Bankaların borçları sattığı Varlık Yönetimi’nden yurttaşlara taciz
Derinleşen ekonomik krize rağmen iktidar “kriz yok” dese de gerçek tablo hiç de öyle değil. Faturalar almış başını giderken, hâlihazırda borçlu olan yurttaşların borçları ise her geçen gün katlanıyor. Bankalara borçlarını ödeyemeyen yurttaşlar, borç-faiz sarmalında sıkışmış durumda. Yurttaşlar aynı zamanda bankaların borçlarını peşin para karşılığında sattığı varlık yönetim firmalarının baskıcı tutumlarıyla karşı karşıya.
3 milyon borçlu
Açıklanan son verilere göre, tüketici ve kredi kartı borçları 1 Ocak-22 Kasım 2019 tarihleri arasında toplam 51.3 milyar TL artarak 569.5 milyar TL’ye ulaştı. 2019’da 1 milyon 316 bin yurttaş bankalara olan tüketici kredisi ve kredi kartı borcunu veya her ikisini birlikte ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alındı. Borcu takibe alınan yurttaşlarla birlikte, “kara listede” bulunan ve borcu hâlâ devam edenlerin sayısı ise Ekim 2019 sonu itibarıyla 3 milyon 763 bine çıktı.
‘Her gün arıyorlar’
2019’da Akbank, Garanti, İş Bankası ve Yapı Kredi gibi bankalar 3 milyar 60 milyon TL değerindeki kredi alacaklarını 150 milyon TL’ye varlık yönetim firmalarına sattı. Satıştan sonra ise yurttaşlara haciz gelmeye başladı. Bu mağduriyeti yaşayanlardan biri de Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden emekli İsmail Araç, 8 yıl önce Garanti Bankası’ndan 50 bin TL kredi çektiğini ve borcunun banka tarafından Sümer Varlık Yönetimi’ne satıldığını söyledi. Araç, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sümer Varlık Yönetimi bankaya olan borcumu devraldıktan sonra ilk olarak benim 76 bin tutarındaki emekli ikramiyeme el koydu. Yine her ay emekli maaşımdan bin 500 TL kesinti yapılıyor. Günde belki 30 defa beni arayarak, mafya gibi taciz ve tehdit ediyorlar. 22 yıl devlet memurluğu yaptım ama şu an evsizim. Şikâyet ediyorum diyeceğim ama kimi kime şikâyet ediyoruz.”
‘Taş mı yiyelim?’
Kızlılay’da simit satarak geçimini sağlayan Tekin Yakar’ın ise kredi kartı borcu 6 bin TL’den, faiz uygulaması sonucu 26 bin TL’ye yükseltilmiş. Yakar, söz konusu varlık şirketi tarafından her gün defalarca telefonla arandığını ve psikolojik baskıya maruz kaldığını anlattı. Yakar, “Ben 750 TL kira ödüyorum 300 TL yol, elektrik, doğalgaz ve su ile birlikte bin TL zaten gidiyor. Geriye ne kalıyor ki ödeyeyim. Bu varlık şirketleri yasal tefecilerin önde gidenidir. Banka seni aramıyor, tefeciler seni arıyor ve resmen ‘canını istiyoruz’ diyorlar. Deniz Bank niye beni çağırmıyor? Devletin bankaları insanları neden çağırmıyorlar? Devlet iş adamlarının vergilerini af etmeyi biliyorlar ama vatandaşın borçlarını ödeme yerine üstüne faiz koyuyor. Bize diyorlar ‘çok yemeseydiniz’, bu paranın nesini yiyeyim? Nasıl geçinelim taş mı yiyelim? Ocak da taş mı kaynatalım?” diye sordu.
Selman Güzelyüz – Emrullah Acar/MA