Yaz aylarının sıcaklığı bir yandan, bir yandan ise emek sömürüsü ve kötü yaşam koşulları altında mevsimlik tarım işçileri çalışmaya devam ediyor. Aileleri ile mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklar yaşadıklarını anlattı
Mevsimlik tarım işçilerinin birçoğu ise aileleriyle birlikte çalışan çocuk işçiler. Okuyabilmek için Adana’nın kavurucu sıcaklarında bamya tarlasında çalışan Gülçin ve Emine Şen kardeşler de onlardan ikisi. Şen kardeşler için hayat pahalılığı demek, eğitim masraflarının da yüksek olması demek.
‘4 buçukta kalkıyoruz’
Kardeşlerden Gülçin Şen, okuyup mimar olmak istediğini belirterek, “Üniversite masrafları çok. Ben de yıllarca zaten okumak için böyle çalıştım. Çalışmaya da devam ediyorum” diyor. Her gün kardeşleriyle birlikte bamya toplamaya geldiklerini belirten Şen, “Saat 4 buçukta kalkıyoruz ve öğleden sonraya kadar çalışıyoruz. Sabahları çok nem oluyor. Sonra kahvaltıya gidip tekrar topluyoruz. Öğlen saatlerinde de aşırı sıcaktan terliyorum. Acele ediyoruz, bitirmek için. Günde 60-70 kilo anca toplayabiliyoruz” diyor. “Bamyanın tozu gözlerimize geliyor diyerek yaşadıkları zorlukları anlatan Şen şunları söylüyor: “Gözlerimiz şişiyor. Kardeşimin midesi bulanıyor, kusuyor mesela. Bu yüzden hasta oluyoruz devamlı ama mecburuz. Okuyabilmek için çalışmamız gerekiyor. Şu an 18 yaşındayım. 13 yaşımdan beri ailemle beraber çalışıyorum.”
Eve gidince de çalışıyorlar
Emine Şen de tıp okumak istediğini ifade ederek, önündeki ekonomik zorlukları aşabilmek için çalışması gerektiğini dile getiriyor. “10 kardeşiz, 4’ü evlendi. Okul harçlığımı çıkarabilmek için çalışıyorum” diyen Emine Şen ise şunları söylüyor: “Yazın tarlada, kışın okulda geçiyor. Erkenden bitirmek için çok çalışıyoruz ve çok terliyoruz. Eve gidince bir de ev temizliği var. Biraz dinlenebilirsek akşam tekrar kalkıp yemek hazırlıyoruz, bulaşıkları yıkıyoruz.”
‘Geçinmek için mecburuz’
Şen kardeşlerin annesi Sevim Şen de tarlada ter dökenlerden. Kilosunu 7 liradan sattıkları bamyadan kendi masraflarını zar zor çıkardıklarını belirterek şöyle devam ediyor: “Ama geçinebilmek ve çocuklarımızı okutabilmek için mecbur çalışıyoruz. Kayınvalidem yaşlı, kaynım engelli, evde yatalak, onlarla da ilgileniyorum. Çocuklarım okusun kendi hayatlarını kursunlar diye uğraşıyoruz. 13 yıl önce Diyarbakır Çermik’ten işsizlik nedeniyle Adana’ya çocuklarımla beraber göç ettik. Memlekette koyunlarla uğraşıyorduk. Gücümüz kalmayınca bakamadık ve buraya geldik. Ama burası da çok zor. İmkân olsa tekrar memleketimize dönmek isterdim.”