• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Ağustos 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Tarihi devrimciler yazar

21 Nisan 2020 Salı - 00:43
Kategori: Yazarlar

Pandemi karantinası 21 Mart’ta Newroz’un, 12 ve 19 Nisan’da Paskalya Bayramı’nın evde kutlanmasına yol açtı. Kürt halkı sembolik ateşlerle ve çok küçük gruplarla Newroz kutlarken hepimizin hafızasında birkaç yıl önce tanık olduğumuz kitlesel kutlamaların heyecanı vardı. Keza Paskalya kutlamaları da cemaatsiz ayinlerle, TV ekranlarından yansıdı yaşamımıza. Oysa daha bir yıl önce Samandağ’ın Zeytuniye köyündeki kutlamanın hatırası dün gibi tazeydi zihnimizde. 67 yıllık ömrümde o coşkuyu daha önce tek bir kez, 2000 yılında Ermenistan’da, Bıcni köyünde yaşamıştım. İlk kez bayramın nasıl bir halk şenliği olduğunu o kutlamada idrak etmiştim. İstanbul’da Hıristiyan olsun, Müslüman olsun, tüm bayramlar salt dinsel boyutuyla kutlanırken, Bıcni’de veya Zeytuniye’de olayın folklorik boyutunu yaşamıştım.

Sırada 24 Nisan Ermeni Soykırımı’nın kurbanlarını anma günü var. O da diğerleri gibi ilk kez halkın kitlesel katılımından yoksun olarak gerçekleşecek. Yerevan’da ve daha pek çok kentte, soykırım kurbanlarının anısına ithaf edilen anıtlara sembolik ziyaretler yapılacak. O kalabalıkların arasına katılmak, günün anlamını topluca paylaşmak yerine, evlerimizde, ekran başında izleyeceğiz devlet büyüklerinin veya toplum önderlerinin saygı duruşlarını. Önce Taksim Meydanı’nda küçük bir katılımla başlayan, ardından yıllar içinde İstiklal Caddesi’nin önce girişine, daha sonra sonuna, Tünel Meydanı’na, en nihayet de Şişhane metro istasyonu girişine ötelenen, yıllar içinde kitleselleşen anma toplantısının bu yıl nerede yapılacağı tartışılmayacak örneğin.

Ardından 1 Mayıs İşçi Bayramı geliyor. 1977 yılından bu yana devletin CIA adlı uluslararası terör örgütü ile işbirliği içinde sahnelediği en önemli provokasyonlardan biri olarak değerlendirdiğimiz operasyonu bir kez daha dillendireceğiz. Hatta konu açılmışken, yine devlet eliyle gerçekleştirilmiş diğer provokasyonlara, ne bileyim 6-7 Eylül 1955 Pogromu’na, Maraş Katliamı’na dair anımsamalarda da bulunacağız. Bilindiği gibi General Sabri Yirmibeşoğlu yıllar sonra 6-7 Eylül Pogromu’nun ‘Özel Harp Dairesi’nin çok başarılı bir uygulaması’ olduğunu övünçle itiraf etmişti. Gerçi henüz Maraş Katliamı için benzer bir itiraf duyulmadı ama olaylar öncesi şehre gönderilen Milli Piyango satıcısı kılıklı MİT ajanlarının, ülkücü çetelerin varlığı da kimse için sır değil.

Doğal olarak Mayıs ayının da pandemi karantinasına mahkûm olarak geçeceğini öngörebiliriz. Hıdırellez ve hemen ardından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ölüm yıldönümleri de ev içlerinde, sadece sınırlı bir medyanın anımsaması ile geçecekler bu yıl.

Ne denebilir ki, corona virüsünün iktidara sunduğu nimetlerden biri de bu olsa gerek. Yukarda anımsadığımız tarihlerin her biri, bugünkü hükümet üzerinden bütün bir Cumhuriyet tarihinin kötü sicilini konuşacağımız anmalar bütünüydü. Bu yıl o nahoş anımsamalara muhatap olunmayacak. Geriye bankasından mobilya satıcısına, kolalı içecekten bisküvi üreticisine, tıraş bıçağından deterjan pazarlayana değin tüm reklam verenlerin ‘Türkiyem’ vurgusu ile ekranlardan köpürtecekleri milliyetçi güzellemeler kalacak. Hem de tüm bunların Ramazan ayında yaşanacağını düşününce, ülkenin egemen siyasi argümanı olan ‘Türk-İslam sentezi’nin en dizginlenemez propaganda dönemini yaşayacağız.

Kimi iyimserler, son Ceza İnfaz Yasası’ndaki adaletsizlikleri dile getirirken toplum vicdanının incindiğinden bahsediyorlar. Allah aşkına hangi toplumun hangi vicdanından söz ediyoruz? Daha doğrusu böylesi bir propaganda baskısı altında hangi toplum evrensel insani değerleri koruyup vicdanının sesini duyabilir ki? En basit örnekleme ile, Nazizm’in etkin olduğu yıllarda sadece Alman toplumu değil, Polonya, Çekya, İtalya, Fransa, Balkan coğrafyası da dahil olmak üzere tüm Avrupa ulusları antisemit bir histeriye kapılmadılar mı?

Eğer bugün o ülkeler geçmişin kirinden sıyrılmaya çalışıyorlarsa, ellerindeki tek temiz unsur geçmişte aslanların önüne attıkları devrimcileridir. Fransa’nın, Yunanistan’ın utançlarını gölgeleyebilecek tek anlatı, faşizme karşı savaşta asla yılgınlığa düşmeyen sosyalist evlatları ve onların kotardığı direniş hareketidir. Yarınlarda yurdum insanı da bugünkü aymazlığını anımsamak için şimdilerde zindanlarda tutsak ettiği, ölüm oruçlarında erimelerini duyarsızca izlediği, devlet propagandası ile ‘terörist’ olarak itham ettiği evlatlarına sarılacaktır.

Salt bugün değil, bütün bir insanlık tarihi ikiyüzlülüklerle doludur. Hazreti İsa’yı işkenceler altında Kolkota tepesine sürenler, bugün onun ölülerden dirilişini kutluyorlar.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sürü bağışıklığı

Sonraki Haber

Çarklar dönüyor, işçiler ölüyor

Sonraki Haber

Çarklar dönüyor, işçiler ölüyor

SON HABERLER

DEM Parti’den komisyon açıklaması: Yasal düzenlemelere dair çalışmalar yürütülecek

DEM Parti’den komisyon açıklaması: Yasal düzenlemelere dair çalışmalar yürütülecek

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

‘Kürtleri istemiyoruz’ diyerek saldırdılar

‘Kürtleri istemiyoruz’ diyerek saldırdılar

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

Kolombiya’da saldırı: 3 ölü

Kolombiya’da saldırı: 3 ölü

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

Trump’ın kararı sonrası Ulusal Muhafız Birlikleri sokağa çıktı

Trump’ın kararı sonrası Ulusal Muhafız Birlikleri sokağa çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

‘Toplum demokratik inşanın merkezinde yer almalı’

‘Toplum demokratik inşanın merkezinde yer almalı’

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

Taliban’a direnen kadınlardan ‘Rojava’ya: Ortak platformlar oluşturabiliriz

Taliban’a direnen kadınlardan ‘Rojava’ya: Ortak platformlar oluşturabiliriz

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

TAJÊ Koordinasyon üyesi: Şengal’in kurtarıcı silahları barışın sembolü oldu

TAJÊ Koordinasyon üyesi: Şengal’in kurtarıcı silahları barışın sembolü oldu

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır