Kürtler yüz yıllarca devlet olmak için mücadele ettiler, dünyada insanlığa karşı suç işleyenler Kürtler devlet olmasın diye binbir türlü oyun ürettiler. Devletler bir bir oluşurken devlet istemeleri suç oldu.
Şimdi Kürt olmaları terörist oldu. Bu hain oyunlarının üstünü örtmek için de sürekli Kürtleri birlik olmamakla suçladılar. Sykes-Picot biri Fransız biri İngiliz hem de ülkeleri Kürdistan’dan binlerce kilometre uzakta yakın komşu bile değillerken, kapalı kapılar ardında 2 kişi ve ağızlarından çıkan 2 cümle ile o zaman iki kelime söz hakkı vermeden, 20 milyon Kürd’ü bölüyorlar. Ki dünyada nüfusu bu kadar yüksek olan nadir halklardan olan Kürdistan’ı 4 parçaya böldüler. Kimdi bunlar ne istiyorlardı Kürdistan’dan, inler mi, cinler mi Kürtler bihaberdi.
Sonra her bir parçasını bir devletin himayesine verdiler. Hem birbirlerine karşı hem de himaye ettikleri devletlere karşı kullandılar. Kırdıra kırdıra bitiremediler. Bugün tüm katliamlara rağmen tahminlere göre 50 milyon civarındalar.
Türkiye’de devlet seküler, laik adına siyaset yaptığında kendine sayar, dini istismar ettiği dönemde siyasal İslamı kullandığı zamanlarda yine kendine sayar seçime bile gerek duymaz kafadan sayar. Kürtlerden önce Asuri, Süryani, Ermeni halklarına karşı kullandıklarını kendine sayar. Sayar da sayar. Kafasındaki sayı tutmayınca ya da Kürtler kendine sahip çıktığında da ‘hain, terörist’ sayar.
Bugün o ‘hain, teröristler’ geriye kalabilen halklarla bir olmuş HDP’yi kurmuş. HDP vakti zamanında hayal edilen parlamentodur. Ve de birbirine sahip çıkmadıkları hallere bir özeleştiridir. Eğer bu bir özeleştiri ise buna sahip çıkmak emek ister. Hiçbirinin egosunun gölgesinde kalmamalıdır. Ya da küçük olsun benim olsun anlayışına heves etmemelidir. Değerleri ortaklaştıran sahip çıkan bir onuru daha da genişletebiliyorsa sonuna kadar yapsın yapamıyorsa kendini savurmasın, beraberinde bir kişiyi dahi savurmasın. Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü buna yanıttı.
Ve bir de Kürtlerle Kürtler. Kürtler Kürdistan’ın dört tarafında bir tek Kürd’ün burnu kanamasın diye olağanüstü sahiplenmeyi geliştirmelidir. Çocukluğumda KDP, Kuzey Kürtleri tarafından nasıl korunduğuna tanıklık ettim. Biraz Kürtlük, insanlık kırıntısı kalan Kürt bile KDP’nin adını duyunca heyecanlanır, kılına dahi zarar gelmesin diye büyük çaba sarf ederdi. Bir Kürt nerede mücadele ederse kendi mücadelesi sayardı.
Bugün Güney’de Kürtler aynı duyguyu yaşamıyorsa bu ciddi bir sorundur. Kürt yönetimi bir kez daha Kürd’ü Kürd’e kırdırtan oyuna gelmemesi için olağanüstü bir çaba göstermelidir. Kürt özgürlük hareketini ortaya çıkaran nedenler ne ise Güney’i federasyon yapan ve Güney’i Güney yapan nedenler ve mücadele aynıdır. Model, Kuzey-Doğu Suriye ruhu olmalıdır. Bu arada onları kutlamadan geçmeyeyim.
Yine komşu devletler ve hegemonlar tarzında hareket edilmemesi çok kıymetli olur. O devletler ki Kürtler devlet olmasın diye binbir türlü oyun oynadılar. Şimdi de devletsizken hak istemeyi dahi terörize, kriminalize etmeyi bir silah gibi Kürtlere karşı kullanıyorlar. Devlet değiliz evet. Ama Kürd’üz, kadınız, Kürdistan’da yaşıyoruz. Bu gerçeği kimse değiştiremez, üzeri örtülemez. Kürtler; işgal etmedik gururluyuz, diz çökmedik onurluyuz duruşuna gölge düşürmeye görsün. Devletsizlere terör silahı herkese döner. Bir yüz yıl daha hangi halktan olursa olsun anaların yüreğine ateş düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.