Türkiye’nin kıyılarına yönelik yağmayı içeren adımlar da artış gözleniyor. Çeşme’yi Cannes yapma iddiası ile bölge yağmaya açılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yıl ‘Patara Yılı’ olacak açıklaması dikkat çekti
Ege ve Akdeniz bölgelerinde varlık gösteremeyen AKP iktidarı, merkezi yönetim eliyle bölgede yağmayı içeren adımlar atıyor. 1/25 binlik Patara ve Çukurbağ yarımadasını içeren planlara yönelik mahkemelerin verdiği 2 iptal kararına rağmen tekrar yeni kararlar alınması sonrası 3. kez Çevre ve Ekoloji Hareketi avukatları dava açtı. Diğer yandan Çeşme yarımadasında halka ait araziler için acele kamulaştırma kararı alınmasına tepkiler ortaya çıkmıştı. 25 Ocak’ta yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile 511 parselin turizm şirketlerine tahsisi gündeme geldi. Karara karşı bölge halkının platform etrafında toplanıp dava ve mücadele hazırlıkları sürerken yeni bir Cumhurbaşkanlığı kararı ile bölgede bulunan adaları da içine alacak biçimde kamulaştırma alanı genişletildi.
Patara’da neler oluyor
Patara’nın 1. derece olan SİT koruma alanı özelliği hükümetin girşimi ile düşürülmüştü. Patara bölgesi ve Fırnaz Koyu’nun bazı bölümlerinin birinci dereceden çıkartılarak ikinci ve üçüncü derece doğal sit alanına dönüştürülmesine ilişkin kararın iptali için Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği dava açtı. Bölgede bulunan mülk sahipleri ise bilirkişinin koruma statüleri değiştirilemez raporuna yönelik, bölgenin imara açılması gerekiyor yönünde itirazda bulunmuşlardı.
Statüler değiştirildi
Birinci Derecede Doğal Sit alanı konumundaki Patara bölgesi ve Yeşilköy, Fımaz Koyu çevresi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 22 Ağustos 2017 tarihli oluruyla ‘Doğal-Sit-Kesin Korunacak Hassas Alan’, ‘Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve ‘Doğal Sit- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak tescil edildi. Bakanlığın bu kararı da 9 Ocak 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece Alanya Kalesi, Demre Taşdibi Yarımadası ile Patara ve Fırnaz Koyu’nun bazı bölümleri birinci derece doğal sit alanından çıkartılarak ikinci ve üçüncü derece doğal sit alanı konumuna dönüştürüldü.
Yapılaşmaya açılıyor
Kaş Turizm Tanıtma Derneği bu kararın satatü değişikliğine yönelik olarak bu alanlara turizm tesisi, villa veya belli sınırlamalarla taş ve maden ocağı faaliyetlerinin yapılmasını mümkün kılıdığını belirterek yeni dava açmışlardı. Kararın yapılaşmaların önünü açtığını ve Antalya’da birçok bölgeyi de içerdiğini belirten Dernek Başkanı Munise Ozan, “Patara zaten Bakanlık tarafından ilan edilmiş özel çevre koruma bölgesi. Nesli tehlike ve koruma altında olan ‘caretta carettaların üreme ve yaşam alanı. Çam ormanları, antik kenti, kumulları, Akdeniz foklarının üreme alanı ve hakikaten çok özel bir alan. Şimdi turizm amaçlı kullanılabilirliğinin yolu açılıyor” diye konuştu. Ozan, devletin bu alanları daha da genişletip koruması gerekirken, buraların bazı bölgelerini birinci dereceden üçüncü dereceye kadar çekerek turizm tesisi ve hatta maden ocaklarına açtığını söyledi.
AKP’li Mutlu çok mutlu!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2020’yi “Patara yılı” ilan etmesi, antik kentin bulunduğu Antalya’da sevinçle karşılandığı duyuruldu. Bu ilana sevinen kesimlerin bölgenin yağmalanma sürecinden nemalanacak kesimler olduğu bilinirken bölge halkının büyük çoğunluğu bu girişime tepkili. Bölgede az sayıda belediyeye sahip AKP’nin Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş yaptığı açıklamada, 2020’nin Patara yılı ilan edilmesinin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Ulutaş, “Patara, turizm açısından çok büyük bir potansiyele sahip. Alınan karar bu potansiyelin ortaya çıkartılması açısından önemli olacaktır” diye konuştu. Ulutaş, Patara’daki antik limanın denizle bağlantısı sağlandığında, bunun dünyada bir ilk olacağını söylerken antik kent çevresinin henüz kazıları dahi bitmeden yağmalanacağına işaret ediyor.
Patara Antik Kenti
Dünyanın ilk meclis binasını içinde bulunduran Patara kentinin diğer bir özelliği dünyanın en eski deniz fenerinin bu likya kentinde bulunmasıdır. Antalya’nın Kaş ilçesinde Kalkan beldesi yakınlarındaki bulunan bir Likya kentidir ve Likya Birliği’nin başkentliğini yapmıştır. Likya Birliği’nin üç oy hakkına sahip altı kentinden biri ve belki de en önemlisidir. Likya Birliği toplantıları kentte bulunan birliğin meclis binasında yapılmaktaydı. Hititçe’de Patar, Likya dilinde Patara olarak anılan kentin MÖ 8. yüzyılda var olduğu yapılan kazılar sonucu ele geçen somut verilerle kesinleşmiştir. Patara, Roma döneminde de çok önemli bir kent olmuş ve Likya-Pamphilya eyaletlerinin başkentliğini yapmıştır. Patara Limanı, hububat deposu ve sevki açısından önem taşımıştır, bu nedenle doğu Akdenizde bulunan 3 hububat deposundan biri (Granarium) Patara’da bulunmaktadır. Bizans döneminde de gelişmesini sürdüren kent, hıristiyanlarca da önemli sayılmış. Noel Baba olarak bilinen Saint Nicholas’ın da Pataralı olduğu söylenir.
Sulak alan yok edilmek isteniyor
400 metre genişliğinde ve 1600 metre derinliğindeki Patara Limanı’nın kumla dolmaya başlaması ve teknelerin yanaşmakta güçlük çekmeleri, Patara’nın giderek önemini yitirmesine neden olur. Rüzgarın savurduğu kumlar zamanla limanı doldurur ve kenti büyük ölçüde örter. Bugün kentte görülebilecek kalıntıların bir bölümünün kumlar altında olduğu dikkati çekecektir. Ancak son yıllarda yapılan arkeolojik kazılarla kent, üzerini örten kumlardan arındırılmaya çalışılmaktadır. Gelemiş köyünden 2 km sonra yol kenarında Patara’daki kalıntıların en görkemlilerinden Roma Zafer Takı görülür (Metius Modestus). Zafer takı, MS 1. yüzyıl sonlarında yaptırılmıştır. Tepeye doğru görülebilecek kalıntılar arasında Bizans bazilikası ve kutsal alanlar bulunmaktadır. Tiyatro tepenin yamacındadır. Tiyatronun yaslandığı tepede büyük bir sarnıç ile bir anıt mezar bulunmaktadır. Eski liman şimdi sulak alan durumundadır. Binlerce göçmen kuşun yaşam alanı haline gelen sulak alan yapılmak istenen kazı ile yok edilecektir.
EKOLOJİ SERVİSİ