve Ermeni halkının yılbaşı kutlaması ile ilişkilendirilmekte. Şüphesiz ki yan yana bulunan halkların kimi kültürel ve inançsal ortaklıkları her yerde olduğu gibi Dersim’de mümkün. Ancak kutlama süresi, içerik ve ritüeller itibariyle daha çok bir çakışmadan bahsetmek mümkün.
Daha da ilginç olan Gaxan’a çok benzeyen bir kutlamaya Êzidîler arasında rastlıyoruz. Ocak ayının ortasında kutlanan bu bayram özellikle de Çêlkan aşiretince çok önemseniyor. Pîr Ali’ye atfedilir. Ve bu nedenle Batizmiya (Piyali) da denir. Êzidîler arasında Çêlkan adıyla da bilinen bu bayram, Mardin bölgesindeki Êzidîlerin yanı sıra diğer kesimlerce de önemsenmekte. Bugünlerde Êzidîler evlerde temizlik yapar, içeriyi süpürür. Yatakları havalandırır. Başka köylerde evlenmiş olan evin kızları ana-baba’yı ziyaret eder. Ölüler için çıralar yakar. Mezarları ziyaret eder. Kurbanlar keser. Güneşin batmasıyla birlikte şenlik başlar. Toplanan yiyecekler ile ziyafet verilir ve sabaha kadar eğlence düzenlenir. (1)
Takvimsel duruma gelince, hemen şu notu da düşelim: Gaxan, Miladi takvime göre değil, daha çok 13 günlük bir farkla hesaplanan yani “bizim hesaba göre: gora hesawê me” denilen bir takvime göre belirlenmektedir. Bir diğer ifade ile miladi takvim 13 Aralık’ı gösterdiğinde Dersim’deki Kurmanc/Kirmanckî takvim 1 Aralık’a tekabül etmektedir. Bu 13 günlük farkın nedeni Miladi takvim ya da Gregoryen takvimin Jülyen takvimi yerine kullanılmaya başlanmasından kaynaklı.
Bir diğer nokta; Gaxan, Dersim’in bir bölümünde bugünkü takvimle 21-30 Aralık arası, geri kalanlar, Sivas, Malatya, Maraş, Elazığ ve birçok yerde olduğu gibi bugünkü takvimle 13 Ocak’ta kutlanıyor. Dolayısıyla takvimsel anlamda bir aya yayılma gözleniyor.
Yazılı kaynaklar ise yok gibi. Gaxan/Gağan ismine en yakın ifade Eski İran ve Mezopotamya’daki Gahanbarlar. Gâhanbâr/Gahambar; eski İran’da yaratılışın altı aşamada gerçekleştiği inanışında kaynaklanır ve o aşamaların anısına yılda altı kez düzenlenen özel kutlamaların yapıldığı törenlerden her birine verilen isimdir. (2)
Burada Gaxan ile Gahanbar üzerinde bizi düşünmeye sevk eden şey Gahanbar’ların da birer kutlama içermesi; ve kimi içerikler.
Gahanbarların tarihlenmesi, normalde 21 Mart’ta bahar ekinoksu olan Newroz (Yeni Yıl) ile başlar. Bir yaratım dönemlerini içerir. Maidhyozarem Gahambar (gökyüzünün yaratılması) Nevruz’dan sonraki 41. günde başlar.
İkincisi veya Maidhyoshem Gahambar (suyun yaratılması) 60 gün sonra başlar. 75 gün sonra Paitishhayem Gahambar’ı (toprağın yaratılması) başlıyor. Sadece 30 gün sonra Ayethrem Gahambar (bitkilerin yaratıldığı) dönemdir. Son iki gahambar, Maidhyarem (Hayvanların yaratılması) ve Hanaspathmaedaem (Gayomarat-ilk insan yaratımı) sırasıyla 80 ve 75 gün sonra ortaya çıkar. Her yaratıma tekabül eden Gahambarlar 5 günlük kutlamaları da içeren bir hesaplamaya dayanıyor. (3)
Ay itibariyle Avesta’daki Maidhyarem isimli Gahanbar’la çakışıyor. Gün olarak da, Maidyarem Gahanbar, 2 Ocak tarihine tekabül ediyor. (4)
Ancak Gahanbarlar sonunda yapılan 5 günlük kutlamalardan hareket edildiğinde bu tarih 12 ocak’a; 5 günlük kutlama ile 12-16 ocak’a ulaşıyoruz.
Şüphesiz bu kutlamaların içeriğine dair tam bilgi henüz yok. Her Gahanbar bitiminde düzenlenen toplu ziyafetler ve kutlamalar ile Gaxan’daki toplu ziyafetle benzeşiyor. Bir diğer şey Maidyarem Gahanbarı’nın hayvanların yaratıldığı dönem olarak kutlanması. Dersim başta olmak üzere yukarda zikrettiğimiz yerlerdeki kutlamalarda hayvanlara özel hazırlanmış “dani”lerden verilmesinin bununla bir ilgisi var mı bilemiyoruz.
Sonuç olarak Gaxan/Gağan’ın Gahambar’dan kaynaklı olup olmadığı belli değil. Ancak güçlü bir gelenek olarak yaşamaya devam etmesi onun çok eski bir tarihten geldiğini gösteriyor. Gaxana we binbarek be. Gağana sima binbarek bo…
(1) http://www.yeziden.de/ku/?p=227
(2) Yıldırım Prof. Dr. Nimet. Fars Etimoloji Sözlüğü. Kabalcı Yayınevi. İstanbul 2006. s.329
(3) Religious Celebretions, An Ancyclopedia of Holidays, Festivals, Solemn Obervances, and spritual Commemorations Volume One. A-K. Editor: J. Gordon Melton. ABC-Clio. California, 2011. s. 323
(4) https://www.heritageinstitute.com/ zoroastrianism/gahambar/index.html