HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Temel, Türkiye’nin bir çözümsüzlük kuyusuna doğru çekildiğini söyleyerek, ‘Öcalan’ın çözüm siyaseti üretecek tek aktör’ olduğunu vurguladı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Basın, Yayın ve Propaganda Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ve AKP’nin Kürt sorununda izlediği politikalara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Temel, Öcalan’ın başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu’da rejimlerin yarattığı otoriterleşmeye dair perspektifleri ve düşüncesi olan önemli bir siyasi aktör olduğunu belirtti. Mezopotamya Ajansı(MA)’ndan Berivan Altan’a konuşan Temel, Öcalan üzerinde uygulanan tecridin Kürt sorununda dayatılan çözümsüzlük siyasetinden bağımsız olmadığına dikkat çekti. Temel devamında şu tespitte bulundu: Kürt sorununa yönelik savaş konsepti devreye girdiğinde, çözümsüzlük siyaseti derinleşip, uygulamaya konulduğunda ilk olarak sayın Öcalan’a yönelik tecritle bu işe başlanır. Sayın Öcalan’a yaklaşım, koşulları, sağlık durumu ve ona dayatılan derinleştirilmiş mutlak tecrit, Kürt halkına, demokrasi güçlerine ve Ortadoğu’daki özgürlük eğilimine yaklaşımdır.
‘Tecrit uluslararasıdır’
İmralı’da uygulanan tecrit politikasına ilişkin uluslararası güçlerin sessizliğinin de politik bir yaklaşım olduğuna işaret eden Temel, “Normal koşullarda Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT)’nin düzenli olarak İmralı’yı ziyaret ederek, raporlarını kamuoyu ile paylaşması gerekir. Sistematik olarak ziyaretlerde geliştirmiyor. Buda şunu gösteriyor: İmralı’daki gayri hukuku tecrit sistematik olarak uluslararası bir mekanizma ve rıza ile gerçekleştiriliyor” ifadelerinde bulundu.
‘Öcalan’ın çözüm dili var’
Temel, Kürtlerin özgürlük taleplerinin toplumsallaşarak direniş ve özgürlük mücadelesine dönmesiyle, AKP ve öncesindeki iktidarların dönem dönem Kürt sorununda çözümü politik olarak gündeme aldığını, ancak politik olarak geliştirdiği çözüm söylemlerinde pragmatist yaklaştığını ifade etti.
Kürt sorununun demokratik çözümü, Kürt-Türk barışının gerçekleşmesi, tarihsel olarak yaşanan ayrışma ve karşıtlığın bitirilmesine ilişkin çözüm önerileri geliştirenin PKK Lideri Öcalan olduğunu dile getiren Temel, şöyle devam etti: “Çözüm süreci aslında Sayın Öcalan’ın çizdiği bir hattır. Bugün çözümsüzlük dayatılıyor, geliştiriliyor. Çözümsüzlük siyaseti kendini savaş, işgal ve ilhak siyaseti olarak gösteriyor. Sayın Öcalan’ın ise bir çözüm dili var. Halkların kardeşliği temelinde Kürtlerin hem Türkiye’de hem de Ortadoğu coğrafyasında kendi statüleri, isimleri ve haklarıyla yaşama ve demokratik olarak diğer halklarla birleşme perspektifi var. Saldırı konseptine, inkar, imha konseptine karşı çözüm iradesini ortaya koyan sayın Öcalan’dır. Dolayısıyla AKP ve devletin de tercih ettiği şu anda çözümsüzlük siyasetidir. Bu siyaset 1990’larda denenmiş, pespaye bir bastırma ve kırım siyasetidir. Kürt halkının buna rızası, boyun eğmesi mümkün değildir. Kürt halkı direniyor. İktidar tüm zor aygıtlarıyla bastırdığını düşünebilir ama bu gerçekçi değil bir yanılsama.”
‘AKP, oto kontrolü kaybetti’
AKP’nin zayıfladığını ve toplumsal zeminini kaybettiğini gördükçe milliyetçi, ırkçı bir dala tutunduğunu ifade eden Temel, şunları söyledi: “Dolayısıyla şu an milliyetçi ırkçı kesimleri kendi yanına alarak belki değiştirip, dönüştüreceğini, kendi çizgisine çekeceğini sanan AKP, büyük oranda MHP’lileşti. Bu da AKP’nin tüm siyasetine sirayet etti. Türkiye’nin ve AKP’nin geleceği açısından çok büyük bir tehlikedir. Sayın Öcalan’da buna dikkat çekti. Bugün kendisi olmaktan çıkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Kendi oto kontrolünü ve kontrolünü elinden kaçıran bir iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız. O yüzden bugün Kürt düşmanlığı politikasıyla karşı karşıyayız.”
‘İstanbul seçimleri’
Temel sözlerinin devamında, “Şimdi AKP neyin yenisini uyguluyor. Ama bazı klik ve çevreler Kürtleri eze eze kazanacağını düşünüyor. Bu büyük bir yanılgıdır ve kaybeder. Efrîn’e, İdlib’e, Girê Spî’ye girildi, Güney Kürdistan’a operasyon yapılıyor. Sürekli dışarıya karşı bir Kürt düşmanlığı üzerinden işgal ve ilhak uygulanıyor. Ama işte AKP Türkiye’de birçok merkezi de kaybetti. Eğer Kürt düşmanlığı üzerinden kazanacağını sanıyorsa, bunun sonu hüsrandır ve geleceğini aslında İstanbul seçimleri bunu göstermiştir” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan’ın fikirleri topluma ulaşmalı’
Türkiye’nin AKP-MHP ortaklığıyla çözümsüzlük kuyusuna çekildiğinin altını çizen Temel, “Türkiye’de demokrasi güçleri, muhalefet güçleri ve Türkiye’deki Kürt demokratik güçlerinin ve Kürdistan’daki tüm muhalefet kurumlarının Sayın Öcalan’ın çözüm tezlerine ihtiyacı var. Sayın Öcalan’ın çizdiği hattı derinleştirerek, örgütlenmeye ihtiyaç var. O yüzden aslında Öcalan’ı sahiplenmek, Öcalan’ın çizgisine sahip çıkmak, tecride karşı çıkmaya ihtiyaç var. Çünkü bu ülkenin Sayın Öcalan’ın fikirlerine ihtiyacı var. Türkiye’nin içine girdiği girdaptan çıkmasının yolu, Sayın Öcalan’ın özgürce fikirlerini topluma ulaştırmasıyla mümkün.”
ANKARA