• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Eylül 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Meşe Kül Süvari

18 Ağustos 2018 Cumartesi - 23:14
Kategori: Yazarlar

Seyrek olur, dünyanın kalbi çatırdar. Her şey tutulduğuna asılı kalır, bir o gider. Toprak, buzulların soğukluğu; buzul dağlar, aysız gece boşluğu. En son giden için yalnızca son meşe yaprağı tutuşur. Dilsiz bir ağıt, hıçkırığını geri vermeyen sessiz adlar, kimsesiz yankılar. Kendini kelimelerine oyan, kımıldayan, yanıp sönen, havalanıp düşen yaprak külleri. Dönüşünü unutur bir an dünya, gökte unutkanlığına gelir güneş. Suskunluğuna varmış fırtınalar, yarılmış zaman içinde. Donup kalmış resimlerdeki gibi kalakalır yangın ve deniz. Dalayan nemli elmaslarda gözyaşlarına kurumuş taşıl gözler, solmuş rengine eğilip kalan güller.

Seyrek olur, dünyanın yüreği çatlar. İlktir ürpertisizliği zincirlerin, müziğine boğulmuşluğu durgun ve karanlık nehirlerin. Bir an, yalnızca bir an için olduğu yerde ve olduğuyla kalır her şey, bir o gider. Arka ayaklarının eşelediği kara bulutlar üstünde, ön ayakları yıldızlar küreyen beyaz atlar yelesinde. Oyduğu kayanın içinde dinlenen bir yağmur suyu sükuneti, ağızsız ve dilsiz içmeye eğilen milyonlarca mavi gözyaşı. Ki, serptiği kristal soğukluğa, yüzünün canlı çizgilerini işleyen. Kendinden başka bir şey gibi kalır bir an, ağlayan çocuk yüzünün büyüdüğü bir heykel incinmişliği orman. İnlemeyi unutur toprak, sallanan son dalganın kıvrımına ölü kalır deniz.

Bir kez olur, yeryüzünün kalbi dört çağına parçalanır. Her şey olmadığıyla kalır, kendisi kalan bir o gider. Atlar bulutları, bulutlar yanmış otları dişlerken donup kalır her şey bir an. Esmer bir çöle tutulur masmavi deniz, buzların maviliğine erişir kızıl çöller. Saplanıp kalmış belirsiz anılar gibi durup bakar her şey, aynı şişeye dökülen esir kum tanelerinin soğurduğu hep aynı soğuk ışıklar gibi. Gözlerine mil çekilmiş bir sözcüğün kanayan çığlığı, daha çok şeydir halbuki kendi acısından: Bir kelebeğin havalanmasını, bir karıncanın yükünü, kayalıklara kök salan bitkinin düşünü, gülümseyen bir çocuğun soluğunu dile getirir. Şiire varamayan düşüncenin, ışığı bulamayan bir şiirin kendi boşluğuna kaskatı kesilmesi, gidenin ardında bıraktığı yeryüzü. Kulağına kurşun dökülen duygu, fazlasıdır aslında kendi sağırlığından; çağların ötesinden, çığların başlangıcından acılar duyurur. Bizi terk eden bizden götürür, günbatımı güzelliğini de tanyeri kızıllığını da.

Hiç işitilmez bir kez olur, dünyanın gözleri patlar. Her şey karanlığına kalır, zamanı başlangıcında gören bir o gider. Bir an, yalnızca bir an kayalıklara işleyen kan damlaları gibi kuruyup solar yer ve gök. Ne hayat ne ölüm eşlik eder ağırlığına. Ne soğuk ne sıcak, ne aydınlık ne karanlık. İçe işleyen derinlikler, sonsuzluğa açılan boşluklar. Konuşmayan ve susmayan. Her şeyi ve hiçbir şeyi söyleyen. Kar, ölü bir yüzün göçmüşlüğü o an; yağmur, yanmış ağaçların göğe saplı kalan dalları. Kendinden fazla bir şeydi oysa kanat çırpması bir kuşun; tüyleri incilerin soyundan, kanatları gökyakut ışıklar yangınından: Kaybolmayan bir sesi söylerdi, yıkık anayurdunun göçük hüznünü, yitik renklerini.

Hissedilmez yalnızca bir kez kan tutar, yüreğinden yarılır dünya. Her şey yaşar gibi donup kalır, ölmüş gibi bir o el sallayarak gider. Bir an, yalnızca bir an sessizce yeşerir yapraklar, köklerinin kurumuş dili dolaşırken onun kanıyla doyurduğu toprak altında. Giden bizden götürür derin iç çekişini gecenin, ışığın bir çiy damlasıyla gözlerini açtığı çimlerin şafak uyanışını. Kıpırdamayan bir sarkaç, durmuş bir saat, sönmeden ama yanmadan kalan güneş, varlığına da yokluğuna da bilgisiz bırakan zaman. Çöl, soğukluğunu vermeyen buz mavisi; deniz, çoraklığına kavurmayan ağıt sarısı. Bir an, yalnızca bir an için her şey hiçbir şey, bir olmamışlık, duygusuz durulmuşluğu bir boşluk yankısı. Bir gözyaşı oysa daha fazlasıydı kendi dökülüşünden; vadilerin uğultusunu, dağların rüzgarını, insanın kokusunu, çağlayanların uykusuzluğunu söylerdi. Seyrek olurdu ve kimseler bilmezdi; gidenin, bütün çağları dolaşan ölümsüz ruhu döner, sadece bir kez dokunurdu. Donmuş olan çözülsün, yanmış olan yeniden yeşersin diye yalnızca bir kez gelirdi, sıcak kanında yoğurduğu soğuk küllerinden sunmak için.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Devletin Yeni Savaş Konsepti Üzerine Tespitler – I

Sonraki Haber

Doğan Güzel’in çizimiyle Gevşek Unsur…

Sonraki Haber

Doğan Güzel’in çizimiyle Gevşek Unsur…

SON HABERLER

Komisyon MÜSİAD ve TÜSİAD’ı dinledi: Özgürlük alanlarının genişlemesi şart

Komisyon MÜSİAD ve TÜSİAD’ı dinledi: Özgürlük alanlarının genişlemesi şart

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Özgür Özel: Diploma davası yargı tarihinin en utanç verici iddianamesi

Özgür Özel: Diploma davası yargı tarihinin en utanç verici iddianamesi

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Akdeniz Belediye Eşbaşkanları hakkında iddianame

Akdeniz Belediye Eşbaşkanları hakkında iddianame

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Hatay merkezli soruşturmada gözaltına alınan 6 kişi serbest

Hatay merkezli soruşturmada gözaltına alınan 6 kişi serbest

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Marmaray’da bir kişi intihar etti

Marmaray’da bir kişi intihar etti

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Meslek odaları komisyonda: Barış olmadan yatırım olmaz

Meslek odaları komisyonda: Barış olmadan yatırım olmaz

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi önünde açıklama

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi önünde açıklama

Yazar: Heval Elçi
12 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır