Ortadoğu’yu yeni bir savaşın eşiğine getiren kriz büyüyor. Trump 52 hedef sayarken İran da göndere kırmızı ‘intikam’ bayrağı çekerek 35 hedef açıkladı, cenaze töreninde intikam yeminleri edildi
İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Haşdi Şabi ve Lübnan Hizbullah’ı yönetim kadrosuna yönelik 3 Ocak suikasti, bölgesel savaş endişeleri ve senaryoları yaratırken, kriz körükleniyor. İranlı generaller “35 ABD hedefi ve ayrıca Tel Aviv de ulaşabileceğimiz menzilde” derken, ABD Başkanı Trump, İran’ın ABD vatandaşlarına veya ABD üslerine yönelik bir saldırı düzenlemesi durumunda “çok hızlı ve çok sert” yanıtla 52 noktayı hedef alabileceklerini söyledi.
ABD’nin Kerkük üssüne saldırı sonrası ABD Bağdat Elçiliği’nin bahçesine girilip kulübelerin yakılması sonrası yeni yılın 3. gününün ilk saatlerinde İran Devrim Muhafızları Kudüs Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani ve beraberindeki Ketaib Hizbullah (Hizbullah Tugayları) Komutanı-Haşdi El Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendis (Bir dönem ABD’de ağırlanan Irak heyeti içindeydi), Lübnan Hizbullahı’nın Genel Sekreter Yardımcısı Şehy Naim Kasım, Haşdi Şabi Protokol Sorumlusu Muhammed Rıza Cabiri ve Haşdi Şabi’nin bazı kadroları Bağdat’ta Uluslararası Havaalanı bölgesinde araçlarında suikast sonucu öldürüldü. Suikastin Şam dönüşü içeriden istihbaratla SİHA füzeleriyle yapıldığı kaydediliyor İran dini lideri Hameney’in “acı bir intikam bekliyor,”, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin “korkunç suçun intikamını kuşkusuz alacaktır”, İran Devrim Muhafızları’nın “ABD ya askerlerini toplasın gitsin ya da tabut siparişi versin”, Devrim Muhafızları Kudüs Komutanı Kasım Süleymani’nin yerine geçen Tuğgeneral İsmail Kaani’nin “Herkese Ortadoğu’nun dört bir yanında ABD’lilerin cesetlerini görmek için sabırla beklemesini söylüyoruz” çıkışı; Hamaney liderliğinde toplanan İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin “Kasım Süleymani’nin intikamı doğru zamanda, doğru yerde alınacak” açıklaması sonrası iki noktaya saldırı olurken ABD ile karşılıklı tehdit dozu artıyor.
4 Ocak akşamı Irak’ta ABD güçlerinin olduğu iki yere saldırı oldu. Koalisyon da teyit edip, roketlerin Bağdat’ta Uluslararası Bölge’ye ve Beled Hava Üssü’nün yakınlarına düştüğünü belirtirken “koalisyon askerine zarar gelmedi” açıklaması yaptı. İran’ın Irak’taki vekil güçlerinden Hizbullah Tugayları (Ketaib Hizbullah) ise Irak güçlerini, 4 Ocak Pazar akşamından itibaren ABD üslerinden en az 1 kilometre uzak durmaları konusunda uyardı.
İngiltere savaş gemisi gönderdi
İngiltere 2 savaş gemisini Hürmüz Boğazı’na gönderdi. ABD medyasında, ABD’nin Afrika’da Deniz Aslanı Tatbikatı’na giden USS Bataan Amfibi gemisini Ortadoğu’ya yönlendirdiği belirtildi. Gemide 2 bin 100 asker olduğu iddia edildi
İntikam bayrağı
İran’ın Kum kentinde aynı gün Cemkeran Camii’nde üniformalı görevliler üstüne Süleymani’nin fotoğrafı konmuş kırmızı bayrakla kubbeye çıktı. Fotoğraf kaldırıldı ve katlanmış kırmızı bayrak açılarak cami alemine çekildi. Kırmızı bayrak ülkede “kısasa kısas”, “intikam” anlamına, yani “bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma” manasına geliyor. Bir anlamda “gelecek olan korkunç savaşın sembolü” olarak da görülebilir. Cemkeran Camii’nin M.S. 9. yüzyılda yaşayan 12. İmam Mehdi’nin emriyle Hasan Musle tarafından inşa edildiğine inanılıyor. Öte yandan İran, Irak, ABD, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yoğun telefon diplomasisi yürütülüyor.
Trump’tan 52 hedef çıkışı
İlk başta sadece ABD bayrağı tweetleyen ABD Başkanı Trump, tweet yağmuruna devam ediyor. 3 Ocak’ta bir ara “İran hiç savaş kazanmadı, ama asla bir müzakereyi kaybetmedi” tweeti atıp müzakere sinyali veren Trump, bu kez tırmandırıcı tehdit savurdu. Trump, Twitter’dan yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Dünyayı, son zamanlarda yüzlerce İranlı protestocu ve hayatında öldürdüğü tüm insanların yanı sıra bir Amerikalıyı öldürüp birçoğunu da yaralayan teröristlerinden temizlediğimiz için İran bazı ABD unsurlarını hedef alma konusunda oldukça cesurca konuşuyor. (Süleymani) Zaten Büyükelçiliğimize saldırıyordu ve başka yerleri vurmak üzere hazırlık yapıyordu. İran zaten yıllardır sorundan başka bir işe yaramadı. Bu bir uyarı olsun: İran Amerikalılara veya Amerikan unsurlarına saldırırsa biz (yıllar önce İran tarafından rehin alınan 52 Amerikalıyı temsilen) 52 İran sahasını hedef almış bulunmaktayız. Bazıları üst düzey ve İran ve İran kültürü açısından çok önemli. Bu hedefler ve İran’ın kendisi çok hızlı ve çok sert bir şekilde vurulacaktır. ABD daha fazla tehdit istemiyor.”
Neydi 52 vakası?
ABD-CIA desteğiyle 38 yıl ayakta kalan İran Şahı Rıza Pehlevi, 16 Ocak 1979’da kaçtı, resmi açıklamada “tatil için” yurt dışına çıktığı açıklandı. Şah Rıza Pehlevi yönetimi devrilince dini lider Humeyni yanlıları Şah’ın destekçisi ABD’ye yöneldi. 4 Kasım 1979 yılında eylemciler, -ki sonra cumhurbaşkanı olacak Mahmud Ahmedinejad’ın da aralarında olduğu ileri sürülecekti- Tahran’da ABD Büyükelçiliği’ni işgal etti ve 65’i Amerikan vatandaşı olan 90 kişiyi rehin aldı. Bir süre sonra 38 kişi serbest bırakıldı, 52 kişi rehine olarak kaldı. 52 rehine ise 444 gün sonra bırakıldı. ABD Başkanı Jimmy Carter idi, petrol fiyatları ve enflasyon yükselmiş, ekonomi kötüye gidiyordu. ABD’de 4 Kasım 1980’de yapılan seçimde California Valisi Ronald Reagan, “güçlü ABD” adına Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak seçildi ve neo-liberalizmin bayraktarlığını üstlendi. Son kertede Reagan 238 delege aldı, Carter 35 delege bulabildi. Reagan, CIA Başkanı George H. W. Bush’u yardımcısı yapacaktı. Regan 6 Kasım 1984’te ikinci kez kazandı, bu kez yüzde 59 oy aldı, Demokrat rakibi ABD eski Başkanı Carter’in yardımcısı Walter Mondale yüzde 41 alacak.
Pompeo’dan da açıklama
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise Twitter’dan şu paylaşımı yaptı: “İran’ın sahip olduğu Ketaib Hizbullah çeteleri Irak güvenlik güçlerinden ABD’nin Bağdat büyükelçiliğini ve iyi Irak halkının Amerikalılarla çalıştığı diğer yerleri koruma görevini bırakmasını istiyor. İran’ın Irak yönetimine ne yapması gerektiğini söylemesi Iraklı vatanseverlerin hayatını tehlikeye atıyor. Irak halkı aslında İran’ın boyunduruğundan kurtulmak istiyor ve daha yakın zamanda İran Başkonsolosluğunu yakıp kül ettiler.”
Saddam Hüseyin stratejisi mi?
Irak’ın devik Lideri Saddam Hüseyin, ABD ile yaşadığı gerilim ve savaş sırasında İsrail’i hedef alan bir strateji ortaya koymuşdu. İran da İsrail vurgusu yaptı. İran Güney Kerman eyaletindeki Muhafızların Komutanı General Gholamali Abuhamzeh yaptığı açıklamada, “Hürmüz Boğazı, Batı için hayati bir nokta ve çok sayıda Amerikan muhrip ve savaş gemileri oradan geçiyor. bölgedeki önemli Amerikan hedefleri uzun zamandan beri İran tarafından tespit edildi… 35 ABD hedefi ve ayrıca Tel Aviv de ulaşabileceğimiz menzilde” dedi. İran Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Seyyid Abdurrahim Musevi de “ABD, İran’a karşı harekete geçmeye cesaret edemez” dedi.
1991’deki kriz sonrası Saddam Hüseyin Irak’ından İsrail’e onlarca SCUD füzesi atılmış, ABD İsrail’i Patriotlarla korumuştu. Sonrasında İsrail ülkeye Demir Kubbe (Iron Dome) savunma sistemi yerleştirecekti. İran Meclis Başkanı Ali Laricani de, “ABD’lilere her şeyden önce şapkasını alıp bölgeden gitmelerini öneriyorum” dedi. İran Devrim Muhafızları Kudüs Komutanı Kasım Süleymani’nin yerine geçen Tuğgeneral İsmail Kaani “Herkese Ortadoğu’nun dört bir yanında ABD’lilerin cesetlerini görmek için sabırla beklemesini söylüyoruz” demişti. Bu arada AB İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’i Brüksel’e davet etti.
Bölge ülkelerine de uyarı
İran ABD ile iş yapan ülkeleri de uyardı. İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Emir Hatemi, “ABD’nin terör eylemini onaylayanlar bölgesel ve uluslararası alanlarda bunun bedelini ödeyecekler” dedi.
Erdoğan ‘şehit’ dedi mi tartışması
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin 4 Ocak Pazar günü AKP Başkanı-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme tartışma yarattı. İran ajansı İrna’ya göre Ruhani Erdoğan’a “Hepimiz hep birlikte ABD’nin saldırganlığına karşı koymazsak, bölgeyi büyük tehlikeler bekliyor… Mantıksız eylemlere karşı koymalıyız, aksi takdirde saldırgana karşı sessiz kalmak, onu daha da cesaretlendirir” dedi. Habere göre Erdoğan da, “Şehit Süleymani’nin yokluğu derinden üzüyor. İran halkı, sizin ve Rehber’in öfkesinin farkındayım” dedi. Erdoğan’ın “şehit” dediği konusunda İran’ın Ankara Büyükelçiliği de şu açıklamayı yaptı: “Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefon konuşmasında: “Şehit Süleymani’nin yokluğu derinden üzüyor. İran halkı, sizin ve Rehber’in öfkesinin farkındayım.” TRT World’e konuşan “üst düzey” bir Türk yetkili ise “Görüşmede Süleymani hakkında ‘şehit’ ifadesi kesinlikle kullanılmamıştır” dedi.
Avrupa ülkeleri alarmda
ABD Ortadoğu’ya yüzlerce asker sevkederken Almanya Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılı açıklamasında, IŞİD’e karşı sürdürülen operasyona katılan tüm yabancı askerlerin koruma seviyelerinin yükseltildiği, Alman askerlerin Bağdat ve Hewler yakınlarında Iraklı kuvvetlerine verdiği askeri eğitiminse geçici olarak askıya alındığı duyuruldu. İsveç ve Danimarka da Irak’ta eğitim görevlerini durdurdu. Bazı AB ülkeleri ve Türkiye, Irak ve İran’a seyahat uyarısı yaptı.
Demokratlardan karşı atak
ABD Senatosu’nda Demokrat Senatör Tim Kaine, Trump’ın Kongre’nin onayı olmadan İran’a karşı askeri eylemlerde bulunmasının yasaklanmasını öneren bir yasa tasarısını Kongre’ye sundu. ABD Kongresi’nin savaş ilan etme ve askeri operasyonları yürütmesi için başkana izin verme hakkı bulunuyor. Kasım 2020 seçimlerine hazırlanan Trump, Ukraynagate olarak adlandırılan azil dosyasıyla uğraşıyor.
Petrol akışı için İngiliz donanması
1957 doğumlu, Lübnan Hizbullah’ı, Filistin İslami Cihad, Hamas, Husi hareketi, Haşdi Şabi gibi güçleri vekaleten destekleyen, büyümelerini sağlayan Süleymani’ye suikast sonrası petrol fiyatları yükselirken İngiliz donanmasına ait 2 gemi Hürmüz Boğazı’na gönderiliyor. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, İngiliz donanmasına ait iki geminin Hürmüz Boğazı’na gönderileceğini açıkladı. HMS Montrose ve HMS Defender adlı savaş gemileri deniz devriyesi yapacak. Bu boğaz Ümman Körfezi ve Arap Denişzi’ne açılıyor ve bölge petrol akışı için hayati. Wallace “Uluslararası hukuk uyarınca ABD, vatandaşlarına yakın bir tehdit oluşturanlar karşısında kendini savunma hakkına sahip” dedi.
ABD aracıyla taşındı
Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi’nin ikinci başkanı Ebu Mehdi el-Mühendis için önce Bağdat, sonra götürüldüğü Kerbela ve Necef’te düzenlenen cenaze törenlerinde ABD karşıtı sloganlar atıldı. “Amerika’ya hayır” ve “İsrail’e hayır” ile “en büyük şeytan Amerika” sloganları atanlar gözyaşı döktü. Törenlere Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, Hükümet yetkilileri, İran yanlısı Haşdi Şabi komutanları, yüzlerce milis ve siviller katıldı. Uzun araç kuyrukları meydana geldi. Süleymani’nin cenazesinin ABD markası Pickup ile taşınması ise sosyal medyada birçok kişi fotoğraflar paylaşarak tepki gösterdi.
Humeyni sürgünde olduğu Paris’ten Tahran’a 1 Şubat 1979’da Air France uçağıyla dönmüştü. Ceneze 5 Ocak sabahı İran’a bağlı Şii Arapların yaşadığı Huzistan-Ahvaz’a götürüldü. Buradaki törende de ABD ve İsrail karşıtı sloganlar atıldı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve dini lider Ayetullah Hamaney ise Süleymani’nin Tahran’daki evine taziye ziyaretinde bulundu. Ruhani’nin “Allah size sabır versin, bunu telafi edeceğiz” sözü üzerine Süleymani’nin kızı “Babamın intikamını kim alacak” diye sordu. Ruhani “Alacağız, hepsinin intikamını alacağız, hiç endişe etmeyin” dedi. Cenaze Tahran’dan Kirman’a götürülecek
DIŞ HABERLER