• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
11 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kadın

Mücadelenin bir parçası olma zamanı…-Habibe Eren yazdı…

26 Ağustos 2018 Pazar - 10:29
Kategori: Kadın

Kadının kaleminden

Cumartesi Anneleri (insanları) zorla kaybedilen çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin akıbetini sormak amacıyla 1995 yılından bu yana Galatasaray Meydanı’nda haykırıyor. 1995-1999 yıllarında her Cumartesi saat 12.00’de “Kayıplar son bulsun, kayıpların akıbeti açıklansın, kaybedenler bulunsun ve yargılansın” talebiyle Galatasaray Lisesi önünde oturan annelerin çığlıkları 700’üncü hafta da Galatasaray Meydanı’nda bir kez daha insanların vicdanına haykıracak… “Benim evladım gelir diye kapıyı bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim çocuğum gelmedi. Benim çocuğum ölmüşse cenazesini bana versinler.” Bu sözler Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Berfo Kırbayır’a ait. Ömrünün 33 yılını, 12 Eylül döneminde evden alınan ve bir daha geri dönmeyen oğlu Cemil Kırbayır’ı aramakla geçiren Berfo Ana oğlu geldiğinde evini tanısın diye 30 yıl boyunca evinin duvarlarını boyamadı. Berfo Ana ölene kadar oğlunun peşinde olacağını söylemişti öyle de oldu. Diğer anneler ve kayıp yakınları belki de yıllar boyunca çocuklarının ve yakınlarının evden çıktığı son anı ve o kapının tekrar açılışını hayal etti.

Yüreklenme zamanı…

Bundan üç yıl önce Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen JİTEM davasında Cizre’de öldürülen 20 fail meçhulden biri olan oğlunun hesabını sormak için gelen bir annenin haykırışı da en az Berfo Ana kadar etkilemişti beni. Kürtçe konuşan anne 17 yaşındaki oğlunun kuyuda bulduğu cenazesini anlatırken oğlunun üzerinde bulunan kanlı kıyafetini son kez kokladığını söylüyordu. “Üstelik oğlum oruçluydu aç gitti” diyen anne katliam sorumlularından o dönem Albay olan Cemil Temizöz ve diğer sanıkların karşısında onurlu duruşundan taviz vermiyordu. Bugün devrimci olsun ya da olmasın bu ölümler ve kaybetmeler karşısında vicdanı sızlayan ve buna ses çıkaran tüm kesimlerin, benim, senin, onun hepimizin hakikatin çıkarttığı bu ses karşısında belki daha yüreklenmemiz gerekiyor.

Sorumluluk alma zamanı

Geçen günlerde 700’üncü hafta sebebiyle Ahmet Kaya’nın yıllar önce faili meçhul katliamlar için yazdığı “Beni bul anne “ şarkısı sanatçı Ceylan Ertem ile kaybedilenlerin yakınları tarafından seslendirildi ve 700’üncü haftaya çağrı yapıldı. Dünya deneyimlerine baktığımızda gerçekten kadınlar tüm bu süreçlerde, hakikatin savunucusu ve çağrıcısı oldu. Arjantin’de mücadele eden Plaza de Mayo Anneleri, Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri olağanüstü koşullarda dahi seslerini duyurmaya devam etti. Şarkıya gelecek olursak; “Beni bul anne “ sözü başka bir hakikati de bir bıçak gibi yüzümüze vuruyor. Elbette anneler yıllar boyunca ne unuttu, ne affetti. Ne de hesap sordukları bir günü bile aklından çıkarmadı. Yıllarca süren adalet ve hakikat arayışında anneleri ve kayıp yakınlarını bu yolda yalnız bırakmama sorumluluğu ise hepimizin omuzlarında ağır bir yük olarak duruyor. Bu sorumluluk bugün yıllarca mücadele eden annelerden çok bize düşmüyor mu? Anneler ve kayıp yakınları ilk günden beri bir an olsun dahi o alana gitmekten imtina etmedi. Her hafta attıkları sloganda ve yüreklerde var olan sızı belki aynı tonda devam etti; ancak yakınlarının bir daha dönemeyeceği gerçeğinin yanında, aynı acılar bir daha yaşanmasın diye meydan hiç boş bırakılmadı. Bugün o meydanı doldurmak, gözlerinin feri ve umudu hiç sönmeyen annelerin yanında olmak ve sonrasında, hep beraber “seni bulduk” diyebilmek, geçmişin hesabını sorabilmek bir hayalden öte dirençli bir mücadelenin parçası olarak karşımızda duruyor.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Devletin yeni savaş konsepti üzerine tespitler – II

Sonraki Haber

Brezilya’da bini aşkın gözaltı

Sonraki Haber

Brezilya’da bini aşkın gözaltı

SON HABERLER

Kartal: Halklar için yeni bir milat 

Kartal: Halklar için yeni bir milat 

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Birinci turda aday çıkarmama meselesi

12’nci Kongre’ye selam olsun!

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Yaşamın özgürlüğüdür derdimiz, kararımız

Mezopotamya havzasına siyasi müdahale

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Yüksek güvenlikliler güneşe uzak

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Barış bir mücadele sorunudur

PKK barışın kongresini yaptı

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır