İHD ve Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdikleri eylemlerde, cezaevlerinde durumu ağır olan en az 50 tutuklu kadının olduğu ifade ederek, ‘Kadın mahpusların sağlığa erişimi işkence derecesindedir’ dedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, Türkiye cezaevlerinde kalan hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla bu hafta da Ankara ve İstanbul’da açıklama yaptı.
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta gerçekleştirdiği F Oturumu eyleminin 415’incisini gerçekleştirdi. İHD binasının önünde yapılan eylemde, hasta tutukluların fotoğrafları taşınırken, eyleme Musa Piroğlu, oyuncu Nur Sürer ile çok sayıda kişi katıldı.
Eylemde konuşan komisyon üyelerinden Nergiz Şahin, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 31 Ekim 2018 tarihli verilerine göre Türkiye’de kadın mahpus sayısının 10 bin 208 olduğunu, 2019 verilerine göre çocuklarına hapiste bakmak zorunda kalan tutuklu kadın sayısının 700 olduğunu aktardı. Şahin, 2019 yılında tespit edilen verilere göre 13 bin 33 hasta mahpusun bulunduğunu, kadın hasta mahpus sayısının 110 ve bunun en az 50‘sinin durumunun ağır ve ciddi sağlık sorunları bulunduğunu kaydetti.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin kadın mahpusları etkilediğine dikkati çeken Şahin, “Kadın mahpusların ve özellikle sağlık sorunları yaşayanların sağlığa erişimi işkence derecesindedir. Muayene sırasında bile asker çıkmak istememekte, sevk sırasında asker araması ve çıplak aramanın dayatılması gibi bir çok insani hakları gasp edilmektedir” dedi.
Şahin’in paylaştığı bilgiler şöyle:
‘Sıti Gören; Van T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde, 70 yaşında, her iki kolunda da platin var. Ayrıca şeker ve tansiyon hastası. Hapishane koşullarında bulunduğu her gün sağlık problemleri artıyor. Diğer hasta mahpuslara yapıldığı gibi Sıti Gören’in de sağlık hakkı ihlal edilerek yaşamı tehdit ediliyor.
Gülistan Abdo; 1994 yılında tutuklanır. Gebze M Tipi Hapishanesi’nde. Abdo’nun bacağında bulunan yara yıllarca tedavi edilmediği sol bacağı dizinden kesilerek protez takılmıştır. Gülistan Abdo, protezle yaşamını idame ettirmede büyük zorluk yaşıyor. Abdo’nun protezi pillerle çalışıyor ve sık sık yenilenmesi gerekiyor. Ne var ki bu ihtiyacı karşılanmıyor.
Dicle Bozan; Bağırsakları dışarıda yaşamaya çalışan bir hasta mahpus. Uzun süre hastaneye götürülmediğini kendisi ifade ediyor. Menemen R Tipi Hapishanesi’nden Elazığ hapishanesine açlık grevindeyken sürgün edilen Bozan’a ameliyat olduktan sonra tek kalacağı söyleniyor. Kalp sorunu da olan Bozan’a böyle bir dayatma “ölürsen öl” demekten farksızdır.
Fatma Özbay; Erzurum Kadın Kapalı Hapishanesi’nden Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi’ne sürgün sevk edilen ve 22 yıldır hapiste olan bir mahpustur. Özbay’a 3. derece kanser teşhisi konmuştur. Ameliyatla bir memesi alınan Özbay’ın yanına hastanedeyken bir refakatçi verilmediği gibi, ameliyattan 9 gün sonra hapishaneye geri götürülüyor. Özbay’ın ilaçları dahi kamuoyu basıncıyla veriliyor. Kısacası Özbay’ın tedavi hakkı engelleniyor.’
Ankara
Ankara’da da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla 287’inci kez İHD Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. İnisiyatif üyeleri, bu haftaki eylemlerinde Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki hasta tutuklu Engin Aydınalp’in sağlık durumuna dikkat çekti.
Engin Aydınalp’in durumuna dikkati çeken İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Fatin Kanat, “28 yıldır cezaevinde tutuluyor ve tahliyesi için 2,5 yılı kaldı. Aydınalp, cezaevinde tüberküloz ve zatürre geçirdi. Akciğerlerinden ameliyat oldu ve kısmen solunum yetmezliği çekiyor” bilgilerini paylaştı. Aydınalp’in yarı felçli durumda yaşadığını aktaran Kanat, şunları ifade etti: “30 Ekim 2019’da Bafra Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi Bölümüne götürülmüştür. Ancak ısrarla belirtmesine ve dilekçe yazmasına rağmen ameliyatı yapacak doktora değil, başka bir doktora götürülmüştür. Ameliyat bölgesi çok riskli olduğundan ve ameliyatın felç kalmakla sonuçlanacağı doktorlar tarafından belirtilmiş ancak içeride de durumu her gün ağırlaşmakta ve yürüyemez, kendi işlerini kendisi yapamaz hale gelmiştir. Zaten cezaevinde çok az bir süresi kalmış olan mahpusun dışarıda ailesinin yanında tedavisinin yapılması için infazının ertelenmesi ya da tahliye edilmesi acil olarak gerekmektedir. Tüm bu sorunlar kalıcı bir şekilde çözülünceye ve ağır hasta mahpuslar serbest bırakılıncaya kadar dile getirmeye, çözüm talep etmeye devam edeceğiz” dedi.