İdlib’deki gerilim arttıkça Rus-Türk ilişkileri 2015’teki ‘uçak düşürme’ günlerine geri dönüyor. Ama bu kez durum çok riskli. Rusya TSK konvoylarını görüntüleyip mesaj verirken, Pentagon ise ‘somut bir planımız yok’ dedi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü konuşmasından da anlaşıldığı kadarıyla Türkiye, El Nusra gruplarını korumak uğruna İdlib çıkmazında yol almaya devam ediyor. Günlerdir binlerce asker ve zırhlı aracı çatışma bölgelerine yığan Türkiye, dün de İdlib’deki gözlem noktalarına komando takviyesi yaparken çok namlulu roketatarlar Suriye sınırına konuşlandırıldı. Türkiye’nin çeşitli birliklerinden Hatay’ın Reyhanlı ilçesine gönderilen ve buradaki sınır birliklerinde hazır bekletilen komandolar, daha sonra zırhlı personel taşıyıcılarıyla sınır birliklerine doğru hareket etti.
Rusya’dan mesaj
Buna karşın Rusya Savunma Bakanlığı, önceki gece, insansız hava araçlarıyla İdlib’e silah taşıyan Türk askeri konvoyuna ait görüntüleri yayınlayarak süreci yakından izlediğini ortaya koydu. Askeri uzmanlar, bunun ‘gerektiğinde vurabilirim’ mesajı anlamına da geldiğini belirttiler. Rus basınında çıkan haberlerde ise, Moskova’daki siyasi atmosferin 24 Kasım 2015’te Rus uçağının düşürülmesi öncesindeki atmosfere çok yakın olduğu belirtildi. Rus diplomat İlyiçev, Suriye ve Rus güçlerinin her gün ateş altında olduğunu belirterek “oturup bekleyemeyeceklerini” söyledi. Türkiye’ye taahhütlerini hatırlatan yetkili, “Bir buçuk yılda hiçbir şey yapılmadı” dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Kuruluşlar Departmanı Başkanı Petr İlyiçev’den ise İdlib’le ilgili sert bir açıklama geldi. TASS haber ajansının aktardığına göre İlyiçev, Türkiye’nin 2018 Eylül ayında imzalanan Soçi mutabakatıyla üstlendiği yükümlülükleri hatırlatarak, “Türk partnerlerimizin karşılaştığı zorlukları anlıyoruz. Ancak Suriye birlikleri, Rus birlikleri, Hmeymim üssüne yönelik İHA saldırıları gibi her gün ateş altında. Öylesine oturup İdlib’de ne olacak diye bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı.
Rus basını: Sorun Erdoğan’da
Öte yandan, Rusya Savunma Bakanlığı da, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rus ordusunun İdlib’deki sivillere yaptığı saldırıyla ilgili açıklamalarının yanlış olduğunu söyledi. Bakanlık, gesindeki krizin asıl nedeni maalesef Türk meslektaşlarımızın ılımlı muhalefet militanlarını bu alanları dolduran El Nusra ve Hurras El-Din gruplarından ayırma yükümlülüğünü getirememesidir” dedi. Bu kez durumun 2015 krizinden daha ciddi olduğunu belirten Rus basını, yeniden aynı şey olursa artık Moskova’nın tek taraflı hareket edceğini yazdı. Rusya Bilimler Akademisi araştırmacısı Boris Dolgov ise “Türkiye gerçekten Suriye’ye karşı sistematik saldırgan eylemlere başlarsa, Suriye topraklarında, Türk kontrol noktaları yüzlerce askerle çevrilidir” diyerek riskin boyutlarını hatırlattı.
Peskov: Çatışma değil ki…
İdlib’de çatışmalar sürerken, Kremlin sözcülerinin Türkiye’nin Efrîn, Girê Spî, Serêkaniye cephelerinde kullandığı argümanı sık sık tekrar etmesi dikkat çekiyor. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, dün de Rusya’nın İdlib’deki durumu bir çatışma olarak değil, Suriye ordusunun kendi topraklarında yürüttüğü terörle mücadele olarak gördüğünü ifade etti.
Pentagon: Bir anlaşma yok
İdlib gerginliği sürerken, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, bir kez daha açıklama yaparak somut bir adıım atmayacağını deklare etti. Pentagon, Washington ve Ankara arasında, NATO ve ABD’nin İdlib’de daha somut adımlar atması gerektiğine dair bir anlaşmaya varılmadığını açıkladı. ABD basınında yer alan habere göre, Pentagon sözcüsü Alyssa Farah, Türk medyasında, ABD ve Türkiye arasında İdlib’e ilişkin anlaşmaya varıldığına ilişkin haberler için, ‘’Bu türden bir anlaşma yapılmadı’’ açıklaması yaptı.
Öte yandan ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Türk mevkidaşıyla ayak üstü selamlaştığını, ikili bir görüşme yapmadıklarını belirtti. Türk medyasında çıkan haberlerde, Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın NATO karargahında ABD’li mevkidaşı Mark Esper’le görüştüğü, görüşmede Suriye ve Irak’taki güvenlik ve savunma konularıyla ilgili görüş alışverişinde bulunulduğu, ayrıca İdlib’le ilgili hem ABD hem de NATO’nun daha somut katkılarda bulunmasının öneminin ifade edildiği belirtilmişti.
Oysa ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, önceki gün, “NATO müttefiki olarak nasıl yardımcı olabileceğimizi araştırıyoruz. Bu konuda istihbarat paylaşımı olsun, ekipman transferleri de son derece önemli. Bunlar da iyi çalışmaya devam ediyor” demişti.
DIŞ HABERLER