Dünya genelinde 476 milyon yerli halk, 5 bin farklı kültürü temsil ediyor. Doğal yaşamın sürdürücüsü yerli halkların yaşam biçimleri ve kültürleri ırkçılık ve ayrımcılık nedeniyle büyük risk altında
Mehmet İnanç
9 Ağustos Dünya Yerli Halklar Günü 1982 yılından beri kutlanıyor. Birlemiş Milletler’in açıkladığı rakamlara göre dünya genelinde 476 milyon yerli yaşıyor. Çoğunluğu Asya Kıtası’nda yaşayan yerli haklar yaklaşık 90 ülkede yaşamlarını ve kültürlerini yaşatma mücadelesi veriyor. 5 bin farklı kültürü temsil eden yerli halklar yeryüzünde bulunan yaklaşık 7 bin dilin büyük bir çoğunluğunu konuşuyor.
Benzersiz kültürleri ve doğayla kurdukları ilişki biçimlerinin yanı sıra birçok yerli halk dilini yaşatma mücadelesi veriyor. 2019 yılında yerli hakların konuştuğu birçok dilin büyük bir risk altında olduğunu raporlaştıran UNESCO, aynı yıl söz konusu dilleri korumak ve küresel dikkati arttırmak bir dizi program gerçekleştirmişti.
Dünyanın en yoksul yüzde 15’i
Dünya nüfusunun yüzde 5’ini kaplamalarına rağmen yerliler en yoksul insanların yüzde 15’ini oluşturuyor. Yerli insanların büyük çoğunluğu gerekli sosyal koruma ve ekonomik kaynaklardan yararlanamazken, yetersiz beslenme problemiyle mücadele ediyor. Birçok uluslararası kurum ve kuruluş yerli halkların haklarını ve kültürlerini korumak için özel önlemlerin zorunluluğu olduğunu açıklamaya devam ediyor.
Özellikle koronavirüs salgını sürecinde yerli insanların sağlık ve gerekli hijyen malzemelerine ulaşması daha da zorlaşırken, birçok yerli kabile ve topluluk kendi önlemlerini almak zorunda kaldı.
Yerliler daha kısa yaşıyor
Yerli insanlar yerli olmayanlara göre 20 yıl daha az yaşıyor. Gerekli sağlık bakımının eksikliği ve sıtma, tüberküloz, HIV, AIDS gibi ölümcül hastalıklar hakkındaki bilgisizlik nedeniyle yerliler kolaylıkla hastalık kapabiliyor.
Avrupalıların Amerika Kıtası’nın keşfinin ardından milyonlarca yerli, taşınan hastalıklar yüzünden hayatını kaybetmişti. Bugünlerde ise koronavirüs pandemisi özellikle Latin Amerika’daki yerli kabileler için büyük bir risk taşıyor.
Her üç kadından en az biri cinsel saldırıya uğruyor
Yerli halklara mensup kadınlar arasından doğum sonrası ölüm, erken yaşta hamilelik ve cinsel yollarla bulaşan hastalıkların oranı oldukça yüksekken; yerli kadınların 3’te birinden daha fazlası cinsel saldırıya uğruyor.
Ayrıca birçok ülkede yerliler ötekileştirmeye ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Yaşadıkları bölgenin en eski yerleşimcileri olan yerliler genellikle ülkelerinde politik, ekonomik ve kültürel hayatın dışında tutuluyorlar.
Yerli halklar öte yandan asırlardır kendi topraklarından şirketler ve hükümetler tarafından çıkartılıyorlar.
Yerliler doğayı koruyor
Eşsiz bir kültür ile yaşam biçiminin mirasçısı ve uygulayıcı olan yerli insanların büyük çoğunluğunu geçimlerini yaşadıkları ormanlardan ve tarımdan sağlıyor. Bulundukları bölgeyle uyum içinde yaşayan yerli hakları ayrıca doğal çeşitliliğin korumasının öncülüğünü de yapıyorlar.
Yerli toplulukların iklim değişikliğiyle mücadeleye katkısı, önceden düşünülenden çok daha fazla. Orman alanları, yer üstü tropikal orman karbonunun en az dörtte birini yaklaşık 55 trilyon metrik ton – depolar. Bu, 2014’teki toplam küresel karbon emisyonunun dört katına denk geliyor. Yerel toplulukların dünya çapında yönettiği tüm topraklar için veri bulunmadığından, gerçek etki çok daha büyük.
Topraklarını korumaya çalışırken katlediliyorlar
1993 yılında kurulan bir STK olan Global Witness’ın 2019 yılı verilerine göre 212 kişi doğayı ve toprağı korumaya çalışırken öldürüldü. Bir haftada yaklaşık 4 kişi, maden şirketlerine ve orman kesimine karşı çıktığı için öldürüldü. Katledilen insanların büyük bir kısmını yerliler oluştururken, sadece Amazon bölgesinde 2019 yılında 33 kişi katledildi.
Kaynak metin için tıklayınız