AKP, salgın nedeniyle ‘işten çıkarmaları 3 ay yasaklamayı’ öngören yasa taslağı hazırlığında iken, düzenlemenin ‘ücretsiz izin’ kavramını yasa kapsamına alacağına dikkat çeken avukatlar işçilerin büyük hak kaybı yaşayacaklarına dikkat çekti
Yadigar Aygün
Virüs salgınının yayılmaya başladığı ilk günden beri açıklanan tedbir paketlerinden işçilere yönelik bir önlem çıkmazken, önceki gün açıklanan yasa taslağında ise “işten çıkartmanın üç yasaklanacağı” belirtildi. Bu sürenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteği ile 6 ay uzatılabileceği belirtilirken, netleşmeye başlayan detaylar ise yasanın işçiden çok işvereni korumaya yönelik olduğunu gözler önüne seriyor.
40 lira reva görüldü
Taslağa göre, işveren isterse işçiyi ücretsiz izne çıkartabilecek ve bu durumda işçiye günlük 39 lira 24 kuruş ödenecek. Ayrıca 15 Mart’tan sonra işten çıkartılan ve işsizlik maaşı alamayan işçilere de aynı miktar ödenecek. Bu düzenlemeleri içeren yasa teklifi taslağı, görüşlerini almak üzere iş dünyası örgütlerine sunulurken, yer alan diğer madde ise şöyle: “Salgın hastalık, deprem, doğal afet gibi olağanüstü hallerde gelir kriterine bakılmaksızın ihtiyacı olan yaşlılara bakım hizmeti verilecek ve bakım ücreti ödemesi yapılacak. Aynı hak engelliler, çocuklar ve kadınlara da sağlanacak.”
TÜİK’e yansımayacak
Bu haliyle taslak milyonlarca işçiye ölümü gösterip sıtmaya razı etme olarak görülüyor. Bu yasa ile işverenin yükü hafifletildiği gibi aslında halihazırda milyonlarca işsizliğin olduğu Türkiye’de salgınla yaşanan işsizlik de TÜİK verilerine yansıtılmamış olacak. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Avukat Pınar Dinç ve Sevgi Evren de işçilerin büyük hak kayıpları yaşayacaklarına dikkat çekti.
‘Daha az verilecek’
Meclis’ten geçirilmek istenen taslakta işçilerin işsizlik ödeneğinden alacağı paranın normalden çok altına düşürüldüğüne dikkat çeken Dinç, “Ücretsiz izne çıkarılan işçilere işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden çok daha düşük ödeme yapılması planlanıyor. Kısa çalışma ödeneği uygulanacak olsa 1.752 TL ile 4.381 TL arasında ödenek alacakken işçiye sadece günlük 39 TL aylık 1177 TL ödenecek. Özetle ücretsiz izinde işçinin onayı ortadan kalktı. Artık patronlar işçileri istediği gibi ücretsiz izne çıkarabilecek. İşçiler 1177 TL’ye mahkum edilecek. İŞKUR’un ve patronun üzerindeki yük böylece rahatlatılmış olacak. Bu taslaktan çıkan sonuç ve maddeleri çok net de değil. Bu taslağın yapımı doğru düzgün olmamış diyebiliriz. İşçileri hak kaybına uğratan bir taslak” diye belirtti.
‘İşçilerin söz hakkı kalmadı’
Dinç, işçilerin yaşadığı hak kayıplarını ise şu şekilde dile getirdi; “Baştan itibaren bu salgın sürecinde bir sürü işçi ücretsiz izne çıkarılmaya çalışıldı. Orada da hukukçular olarak ücretsiz izin işçinin onayına bağlıdır dedik. Bunun nedeni aslında İş Kanunu’nun 22. Maddesi derki; işçilerin çalışma koşullarıyla ilgili bir değişiklik yapmak istiyorsan örneğin işçiyi ücretsiz izne çıkartacaksan, işçinin ücretini değiştireceksen, işçinin çalıştığı şubeden başka bir şubeye veya başka bir şehirde çalıştıracaksan işçinin onayını almak zorundasın. Ama şimdi bu geçirilmek istenen taslak ile birlikte işçileri işten çıkarmaya fesih yasağı getiriyorum diyor. Bu fesih yasağı ile sen işçiyi işten çıkaramazsın ancak ücretsiz izne ayırırsın diyor. Taslak işçiyi değil sermayeyi koruyor.”
‘Yasak deyip kandırıyorlar’
Avukat Sevgi Evren ise, milyonlarca emekçinin açlığa mahkum edildiğini vurgulayarak şu yorumda bulundu: “Basına ‘İşten çıkarma yasaklanıyor’ diye servis edilen kanun taslağı iktidarın salgın sürecinde patronlar lehine sürdürdüğü politikaların bir başka adımından ibaret. Sözü edilen, 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen ‘Geçici İstihdam Güvencesi’ başlıklı geçici maddeye göre, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle, İş Kanunu’nun md. 25/II’de gösterilen sebepler dışında, işçi işten çıkartılamaz; ancak, işveren, işçiyi ücretsiz izne ayırabilir. Toplu işten çıkarmaların, ücretsiz izin dayatmalarının giderek yaygınlaştığı, milyonlarca emekçinin açlık veya salgın hastalıktan ölümle burun buruna yaşamaya mecbur bırakıldığı koşullarda, yine, sermayenin çıkarlarını gözeten bu düzenlemenin işçilerin lehineymiş gibi pazarlaması kandırmacadan başka bir şey değil.”
‘Kıdem tazminatları da gidiyor’
“Her şeyden önce ücretsiz izin verilmesi, mevcut düzenlemeye göre işçinin yazılı kabulüne bağlı iken bu düzenlemeyle patronlara işçileri istediği gibi ücretsiz izne çıkarma hakkı veriliyor” diyen Evren sözlerini şöyle sürdürdü: “Öte yandan, patronların geçerli bir nedenle işçiyi işten çıkarması halinde kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeme yükümlülükleri varken, bu düzenlemeyle bu yükümlülük en azından ötelenmiş oluyor. Şimdilik üç ay süreyle getirilen ve Cumhurbaşkanı’nın keyfine göre 6 aya kadar uzatabileceği bu düzenleme ile zorla ücretsiz izne çıkartılan işçiler, aç kalmamak için başka işte çalışmaları halinde sadakat yükümlülüğene aykırılık iddiası ile haksız olarak işten çıkartılma tehdidi ile karşı karşıyadır. Öte yandan ücretsiz izin devam ettiği sürece patronlar sigorta primlerini yatırmayacak ve bir ayı aşan ücretsiz izinlerde işçiler sosyal sağlık güvencesinden yararlanma haklarını kaybedeceklerdir.”