Emek ve Demokrasi Güçleri, tutuklu olan Grup Yorum üyeleri ve ÇHD’li avukatların sürdürdüğü ölüm oruçları ve açlık grevlerine dikkat çekerek, taleplerinin karşılanmasını istedi
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, tutuklu Grup Yorum üyeleri ve ÇHD’li avukatların sürdürdüğü ölüm oruçları ve açlık grevlerine dikkat çekerek taleplerin karşılanması amacıyla Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Sık sık, “Grup Yorum’a Özgürlük!”, “Savunmaya Özgürlük!” sloganlarının atıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve kent eş başkanları Besriye Tekgür, Kadir Baydur, Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi avukatlar da destek verdi.
Kitle adına açıklamayı Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) İzmir il yönetiminden Mustafa Güven okudu.
‘İtirafçı beyanıyla ağır hapse mahkum edildiler’
Açlık grevini ölüm orucuna çevirmiş olan Grup Yorum üyelerinin, sadece bir itirafçı beyanıyla müebbet ağır hapse mahkûm edildiğini hatırlatan Güven, ölüm orucunda olan Mustafa Koçak’ın ve 3 Şubat 2020 günü açlık grevine başlamış olan ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve ÇHD üyesi 8 avukatın yaşam haklarını savunduklarını söyledi. Grup Yorum’un meydanlarda türkülerini söyleyebilmek için ölüm orucunda olduğunu dile getiren Güven, “28 yaşındaki Mustafa Koçak, sadece adalet istediği için ölüm orucunda ve avukatlar, mücadele ettikleri kumpas davalarının bizzat mağduru oldukları için, yeniden adalet mücadelesi verebilmek, yeniden 10 Ekim Ankara Garı, Soma, Ermenek vb. katliamlarda kaybettiklerimizin sesi olabilmek, avukatlıklarını yapabilmek için açlık grevindeler” dedi.
‘ÇHD’li avukatlar dayanışmak için açlık grevindeler’
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve 8 ÇHD üyesi avukatın, hem Grup Yorum’la dayanışmak hem de kendi yargılamalarındaki hukuksuzluklara dikkat çekmek için açlık grevine başladıklarını ifade eden Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargı, tamamıyla yürütmenin, muhalefet üzerindeki sopasına dönüşmüştür. Örnek olarak Gezi davası, Cumhuriyet Gazetesi davası, HDP’li seçilmişlerin davalarını anmamız yeterlidir. Grup Yorum ve üretim alanları olan İdil Kültür Merkezi’nin çalışmaları, yıllardır polis baskısı ve yasaklarla engellenmektedir. Üyeleri sürekli gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Açlık grevinde olan Grup Yorum üyeleri bu baskı ve konser yasaklarının son bulmasını, arkadaşlarının isimlerinin ‘terör listelerinden’ çıkarılmasını ve serbest kalarak türküler söylemeye devam etmek istemektedirler.”
‘Talepleri kabul edilsin’
Mustafa Koçak’ın sadece bir itirafçı beyanına dayanarak müebbet hapse mahkûm edilen davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yeniden görülmesini talep ettiğini aktaran Güven, ÇHD’li Avukatların, Grup Yorum üyelerinin ve Mustafa Koçak’ın taleplerinin kabul edilmesini belirterek, taleplerini şöyle sıraladı:
“*Tek başına gizli tanık ve türlü vaatlerle devşirilen itirafçı beyanlarına dayanarak hüküm kurulmasına son verilmesini, gizli tanıklık uygulamasının kaldırılmasını,
*Bu tür sözde delillerle tutulan bütün siyasi mahpusların tahliyesini ve bu yargılamaların bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını,
*Masumiyet karinesinin yok sayılması ve yargısız infazlara vize vermek anlamına gelen, İçişleri Bakanlığı’nın, ‘Terör Listeleri’ uygulamasına son verilmesini,
*Ağırlaştırılmış müebbet hapis infaz rejimine ve ömür boyu hapis cezası uygulamasına son verilmesi, infaz rejiminde, uluslararası hukuka uygun yeni bir yasal düzenleme yapılmasını,
*Bütün hasta ve yaşlı mahpusların derhal serbest bırakılmasını talep etmektedirler. Sivas katliamı hükümlüsünü yaşlılık ve hastalık nedeniyle affedenler, içerideki binlerce hasta ve yaşlı mahpusu görmemektedir. Cezaevlerinden her gün cenazeler çıkmaktadır. 80-90 yaşında ya da ağır hasta mahpuslar ölümü beklemektedir.”
‘Grup Yorum ezilenlerin sesi olmuştur’
Açıklamanın ardından söz alan HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de ölüm orucundaki Grup Yorum üyelerinin sağlık durumlarının kritik bir aşamada olduğunu belirterek, bir an evvel taleplerinin karşılanması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Kaya, Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali’nin yaşamlarına yönelik “”Şiiri, müziği yasaklayan bir ülkeden sanatçıları ötekileştirmeyen yepyeni bir Türkiye’ye kavuştuk” sözlerine atıfta bulunan Koçyiğit, “Biz bu göndermelere bakmayız, biz bugüne bakarız. Gördüğümüz resim şu; 2002’den beri AKP hükümeti Türkiye’deki bütün muhalefeti sistematik olarak baskılıyor, cezaevlerine kapatıyor. Bununla da yetinmeyip, bütün toplumsal mücadelenin üzerinde yargıyı, Demokles’in kılıcı gibi kullanıyor. Uyduruk, itirafçılarla insanların yaşamlarını çalıyor” dedi.
İktidarın baskılarına karşı herkesin sesinin yükseltmemiz gerektiğini belirten Koçyiğit, “Grup Yorum sadece Grup Yorum değildir, Grup Yorum karanlık zamanlarda bu ülkedeki ezilenlerin mücadelesine ses olmuştur. Her bir türküsü hepimizin hafızasında, dilindedir. Onların ezgileri mücadelemizin bayrağı oldu. Onların daha fazla türkü söyleyebilmesi için bizlerin dayanışmasına ihtiyacı var. Bugün hepimiz emek ve demokrasi mücadelesi için daha fazla söz söylemeliyiz, cesaretimizi ortaya koymamız gerekiyor” diye konuştu.
Yapılan konuşmalar ardından açıklama son buldu.
İZMİR