Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, iktidarın koronavirüsünü sadece bir sağlık sorunu olarak gördüğünü, salgının yaratacağı ekonomik, toplumsal ve psikolojik etkilerini yok saydığını söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, gündemdeki gelişmelere ilişkin partisinin Diyarbakır Yerel Yönetimler Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Başaran, koronavirüs salgınında emekçilerin, kadınların yaşadığı zorluklar, İmralı’da devam eden tecrit, Meclis’in böylesi bir dönemde kapalı kalmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başaran’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“Korona Virüs bütün dünyanın gündemi iken defalarca söylediğimiz gibi Türkiye’nin gündemi değil. Türkiye özellikle 11 Mart tarihinden bu yana yani Korona Virüsün ortaya çıkmasından bu yana aslında aldığı tedbirlerle kadınlardan, emekçilerden yana tavır sergilemeyerek Koronavirüsü kendisine fırsat olarak görüp, tarihe Koronavirüs fırsatçısı olarak geçmiştir. Koronavirüs döneminde bir yandan evde kalın çağrıları yaparken, kadınlar açısından özellikle evde kalma koşullarını yaratmayarak evde şiddetle kal, evde saldırıyla kal, evde aç kal çağrısı yapmaktadır.”
İmralı tecridi
“21 yıldır Sayın Öcalan üzerinde yürütülen tecrit Koronavirüs döneminde de kesintisiz bir biçimde uygulanmaya devam ediyor. Defalarca çağrı yapılmasına rağmen cezaevlerinde ama özellikle İmralı’da Sayın Öcalan’ın sağlık ve güvenliğinin Türkiye Kürt toplumu ve Türkiye barışı açısından büyük bir önem arz ettiği ifade edilmesine, bu tecridin derhal kaldırılarak Sayın Öcalan’ın sağlığıyla ilgili Türkiye kamuoyuna daha ciddi açıklama yapılması çağrısı yapılırken, maalesef iktidar yaklaşan tehlikenin oluşabilecek toplumsal ayrışmayı yok sayarak bu konuda herhangi bir adım atmama kararlılığını göstermeye devam ediyor.”
1 Mayıs
“1 Mayıs haftasındayız. AKP iktidarı Korona Virüsü sadece bir sağlık sorunu olarak görerek Koronanın yaratacağı ekonomik, toplumsal ve psikolojik etkileri yok saymaktadır. Bununla beraber aldığı bütün önlemler maalesef sermaye şirketlerini besleyecek, çarkların dönmesini sağlayacak önlemler oluyor. Bunlara beraber bu çarkların arasında ölüme terk edilen, bu çarkların arasında ezilen işçiler emekçiler yoksullar yok sayılıyor. Geçtiğimiz günlerde meclisten geçen pakette işçiler emekçiler kadınlar yok sayıldı. Tabi ki işçiden, emekçiden, yoksuldan, söz ederken, Türkiye’nin en büyük yoksulları, kadınlardan da söz etmek gerekiyor. Biliyorsunuz ki yoksulluğun en büyüğünü en derinden yaşayanlar kadınlar olmuştur.Salgın döneminde ekonomik krizin derinleşmesi ile beraber, işyerleri küçülmeye gitti, ilk gözden çıkarılan, işten çıkarılanlar kadınlar oldu. Biz kadınlar, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, özgürlüğümüz için yaşasın kadın dayanışması, yaşasın 1 Mayıs, Bijî Yek Gulan diyerek, mutlaka alanlarda olacağız.”
Güvencesiz çalıştırılan kadınlar
“Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın en çok yardımın kadınlara yapıldığını açıklayarak bununla övünüyor. Bu süreç içinde en fazla yardımın yüzde 61 ile kadınlara yapıldığını söyledi. Bu bir övünç olarak anlatıldı. Ancak biz biliyoruz ki yok sayılan görünmeyen bir gerçeği gözler önüne seriyor. En fazla yoksul olan kadınlar, en fazla sosyal yardıma muhtaç olan kadınlar. Ve bu nedenle en fazla sosyal yardıma başvurmak zorunda kalan kadınlar. Yine bu süreç içerisinde kadınlar dışarıda güvencesiz bir biçimde çalışıyorlar. Sağlıksız koşullarda pandemi döneminde kendilerine sağlıklarını koruyabilecekleri yeterli ekipman eldiven maske verilmezken bir taraftan da uzaktan eğitime geçilmesiyle beraber evde de çocuk ve hasta bakımını üstlenmek zorunda kalıyorlar. Ev içi kadın işçilerinin salgın nedeniyle işsiz kaldı, ve temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Ev içi kadınlarıyla yapılan araştırma sonucunda, salgın nedeniyle insanların kendilerini evlerine almaktan bulaşma riski nedeniyle korktuklarını, işsiz kaldıklarını, faturalarını, kiralarını, temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını dile getirmiştir.”
Sağlık çalışanlarının sorunları
“İşçilerden, emekçilerden söz ederken bu sürecin kahramanları olan ama sadece popülist bir tavırla alkışlanan sağlık çalışanları es geçmek olmaz. Sağlık çalışanlarının bütün dünyada olduğu gibi büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Amerika’ya hastalıkla ilgili ekipman gönderenler, maske, eldiven göndermekle övünenler, hastanelerde kadınlara, sağlık çalışanlarına yeterli maske, dezenfektan, eldiven vermiyorlar. Bir maske ile günlerce idare etmelerini istiyorlar. Sağlık çalışanlarının, özellikle kadın sağlık çalışanlarının evlerine dönmek zorunda kalmaları nedeniyle hastalığı özellikle ailelerine, özellikle çocuklara bulaştırma riskleri nedeniyle büyük bir tedirginlik yaşıyorlar. Bütün alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da kadınlar, eşit iş karşılığında, maalesef eşit ücret alamıyorlar. Bütün bu problemleri bütün kadınların özellikle iş alanındaki yoksullaşma problemlerini bir araya topladığımızda, iktidarın evde kalın fabrikada kalın, ‘virüsle yüz yüze kalın ama hakkınızı aramayın’ yaklaşımına karşı, temsili düzeyde de olsa, onların oluşturmak istediği sınıf mesafesine karşı alanlarda olmaya devam edeceğiz.”
Yoksulluk sorunu
“İktidara bir kez daha sesleniyoruz, çıkarttığınız savaşın sonucudur, yürüttüğünüz siyasetin sonucudur şu anda Türkiye’de binlerce mültecinin olması. İşsizlik yoksulluk yürüttüğünüz siyasetin bir parçasıdır. Yürüttüğünüz politikalar ekonomiyi, savaş ekonomisi haline getirmektense, işçinin, emekçinin, yoksulun ekonomisi haline getirilse, komünal bir yaşam inşa edilse, sosyal devlet gerçekten sosyal olsa, vatandaşla, yoksulla, işçiyle arasına mesafe koymasa, kadınla arasına cepheden bir mesafe koymazsa, aslında Türkiye’de ekonomik kriz diye bir gündem kalmayacak.”
Meclis
“Bugün Meclis’in açık olması, Meclis’in kadınların sorunlarının konuşulduğu, yoksulun, emekçinin sorunlarının konuşulduğu bir alan haline getirilmesi, süreç yönetiminin beceriksiz bir biçimde el yordamıyla kendi politik çıkarlarına göre devşirmeden, saraylarda değil Meclis’te yürütülmesi için daha önce de çağrıda bulunmuştuk. En kısa zamanda Meclis açılmalı, görevini yerine getirmeli, bütün bu sorunların çözümü için adım atılmalıdır.”
HABER MERKEZİ