• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Kasım 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Çin Halk Cumhuriyeti’ne dair…

27 Eylül 2020 Pazar - 00:18
Kategori: Yazarlar

Emperyalist cephenin Çin Halk Cumhuriyeti’ne (ÇHC) yönelik saldırgan tutumu ve ÇHC’nde Komünist Partisi’nin iktidarda oluşu, bilhassa komünistleri ÇHC’ni eleştirel değerlendirmeye tabi tutmalarını engellememeli. Çünkü böylesine eleştirel bir değerlendirme emperyalist-kapitalist dünya düzenini anlamamıza ve uluslararası arenadaki güncel gelişmelerin arka planını görmemize yardımcı olacaktır. Bunun içinse önce ÇHC’nin sosyalist bir ülke olup olmadığını irdelememiz gerekir.

Sosyalizm ve kapitalizm özünde belirli bir üretim tarzının ifadesidirler. Kapitalizmin ne olduğunu en iyi Karl Marx’dan öğrendik: Kısaca, kapitalizmin merkezinde iş gücü, yani emek sömürüsü ile üretimin toplumsal örgütlenmesini gerçekleştiren ve üretilen zenginliği gasp ederek biriktiren sermaye durmaktadır. Sermaye ise, üretim araçlarına sahip olan burjuvazinin mülkiyetindedir ve kapitalizmde burjuvazi egemen sınıftır. Anladığımız biçimde ve tarihsel örneklerinde gördüğümüz gibi, sosyalizmde de üretim toplumsal olarak örgütlenir. Ancak üretim araçları üzerindeki mülkiyet toplumsaldır ve özel sermaye birikimi ile emek sömürüsüne yarayan bir istihdam piyasası yoktur.

Bu kısa anımsatmayla ÇHC’ne baktığımızda, üretim araçları üzerindeki mülkiyetin henüz büyük ölçüde kamusal olduğunu görmekteyiz. Genel olarak toprak da özel mülkiyette değildir, ama 1970’li yılların sonunda gerçekleştirilen “reformlar” sayesinde, kamu teşekküllerinden çok daha hızlı biçimde birikim gerçekleştiren özel sermaye büyümektedir. O açıdan ÇHC’nde gelişmiş bir burjuvazinin, hatta büyük burjuvazinin varlığından söz edebiliriz – henüz iktidarı tam kontrolünde tutamasa da.

ÇHC’nde şirketler, hisse senetleri ve kredi ticaretinin gerçekleştirildiği ve sürekli ivme kazanan bir mali piyasa bulunmaktadır. İş gücünün sömürüsüne açık olan istihdam piyasası büyümekte, yurt dışı ürün ticareti giderek daha fazla liberalleştirilmektedir. Sermaye trafiğinin devlet kontrolünde olmasına ve Merkez Bankası’nın para politikalarını belirlemesine rağmen, önümüzdeki yıllarda sermaye ithali ve ihracının daha da liberalleştirilmesi beklenmektedir.

Her ne kadar ÇKP’ne 1,4 milyarlık nüfusu için açlık ve yoksulluğa karşı verilen mücadelede müthiş bir başarı kazandığını ve yaklaşık 500 milyonluk bir nüfusa ortalama orta katman satın alma gücü kazandırdığını teslim etsek de üretim ilişkilerinin bütününe ve üretim tarzına bakarak ÇHC’nin bir kapitalist ülke olduğunu tespit etmek durumundayız. Üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin olmaması, bankaların ve sermaye ithali-ihracının belirli bir kontrole tabi olmaları, tek başına ÇHC’ni sosyalist yapmamaktadır.

Görüldüğü kadarıyla yönetimdeki Komünist Partisi ÇHC için tüm özgünlükleriyle sosyalist yönelimli bir tekelci devlet kapitalizmini gelişme yolu olarak seçmiştir. Elbette Çinli komünistlere neyi nasıl yapmaları gerektiğini dikte eden bir ukalalığa kalkışacak değiliz. Ancak kendimizde, tarihten ve sınıflı toplumların gelişimlerinden öğrendiğimiz kadarıyla ekonomik açıdan egemen sınıf hâline gelmiş olan Çinli büyük burjuvazinin şu an elde ettiği belirleyici konumunu kolaylıkla ve kendi isteğiyle terk etmeyeceğini, yani ÇHC’nde sosyalist devrimin henüz tamamlanmamış olduğunu söylemeyi bir hak olarak görüyoruz. Gene de ÇHC’nin dünya politikasında uluslararası hukukun üstünlüğünü ülkeler arası iş birliğini öngören tavırlarının emperyalizm karşıtı karakter taşıdıklarını vurgulamalıyız, ama neden öyle olduğu, anlatılması gereken ayrı bir hikâyedir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Malatya’dan çıktı kızıl makine*

Sonraki Haber

Katar Emiri’nden Kobane faturası

Sonraki Haber

Katar Emiri’nden Kobane faturası

SON HABERLER

Komisyonun Öcalan’la görüşmesi ve CHP’nin önündeki tuzak

Komisyonun Öcalan’la görüşmesi ve CHP’nin önündeki tuzak

Yazar: Heval Elçi
14 Kasım 2025

Türkiye yüzyılı Kürtlerle yükselecek

Türkiye yüzyılı Kürtlerle yükselecek

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
14 Kasım 2025

Meclis komisyonunun anlamı

Meclis komisyonunun anlamı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
14 Kasım 2025

Amûdê Sineması: Yanan sadece bir film değildi

Amûdê Sineması: Yanan sadece bir film değildi

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
14 Kasım 2025

Teke düşüyoruz

Somut programın başarısı: Mamdani

Yazar: Heval Elçi
14 Kasım 2025

İsrail ordusu Batı Şeria’da Filistinli 2 çocuğu öldürdü

İsrail ordusu Batı Şeria’da Filistinli 2 çocuğu öldürdü

Yazar: Yeni Yaşam
13 Kasım 2025

Hatay Arsuz’da orman yangını

Hatay Arsuz’da orman yangını

Yazar: Yeni Yaşam
13 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır