Koronavirüsü salgınına yönelik desteklerin tamamı sermaye yararına olduğu dikkat çekti. Böyle bir dönemde doğal koruma alanlarının maden şirketlerine peşkeş çekilme hazırlığı ise şaşırtıcı olmadı
16 Mart 2020 Pazartesi günkü Resmî Gazete’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 31070 sayılı bir yönetmelik yayınlandı. Yönetmeliğin başlığı “Korunan Alanların Tespiti, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte ‘Değişiklik Yapılmasına Dair’ Yönetmelik” yayınlandı. Yönetmeliğin yönetmeliğini yayınlayan bakanlık maden vb. tesislerin koruma alanlarında tamamen özgür olmasını ve önündeki olası engellerin Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıkça belirlenecek Bölge Komisyonları inisiyatifiyle kaldırılmasının planlandığı anlaşıldı.
Yine milli menfaat
Mevcut yönetmeliğin 6. maddesine eklenenler fıkralardan biri şöyle: “(3) Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında bulunan madenlerin milli menfaatlere uygun olarak aranması, hangi şartlarda ve ölçülerde işletileceği, kapatılması ve alanın rehabilitasyonu ilke kararları doğrultusunda alınacak olan Bölge Komisyonlarının kararları doğrultusunda yapılır.” Milli menfaatler özellikle AKP iktidarı tarafından sadece sermaye çıkarlarını içerdiği çıkarılan tüm yasa ve yönetmeliklerde görmek mümkün. Bu yapılan değişikliğin de aynı eksende olduğu açıkça görülebilmekte.
Destekte sınır yok
Bundan 6-7 ay önce maden patronları bir araya gelip yaptıkları toplantıda madenciliğin S.O.S. verdiğini açıklamış ve “Türkiye’de yatırım ortamı bozuldu, orman bedelleri çok yüksek, orman izin başvuruları uzun sürüyor, Zeytincilik Kanunu madenciliğin önünde engel” gibi bir dizi ‘sorunlarının’ çözülmesini talep etmişlerdi. Maden patronlarının görüştüğü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı ve Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü Cevat Genç, sektör temsilcilerinin talepleri başta olmak üzere kendi bakanlık ve kurumlarını ilgilendiren sorunların çözümü noktasında idari ve yasal olarak her türlü adımı atmaya ve çalışmaya hazır olduklarını belirtmişlerdi.
Şimdi mutlulardır
Kendisi de madenci olan Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu’nun ise görüşme sırasında orman izin bedellerinin yüksekliği konusunda sektörün hassasiyetiyle ilgili gerekli araştırma ve çalışmayı yapacaklarını ve bakanlık olarak sektörün yaşadığı sorunları aşması için her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını, sektör temsilcilerine aktarmıştı. Maden patronlarının iyi izlenimlerle toplantıdan ayrıldıkları belirtilmiş ve “Asıl mutluluğu sektörün yaşadığı sorunların çözümü için adım atıldığında yaşayacağız” diye belirtmişlerdi. Madenci patronların bir dediğini iki etmeyen iktidar, sürekli olarak maden şirketlerinin çıkarlarına uygun yasa ve yönetmelik hazırlamaya devam etmesi ise şaşırtıcı gelmedi.
Yaylalar madencilere
Geçtiğimiz günlerde yine madencileri sevindiren bir Cumhrubaşkanlığı kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Karara göre 11 ilde 126 yaylada toplam 14 milyon 92 bin 800 metrekarelik ‘yayla’ yayla olmaktan çıkarıldı. Yayımlanan listede Konya’da 35, Giresun’da 35, Maraş’ta 20, Adana’da 9, Erzurum’da 7, Kütahya’da 7, Trabzon’da 5, Bolu’da 3, Eskişehir’de 3, Kastamonu’da 1 ve Artvin’de 1 olmak üzre 126 yayla bulunuyor. Söz konusu alanlar, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesine dayanarak ‘yayla alanı’ olmaktan çıkarıldığı belirtildi.
MTA kimin için var?
MTA, Türkiye coğrafyasının tamamında yaptığı binlerce kilometrelik sondajlarla maden sermayesi için ön çalışma yürütmekte. Karadeniz Bölgesi’nde MTA’nın hazırlattığı ve noktasal tespitlerini yaptırdığı maden sahalarını pazarlamak için adımlar atıldı ve atılıyor. MTA’nın belirlemelerine göre Doğu Karadeniz Bölgesi; altın, uranyum, bakır, linyit, çinko, betonit, demir, mermer gibi maden yatakları bakımından oldukça zengin kara parçası olma özelliği barındırdığı belirtiliyor. 2016 yılında çıkarılan ilk torba yasa ile maden bölgelerinin altyapı hizmetleri valiliklerce yapılacağı ise yasallaşmıştı. Karadeniz’de yaylaları birbine bağlayan Yeşil Yol’un da bu bağlamda inşa edildiği iddiaları halen sürmekte.
EKOLOJİ SERVİSİ