• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Mayıs 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Küresel salgın günlerinde 1 Mayıs

2 Mayıs 2020 Cumartesi - 00:45
Kategori: Yazarlar

Sağlık Bakanlığı, “Hayat Eve Sığar” adlı bir cep telefonu uygulaması hazırlamış. Uygulamayı telefonunuza indiriyor ve bulunduğunuz bölgenin koronavirüs riski altında olup olmadığını görebiliyorsunuz. Ayrıca harita üzeriden koronavirüs vakalarının yoğunluğuna göre Türkiye’de nerenin, ne kadar riskli olduğunu da görebiliyorsunuz. Koyu kırmızı alanlar, vaka sayısının ve riskin yoğun olduğu bölgeleri gösteriyor, vaka sayısı azaldıkça renk açılıyor. Veriler Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlara dayanıyor. Hani şu TTB’nin, uzman hekim örgütlerinin ve salgınla sahada mücadele eden sağlıkçıların gerçekçi bulmadığı; “Salgınla mücadelede başarısızlığın üzerini örtüp, yine yapmacık bir başarı hikayesine inanmamızı mı istiyorlar?” diye düşündürten rakamlar…

Bakanlığın açıkladığı rakamlar, tüm şaibesine rağmen en azından karşılaştırma yapabileceğimiz bir veri sunuyor bize. İşte bu verilerle oluşan cep uygulamasındaki haritaya baktığımızda “Salgın sınıfsal mıdır, değil midir?” tartışmasına son verecek bir tablo çıkıyor karşımıza:

Emekçilerin en yoğun yaşadığı iller, ilçeler, mahalleler; (örneğin İstanbul’da Bağcılar, Esenyurt, Ümraniye, Gebze, Kocaeli, Bursa, Zonguldak vb. illerdeki işçilerin yoğun yaşadığı mahalleler) salgının en yaygın olduğu ve dolayısıyla da riskin en yüksek olduğu bölgeler. Nedeni açık. Bu bölgelerde “Hayat eve sığmıyor!” çünkü. Devletin yurttaşları salgına karşı uyaran “Evde kal yaşamda kal!” sloganı buralarda yaşayanlar için geçerli değil. Yurttaş sayılmadıklarından değil elbette; mesele vergi almak, askere göndermek olunca herkesten daha fazla yurttaş onlar. Ama iş; haklara geldiğinde, yurttaş oldukları unutuluyor ve teri, canı, kanı pahasına sistemin çarklarını döndürmesi gereken emekçiler oluyorlar…

Emekçinin emeğinin, yaşamının değersizleşmesi ve sömürünün olağan hale gelmesi salgınla ortaya çıkmadı elbette. Ama her zaman ölümle burun buruna çalışan madenciler, inşaat işçileri vb. için tehdit daha da büyüdü. Bu gruba yenileri eklendi. Marketlerde, fabrikalarda, kargo şirketlerinde, bankalarda, fırınlarda çalışanların da yaşamları tehdit altında artık. Sokağa çıkmanın insan yaşamını ve toplum sağlığını tehlikeye attığı koşullarda, bu tehlikeye rağmen işsiz kalmamak, sofraya bir lokma ekmek koyabilmek için çalışmak zorunda kalanların emeği, “ne iş yapıyor olursa olsun” her zamankinden çok daha değerli bugün. Karşılığı ödenmedikçe emeğin artan değeri, sömürüyü daha da artıyor; öyle artıyor ki Sağlık Bakanlığı’nın cep telefonu uygulamasından bile izlenir hale geliyor!

Kendisini var edenleri yok saymak, değersizleştirmek… Kapitalizmin sihri burada işte! Sermaye bu sayede büyüyor, servet böyle ediniliyor, iktidarlar böyle ayakta kalıyor. Ama bu, aynı zamanda da kapitalizmin en büyük çelişkisi ve en zayıf noktası. Zira çarkları döndüren, sistemi sırtında taşıyan milyonlarca emekçi, bunu fark eder; sınıf olma bilinciyle dayanışma içinde örgütlü hareket ederse eğer, “Yıkılmaz!” denilen sistemin bir fiskede yıkılması içten bile değil.

Egemenlerin sınıf bilincini kırmak için bugüne kadar bulduğu en etkili yol, emekçiler arasında “ayrımcılık” yaratmak. Bulduğu bu yöntem her daim işe yarıyor. Onları, cinsiyet, ırk, renk, dil, inanç farklılıklarıyla birbirine rakip, hatta düşman ederek bölmek, böylece sömürüye razı etmek, ardından devranlarını döndürmek…

1889’da Paris’te toplanan II. Enternasyonal’de bu sömürünün ancak emekçiler arasındaki ayrımcılığa son verilerek engellenebileceği bilinciyle “İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik ve Mücadele Günü” olarak kabul edilmiş 1 Mayıs. Enternasyonaller de zaten, insan gibi yaşamak, çalışmak ve sömürü düzenine son vermek için milliyet de dahil olmak üzere aralarında yaratılan ayrımcılığın her türünü yıkıp, “burjuvaziye ve kapitalizme karşı birlikte mücadele etmek”ten başka seçenekleri olmadığı düşüncesiyle kurulmuş örgütlenmeler.

Birinci Enternasyonal’den bugüne, aradan geçen 166 yılda, emekçiler ayrımcılığı kıramadı, dolayısıyla sömürü, artarak devam etti. Ediyor… Küresel salgın karşısında dünyanın hemen tümünde sermaye ve siyasi iktidarlar çıkarları için toplumun sağlığını, insan yaşamını hiçe sayıyor. Emekçilerin yaşamı umursanmadan, sadece sömürülecek varlıklar olarak görüldüğü gerçeği daha önce olmadığı ölçüde ortaya çıkıyor.

1889’dan bu yana olduğu gibi tüm dünyada emekçiler, her türlü baskıya rağmen -salgın nedeniyle farklı biçimlerde de olsa- bu yıl da “1 Mayıs” tan, birlik ve mücadele umudundan vazgeçmediklerini gösterecekler. Ancak artık bir adım daha ileri gitmek ve küresel salgın sürecinden de dersler çıkararak, ayrımcılıklara son vererek, birlik ve mücadeleyi fiilen yaşama geçirmek gerekiyor.

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Herkes kendi fakirine kendi yardım etsin bölünmüşlüğü

Sonraki Haber

Kanlı Pazar derken

Sonraki Haber

Kanlı Pazar derken

SON HABERLER

Çin’den ABD’ye: Zorbaca hamleleri kabul etmeyeceğiz

ABD-Çin arasında ilk görüşme

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Şara, Bahreyn’de temaslarda bulundu

Şara, Bahreyn’de temaslarda bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

PKK’nin 12’nci kongresi dünya basınında

‘PKK, Türkiye’nin tüm saldırı gerekçelerini elinden aldı’

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder’in Semsûr’daki taziyesini binlerce kişi ziyaret etti

Sırrı Süreyya Önder’in Semsûr’daki taziyesini binlerce kişi ziyaret etti

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

‘Gırona manifestosu’ konferansı: Örgütlenmemiz gerekiyor

‘Gırona manifestosu’ konferansı: Örgütlenmemiz gerekiyor

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Gever’de bir caddeye Sırrı Süreya Önder ismi verildi

Gever’de bir caddeye Sırrı Süreya Önder ismi verildi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

DEM Parti İzmir Alevi kadınlarla buluştu

DEM Parti İzmir Alevi kadınlarla buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır