Cihadist gruplar, tarihi eserlerin taşınamayanlarını haram sayarak yok ederken, taşınır olanları da çalıp yurt dışına pazarlıyor. Serêkaniyê’de de aynı yöntem uygulanıyor
Farklı etnisite, farklı dinler taşıyan uygarlıkların ürettiği kültürel değerler, insanlık mirası olarak 2020’ye kadar ulaşırken, cihadist gruplarca çalınıp satılıyor. Dini dogmalarla hareket eden, Sünni İslam’a ait olmayan her şeyi yok etmek ye da satıp zenginleşmek isteyen cihadist savaş baronlarının Efrîn’den sonra Serêkaniyê’de arkeolojik değerleri de yağmaladığı kayıtlara geçti. ANF’nin haberine göre 2011’de başlayan Suriye iç savaşında, kentlerdeki gelişmeleri raporlaştıran Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), TSK ile ittifak halinde Serêkaniyê’ye giren silahlı grupların (Suriye Milli Ordusu-SMO denen gruplar) dünya kültür mirası tarihi eserleri talan ettiğini açıkladı. SOHR, grupların Serêkaniyê’nin 3 kilometre güneybatısında bulunan Til Helef beldesindeki tepede tarihi eserleri çaldığına yer verdi. Til Helef tepesinin tarihi M.Ö. 6 binli yıllara dayanıyor ve tepenin birçok uygarlıktan insanları bağrında yaşattığı biliniyor. Gruplar Serêkaniyê’nin demografik yapısını da değiştirme politikalarını sürdürüyor. Efrîn (Afrin) başta olmak üzere birçok tarihi mekanda insanlığa ait eserlerin yağmalandığı, taşınamayan eserlerin yok edildiği, taşınabilir olanların yurt dışına satıldığı belgelenmişti.
İsviçre ve İspanya gündeminde
Yerüstü kaynakları da Suriye dışına çıkarılıyor. En son Efrîn’de binlerce litre zeytinyağının Türkiye kentlerine ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihraç edildiği ortaya çıkmıştı. Şubat 2029’da İsviçre’de Muhafazakar Demokrat Partili milletvekili Bernhard Guhl de, Efrîn’den Türkiye’ye getirdiği zeytinin işlenerek Avrupa Birliği (AB) ülkelerine satıldığı konusunu parlamento gündemine taşımıştı. Guhl, zeytinlerin gruplara mali destek sağlamak amacıyla ve haksız şekilde Türk malı etiketiyle AB pazarına sürüldüğünü söylemişti. Euronews haberine göre Guhl, “Çaldıkları zeytini İspanya’ya satıyorlar” ifadelerini kullanmış, İsviçre Ulusal Parlamentosu’na bu ticaretin ve elde edilen potansiyel gelirin soruşturulması için çağrı yapmıştı. İspanyol gazetesi Publico da konuyu haber yapmıştı. Publico haberde, Türkiye’nin Efrîn’deki zeytini bölgedeki tesislerde işleyerek elde ettiği zeytinyağını Türkiye’ye taşıdığını, burada Türk ürünü olarak etiketledikten sonra bazı aracı şirketleri kullanarak ihraç ettiğini yazmıştı. Publico gazetesi, İsviçreli milletvekili Bernhard Guhl’un, “Şirketlerin çalıntı zeytin ya da zeytinyağı ticareti yapıp yapmadığının soruşturulmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum” sözlerine de yer vermişti. FOX News’ten Barnini Chakraborty, Olive Oil Times, Almanya ajansı Deutsche Welle de gelişmeleri haberleştirmişti.
Efrîn zeytinleri
Atalan Dış Ticaret sahibi Başkanı Ali Nedim Güreli, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Afrin zeytini olmasaydı bu kadar da ihracat yapamazdık. Eskiden bu ürün Afrin’den kaçak geliyordu ve Aydın’da kurulan borsalarda üreticilere satılıyordu. Getiren tedarikçi kimse, o fatura kesiyordu. Şimdi devlet eliyle satış yapılı*yor. Artık yaklaşık 30 bin tonluk üretimi olan Afrin zeytinyağlarının çok büyük bir kısmı Türkiye’ye geliyor. Afrin zeytinyağı adeta Türk malı haline geldi” demişti.
Uluslararası kurumlara çağrı
Efrîn’in tarihi höyüklerinde ANHA’nın haberine göre yağma sürüyor. Efrîn Tarihi Mekanlar Müdürlüğü Üyesi Selahedin Sino şunları söyledi: “İş makineleriyle yapılan kazılar bölgenin doğasına ve tarihine kalıcı hasarlar veriyor. Müdürlüğümüzün açıklamasında belirttiği Şêx Abdulrehman Höyüğü, İskî köyü Höyüğü, Feririyê köyünde bulunan Furaq Höyüğü, Sorka köyünde bulunan Keşîr Höyüğü, Qerebaba köyünde bulunan Hisîn Nasir Höyüğü, Efrîn merkezde bulunan Comka Höyüğü, Qibarê köyü Höyüğü, Til Tewil Höyüğü, Marta köyü Höyüğü, Kefer Romê köyü Höyüğü, Bir Afraza Höyüğü, Mabata ilçesindeki Xazyan köyü Höyüğü ve Kemrok köyünde bulunan Ebuş Höyüğü gibi tarihi mekanlar, çetelerin yağmalaması sonucu büyük hasar gördü.” Tarihi mekanlara bilinçli olarak zarar verildiğini söyleyen Sino, uluslararası hukuk kurumlarına çağrıda bulunarak, Efrîn’deki tarih katliamına karşı harekete geçilmesini istedi.
SERÊKANİYÊ