Ekonomisi iflas eden Lübnan’ın başkentinde meydana gelen patlamanın zararının 10 ila 15 milyar doları bulabileceği kaydediliyor. Gerçek anlamda soruşturma isteniyor
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta büyük yıkıma yol açan ve yıldönümü gelen Hiroşima’ya bezetilen patlamanın bilançosu ağırlaşırken, 2014’ten beri Askeri tesisin de olduğu Beyrut Limanı’nda durdurulan gemiden depoya aktarılan tonlarca amonyum nitrattın tutulması skandalının failleri aranıyor. İnceleme komitesi kurma kararı alan hükümet, sonuçları 4 gün gibi kısa bir sürede elde etmek istediğini açıkladı
Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye ABD tarafından atılan iki atom bombasının 75. yıldönümünde Lübnan benzer bir trajedi yaşıyor. Beyrut Limanı’nda çıkan yangından sonra meydana gelen patlama kenti harabeye çevirirken hala çok sayıda kişi kayıp. Basına yansıyanlara göre Beyrut Limanı’nın 9 No’lu deposunda çıkan yangın, amonyum nitratın depolandığı depo 12’ye yayıldı ve kızıl, beyaz, siyah Hiroşima atom bombası mantarı gibi patlama olurken can pazarı yaşandı. Sağlık Bakanlığı, şimdiye kadar en az 137 kişinin öldüğünü belirtti. Bakanlık, yaralı sayısının da 5 bini aştığını kaydetti. Sağlık Bakanı Hamad Hasan, enkaz altında onlarca kayıp bulunduğunu açıkladı. Suriye rejiminin ayakta kalması için de hayati önemde olan, Hizbullah ve İran güçlerinin askeri işleri için de kullandığı kaydedilen Beyrut Limanı’ndaki patlamanın hasar tespiti de sürüyor. Üç günlük yas ilan edilen ülkede Beyrut Valisi Mervan Abbud patlamanın yol açtığı zararın 10 ila 15 milyar doları aşabileceğini belirtti. “Hasar çok büyük. Doğrudan ve dolaylı zararın 10 ila 15 milyar doları aştığını tahmin ediyoruz” diyen Abbud, patlamayı “Lübnan’ın modern çağda yaşadığı en büyük kriz ve felaket” olarak nitelendirdi. 300 bin kişinin de evsiz kaldığı basına yansıdı.
Lübnan Maliye Bakanı Raoul Nehme, ülkenin ekonomik kapasitesinin son derece sınırlı olduğunu kaydederek yardım talebini dolaylı olarak dile getirdi. Sky News Arabia’ya konuşan Nehme, “Devletin kapasitesi çok sınırlı. Merkez Bankası ve diğer bankaların da öyle. Dolarların içinde yüzmüyoruz” dedi.
Dört gün süre
İnceleme Komitesi kurma kararı alan Lübnan hükümeti, sonuçları 4 gün gibi kısa bir sürede elde etmek istediğini açıkladı. Europe 1 radyosuna konuşan Dışişleri Bakanı Charbel Wehbe, “Bu sabah, en fazla dört gün içinde sorumluluk hakkında ayrıntılı bir rapor sunması gereken bir İnceleme Komitesi kurma kararı alındı; nasıl, kim, ne, nerede? Adli kararlar olacak. Durum ciddi ve biz de işi ciddiye alıyoruz. Bu korkunç ihmal suçundan sorumlu olanlar, bir hâkimler komitesi tarafından cezalandırılacak” dedi. Hükümet, depolama ve güvenliği denetleyen tüm liman yetkililerine ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı getirildiğini açıkladı. Gerçek anlamda soruşturma talep edilirken, kayırmacılığın, liyakatsizliğin, mezhepçiliğin had safhada olduğu, oligarkların yönettiği ülkede bunun nasıl gerçekleşeceği zihinlerde sorular dalgalandırıyor.
Faşist zihniyet
Patlamanın nasıl olduğu sorgulanırken, saldırı ihtimali var mı yok mu tartışmaları da sürüyor. İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ise yaptığı açıklamada ülkesinin patlamayla ilişkisi olduğu iddiasını reddetti ve kaza olabileceğini aktardı. ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Beyrut’taki patlamaya ilişkin, “Birçok kişi bunun bir kaza olduğuna inanıyor. Bu bariz bir trajedi” ifadesini kullandı. İsrail’deki sağcı Zehut (Kimlik) Partisi Başkanı Moshe Feiglin ise, “Beyrut Limanı’nda muhteşem bir havai fişek gösterisi seyrettik” ifadelerini kullandı
Hayfa Limanı tedirginliği
İsrail’in başkenti Tel Aviv’deki belediye binası, Beyrut Limanı’nda patlama nedeniyle Lübnan bayrağıyla aydınlatıldı. Tel Aviv Belediye Başkanı Ron Huldai, Rabin Meydanı’nda bulunan belediye binasının Lübnan bayrağıyla aydınlatılmış fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaştı. Huldai, “İnsanlık her tür çatışmadan üstündür. Kalbimiz, büyük bir felaket yaşayan Lübnan halkıyla beraberdir.” ifadelerini kullandı. Bu arada İsrailli parlamenterler de Hayfa Limanı’na dair benzer patlama olasılığına dair kaygıları gündeme getirdi. Jerusalem Post’un haberine göre Likud Partisi milletvekillerinden Gila Gamliel, “Tehlikeli kimyasalları Hayfa Limanı’ndan çıkarmamız gerekiyor. Plan, kimyasalları 5 yıl içinde alandan çıkarmak ve diğer 5 yılda da alanı temizlemek” ifadelerini kullandı.
Nasıl trajediye dönüştü?
Moldova bandıralı Rhosus adlı geminin 2013 yılında Gürcistan’dan Afrika ülkesi Mozambik’e gitmek için İstanbul’dan geçtiği ve Beyrut Limanı’da kaldığı, Lübnanlı yetkililerin bir süre sonra gemide bulunan amonyum nitratı depoya taşıdığı kaydediliyor. Lübnan basını ile uluslararası basına göre ihmaller zinciri sözkonusu. Altı ay önce patlamaya neden olan amonyum nitratı inceleyen uzman bir ekibin, kaldırılmaması durumunda “tüm Beyrut’u havaya uçurabileceği” konusunda uyarıda bulunduğunu söylediği basına yansıdı. Beyrut Liman Müdürü Hassan Koraytem, mahkeme kararıyla limanda tutulan ‘tehlikeli maddenin kaldırılması için’ yargı makamlarına çok sayıda mektup yazdıklarını ama kimsenin harekete geçmediğini söyledi. Gümrük Müdürü Badri Daher ise bir televizyon kanalına açıklamasında, “Malzemenin ihraç edilmesini istedik ama bu yola gidilmedi. Bunun sebebini belirlemeyi uzmanlara ve ilgili kişilere bırakıyoruz” dedi. Geminin eski kaptanı Boris Prokoshev’in de altı yıl önce Rus gazetecilerle bir söyleşide, Lübnanlı yetkilileri kargonun içeriği konusunda uyardığı ortaya çıktı.
The Guardian’ın haberine göre kaptan, “Sahibi gemiyi terk etti. Kargosu, amonyum nitrat. Bu, patlayıcı bir madde. Ve biz terk edildik. 10 aydır bir barut fıçısında yaşıyoruz” dedi. Limanda tutulduğu sırada mürettebatla temas halinde olan bir gazeteciye gönderilen bir mektuptaysa gemi, “yüzen bir bomba” olarak tanımlanıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi de “Salı günü yaşanan trajedi Lübnan’ın yönetici siyasi sınıfı açısından yıkıcı bir hüküm olduğu kadar zümrelere bölünmüş bu eski ülkenin başarısızlığını da ifade ediyor. Eski politik zümreden gelen birkaç aile, servetlerinin en ufak bir parçasını bile paylaşmadan ülkeyi yağmaladılar” dedi.
Macron Beyrut’ta
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Lübnan’a acil durum ihtiyaçları için ilk etapta 33 milyon Euro destekte bulunulacağını bildirdi. Facia sonrası Beyrut’a giderek mevkidaşı Michel Aoun ile görüşen ilk devlet Başkanı olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Lübnan siyasi ve ekonomik bir krizle karşı karşıya ve buna acil müdahale edilmesi gerekiyor” dedi. Alman yerbilimleri merkezi GFZ’ye göre patlama 3,5 ölçeğindeki bir depremle aynı şiddeti yaratırken, Akdeniz’de 290 km uzaklıktaki Kıbrıs’tan da hissedilmişti
Büyükelçi: Onarım sırasında deniyor
Yaklaşık 2 bin 750 ton amonyum nitratın gerekli güvenlik önlemleri alınmadan Beyrut Limanı’nda 6 yıl depoda tutulduuğu kaydediliyor. 2 bin 750 ton amonyum nitratın infilak ettiği noktada 124 metre uzunluğunda bir krater açıldı. Rusya’nın Lübnan Büyükelçisi Aleksandr Zasıpkin, Beyrut Limanı’ndaki patlamanın uzak mesafeden deprem gibi hissedildiğini belirtti. Zasıpkin “Güvenilir verilere göre onarım çalışmaları sırasında yangın çıktı ve ardından 2014’ten beri arızalanan gemiden alıkoyulan amonyum nitratın depolandığı depoda olağanüstü bir patlama yaşandı. Dolayısıyla ciddi iş güvenliği ihlalleri söz konusu. Patlayıcı nitratların imhası düzenli olarak gündeme alındığı ifade edilse de, ilgili denetim kurumlarının açık bir ihmali olduğu görülüyor” ifadelerini kullandı.
Karar ertelendi
Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Uluslararası Lübnan Mahkemesi, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’nin 2005’te uğradığı suikastın soruşturulduğu davada karar duruşmasını 18 Ağustos’a erteledi. Mahkemeden yapılan yazılı açıklamada, Lübnan’ın Beyrut Limanı’ndaki patlamanın mağdurlarıyla dayanışma için, daha önce 7 Ağustos olarak belirlenen karar duruşmasının, 18 Ağustos’ta yapılmasına karar verildiği ifade edildi. Refik Hariri ile 21 kişinin öldüğü, 226 kişinin yaralandığı saldırının soruşturulduğu dosyada, 297 tanık ifadesi ve 3 bin 131 belge delil olarak bulunuyor
DIŞ HABERLER