• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Politika

Temelli: Kriz ile birlikte iktisadi şiddet uygulanıyor

4 Haziran 2020 Perşembe - 11:01
Kategori: Politika

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Lenin’in ‘Siyaset ekonominin yoğunlaşmış halidir’ tespitine işaret ederek ekonomideki kriz halinin topluma iktisadi şiddet olarak yansıdığını söyledi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı ve iktisatçı Sezai Temelli, ekonomide yaşanan kriz hallerinin toplumsal yansımalarına ilişkin MA’dan Selman Güzelyüz’e değerlendirmelerde bulundu. Temelli, siyasal ve toplumsal şiddetin yanında, iktisadi şiddetin de yoğun bir şekilde yaşandığını ifade etti. İktidarın ekonomi anlayışının toplumu derin krizlere sürüklediğini belirten Temelli, “18 yılın sonunda toplum iktisadi şiddetle karşı karşıya. Açlık, eşitsizliğin derinleşmesi, işsizliğin artması, gençlerin geleceğe olan kaygılarının yükselmesi… Bunların toplamı iktisadi şiddettir” dedi.

Siyasi barış yok

Toplumsal barışın en önemli ayaklarının iktisadi ve siyasi barış olduğunun altını çizen Temelli, “Nasıl ki Kürt düşmanlığından besleniyorsa bu iktidar, aynı şekilde iktisadi şiddetten, eşitsizlikten de besleniyor. Toplumsal barış yok ve ayrımcılık had safhada. Bunun en yakın örneği de Ankara’da müzik dinlediği için öldürülen Kürt genci olayında gördük. Siyasi barış da yok. Bunu da HDP’ye dönük saldırılarda açık şekilde görüyoruz. İktisadi barış, toplumun tüm kesimlerinin, en azından gelecek kaygılarını taşımadan günlük ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir durumda sağlanabilir. Türkiye, 182 ülke arasında gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ilk 10 ülke içinde yer alıyor” diye belirtti.

İktidarın iktisadi şiddeti arttırdığını belirten Temelli, “Kürdistan’da bu durum katmerleşmiş halde. AKP mevcut iktisadi şiddetten beslenirken, toplumsal yansımalarını ağırlıklı olarak Kürtlerin üzerine yıkıyor. Siyaseten de Kürt düşmanlığı üzerinden iktisadi şiddetin görünürlüğünü ortadan kaldırmaya çalışıyor. Böyle yaparak, tepkileri en aza indirmeye çalışıyor. Dönüp baktığımızda iktisadi şiddetin en belirgin sahnelerini Mardin’de, Şırnak’ta, Van’da görürsünüz” diye konuştu.

Siyaset ekonominin yoğunlaşmış halidir

Temelli, iktisadi şiddetin bölge kentlerinde “özel savaş stratejisi” olarak kullanıldığı değerlendirmesinde bulundu. Vladimir İlyiç Lenin’in “Siyaset ekonominin yoğunlaşmış halidir” tespitine işaret eden Temelli, devamla şunları söyledi: “Televizyonlarda silahlanma yarışının köpürtülerek anlatıldığını görüyoruz. Bir silahlanma yarışı söz konusu. Şimdi bir damadı ekonomi başında, diğer damadı silah sektörü başında. Yapmış olduğu o oyuncak uçaklarını herkese tanıtıyor. Peki devlet kimle savaşıyor? Aslında bu coğrafyanın kadim haklarından olan ve buranın esas halkı olan Kürt halkıyla savaşıyor. Neden Kürt düşmanlığını sürekli köpürtüyor.

İşte sermaye birikimini, giderek savaş sanayi odaklı olmasından kaynaklı bunu yapıyorlar. Yani silah üretimini teşvik etmek için düşmanlığa ihtiyaçları var. İHA ve SİHA’ların dünya pazarında da kullanılması için Efrin ve Başur’da olduğu gibi sürekli olarak bir savaş iklimine ihtiyaçları var. Bu savaşı körükleyen siyaset var. Ayrımcı ve düşmanlaştıran bir dille Kürt düşmanlığını körükleyen siyaset dili var. Şimdi silah sektörünü destekleyen kaynakları savaşa aktarırsanız, topluma verecek kaynağınız kalmaz. Topluma vereceğiniz kaynağınız kalmadığı zaman da işte o bahsettiğimiz iktisadi şiddet boyutunu arttırıyor.”

Kredi paketi ve borçlanma

Kamu bankalarının “kredi paketi” açıklamalarına da değinen Temelli, “Verilen kredilerle halk borçlandırılmak isteniyor. Borçlanma bugünü kurtarmak, geleceği risk altına sürüklemektir. İnsanlar ciddi geçim sıkıntıları yaşıyorlar. Bu türden borçlanmaya sıcak bakıyorlar. Kamu bankaları eliyle ciddi bir kredi havuzu yaratılıyor ve buna bağlı olarak da piyasanın sektörlerin biraz canlanması amaçlanıyor. Bu borçlanma çok risklidir. Çünkü karşılığı olan bir borçlanma değildir. Eğer ekonomide ciddi bir gelişme olur ve buna bağlı olarak bir borç politikası olsa olur. Ancak böyle bir durum yok. Böyle bir durum olmadığı gibi, bugün borçlandığınız şeyi gelecekte nasıl ödeyeceğinizi bir belirtisi yok” şeklinde konuştu.

İMF politikaları

Toplumun sadece banka kredileriyle değil, aynı zamanda hükümetin projeleriyle de borçlandırıldığını belirten Temelli, şöyle devam etti: “18 yıllık süreçte yapılan borçlanma miktarı nerdeyse 700 milyar dolara varmıştır. Yani 700 milyar dolarlık bir kaynak girişi yaratılmıştır. Bunun üzerine özelleştirmeyi de ekleyelim. Peki bu kaynakla ne yaratıldı? İktisadi anlamda ekonomik bir iklim ve coğrafya yaratılmamıştır. Yapısal sorunların hiçbiri çözülmediği gibi, bu ülkenin kaynakları savaşa ve betona harcanmıştır. Hani çok övündükleri bu köprüler var ya! Köprüler, geçitler, otobanlar, yani paralı yollar. Bunlar beton sektörüdür. Ülkenin kaynaklarını buralara yönlendirdiler. Bu ülkenin önümüzdeki 15-25 yıl arası bir borçlanma taahhüdü 142 milyar dolardır. Bu parayı toplum ödeyecek. Toplumun kaynaklarıyla ödenecek. Bununla ödenmesi için toplumun boğazı sıkılıyor. İnanılmaz bir şekilde, IMF’yi aratacak bir şekilde yapılıyor. Aslında IMF politikaları uygulayan bir iktidar var karşımızda. İşte Mardin’de yaşanan elektrik sorunu buna örnektir. Köylünün bedava ulaşabileceği elektrik köylüye parayla satılıyor ve tahsilat olmadığı zaman da çok şiddetli bir şekilde bunun karşılanması sağlanıyor. Bu iktisadi şiddettir.”

Temelli’nin önerileri

Sorunlarının çözümünün ekonomik, siyasi ve toplumsal olarak bütünlüklü ele alınması gerektiğini vurgulayan Temelli, şu önerilerde bulundu:

“Siyasetten baktığımızda, yerel demokrasiyle güçlendirilmiş bir parlamenter rejimi inşa edilmeden, diğer alanlardaki sorunların çözümü mümkün gözükmüyor. Yerel demokrasi bu anlamıyla biricik başat role sahip. Kayyım rejimi bir diktatörlüğün adımlarından biridir. Buna bağlı olarak da yerelliği, yerinden yönetim demokrasinin en temel dinamiğini yok etmek peşindeler. Bunun alternatifi demokratik, özerk, yerel anlayışla demokrasiyi inşa etmekten geçer. Bu bir kere siyasi barışın en önemli alanıdır. Halkın bizatihi yönetime katıldığı, katılımcı demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan bir adımı atabilirsiniz. Hani meşhur lafımızdır ‘üreten biziz yöneten de biz olacağız.’ İşte toplum bizatihi bu üretim çemberi içinde yer alır, yönetimde de söz sahibi olursa, toplumsal barış gelir. Çünkü orada yaşayanlar birlikte üretenler bir halktır. Bu halk Kürt’tür, Arap’tır, Ermeni’dir, Türk’tür, Süryani’dir ama toprağına yereline sahip çıkandır. Kendi meclislerinde bir araya geldiklerinde, zaten toplumsal barışın en önemli adımını atarlar. Böyle bir yaklaşımla iktisadi meseleleri çözmeye kalkıştığınızda, zaten çözüm kendiliğinden ortaya çıkar. HDP’nin sahici çözüm üretmesinin yolu da buydu. Bunu yaptık. Yani sadece iktisadi meseleye odaklanmak değil, bunu bir genel demokratikleşme paketi içinde ele aldık. Bizim radikal demokrasi meselemizin dayandığı ayaklardan biri de işte bu bütünlüklü çözüm modelimizdi. Dolayısıyla siyasi barış, toplumsal barış ve iktisat barışı için böyle bütünlüklü bir modele ihtiyaç var.”

HABER MERKEZİ

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Cezasızlık zırhları oldu, işkenceciler kaygı duymuyor

Sonraki Haber

Bekçilerin yetkilerini genişleten maddeler Meclis’ten geçiyor

Sonraki Haber

Bekçilerin yetkilerini genişleten maddeler Meclis'ten geçiyor

SON HABERLER

Kürtçe, Süryanice ve Ermenice kurslardan mezun olanlar belgelerini aldı

Kürtçe, Süryanice ve Ermenice kurslardan mezun olanlar belgelerini aldı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Muhittin Böcek adliyeye sevk edildi

Muhittin Böcek adliyeye sevk edildi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Gabar Dağı’nda yeniden yangın çıktı

Gabar Dağı’nda yeniden yangın çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Ömer Çelik’ten ‘süreç’ açıklaması: Bu ay yeni gelişmeler olabilir

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Özgür Özel’e yanıt verdi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Muğla’da 4.4 büyüklüğünde deprem

Ege Denizi’nde 3,9 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Deprem Bilimci Naci Görür uyardı

Deprem Bilimci Naci Görür uyardı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Emek ve Demokrasi Güçleri: İrade gaspına son verin!

Emek ve Demokrasi Güçleri: İrade gaspına son verin!

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır